21.yüzyıl epistemolojisi (bilgi felsefesi), 20. yüzyılın bireysel odaklı, analitik ve getiri temelli (justified true belief=gerekçelendirilmiş doğru inanç) paradigmalarından radikal bir dönüşüm geçirerek, sosyal, dijital ve etik odaklı bir disiplin haline gelmiştir. Bu evrim, küreselleşme, dijital devrim, AI'(YZ)nin yükselişi ve sosyal adaletsizliklerin artması gibi faktörlerle tetiklenmiştir. Geleneksel epistemoloji (örneğin, Descartes'ın bireysel şüphecilik veya Gettier problemleri) hâlâ temel oluştururken, 21. yüzyıl epistemolojisi bilginin kolektif üretimini, güç dinamiklerini ve teknolojik aracılığını merkeze alır.
Ana karakterizasyon: "Bağlamsal ve Adil Bilgi Arayışı" – bilgi, nötr bir bireysel başarı değil, sosyal ilişkiler, teknoloji ve etik sorumluluklar ağıdır. Bu sentez, epistemolojinin disiplinlerarası (sosyoloji, bilişsel bilim, veri etiği) bir alana dönüştüğünü gösterir.
1. Sosyal ve Kolektif Bilgi Üretimi: Bireyselcilikten
Topluluk Odaklılığa
- yüzyılın
sonu bireysel bilgi (knowledge-first, Williamson) odaklıyken, 21. yüzyıl
epistemolojisi bilginin sosyal inşasını vurgular. Temel soru: "Bilgi,
bireysel mi yoksa kolektif mi?" Sosyal epistemoloji (Alvin Goldman,
1999'dan miras), bilgi üretimini tartışma, tanıklık ve grup dinamikleriyle
açıklar.
- Ana
Özellikler: Grup bilgisi (group knowledge), epistemik çeşitlilik
(epistemic diversity) ve dağıtılmış biliş (distributed cognition). Dijital
çağda, Wikipedia gibi platformlar kolektif bilginin paradigmasıdır.
- Örnek
Gelişme: 2010'lar, "akran uyuşmazlığı" (peer disagreement)
tartışmalarını artırdı (Elga, 2007; Christensen, 2015); bireysel inançlar,
grup konsensüsüyle revize edilir.
- Karakteristik
Değişim: Epistemoloji, sosyolojiyle kesişir; bilgi, güç ilişkileriyle
(Foucault etkisi) şekillenir.
2. Epistemik Adaletsizlik ve Etik Boyut: Güç ve Eşitsizlik
Eleştirisi
- yüzyılın
en belirgin özelliği, epistemolojinin etik ve adalet odaklı hale
gelmesidir. Bilgi erişimi, sosyal eşitsizliklerle bozulur – bu, feminist
ve postkolonyal epistemolojinin yükselişiyle somutlaşır.
- Ana
Özellikler: Miranda Fricker'ın Epistemic Injustice (2007) kavramı
(tanıklık adaletsizliği, hermeneutik adaletsizlik), epistemolojiyi etik
bir alana taşır. Bilgi, ırk/cinsiyet/sınıf temelli önyargılarla bozulur.
- Örnek
Gelişme: 2020'ler, "epistemik şiddet" (epistemic violence,
Dotson 2011) ve "cehalet epistemolojileri" (epistemologies of
ignorance, Tuana 2006) ile zenginleşti; AI bias'ları (örneğin, facial
recognition'da ırkçı hatalar) epistemik adaletsizliği somutlaştırır.
- Karakteristik
Değişim: Epistemoloji, normatif bir disiplin olur; "epistemik
erdemler" (epistemic virtues, Zagzebski 1996'dan evrilmiş) adil bilgi
arayışını teşvik eder.
3. Dijital ve AI (YZ) Entegrasyonu: Teknoloji Aracılı BilgiDijital
devrim, epistemolojiyi "veri epistemolojisi"ne (data epistemology)
dönüştürdü; bilgi, algoritmalar ve sosyal medya aracılığıyla üretilir.
- Ana
Özellikler: "Post-truth" dönemi (Oxford 2016 kelimesi),
dezenformasyon ve "baloncuk epistemolojisi" (epistemic bubbles,
Nguyen 2020) vurgulanır. AI, bilgi üretimini otomatikleştirir – örneğin,
deepfake'ler epistemik güvensizliği artırır.
- Örnek
Gelişme: 2020'ler, "AI epistemolojisi"ni doğurdu; modellerin
"bilgi"si (hallucinations) sorgulanır (Bender et al., 2021).
Epistemik değerler, veri setlerinde bias'ı önler (Gebru et al., 2021).
- Karakteristik
Değişim: Epistemoloji, bilişsel bilim ve veri etiğiyle kesişir; "veri
adaleti" (data justice) kavramı yükselir.
4. Feminist ve Kesişimsel Yaklaşımlar: Çeşitlilik ve
DirenişFeminist epistemoloji, 21. yüzyılda epistemolojinin "eleştirel
kanadını" güçlendirdi; bilgi, marjinal perspektiflerden yeniden okunur.
- Ana
Özellikler: Sandra Harding'in "güçlü nesnellik" (strong
objectivity, 1991) evrilerek kesişimsel epistemolojiye (intersectional
epistemology, Collins 2000) dönüştü; ırk, cinsiyet ve sınıf, bilgi
üretimini şekillendirir.
- Örnek
Gelişme: 2020'ler, "epistemik direniş" (epistemology of
resistance, Medina 2013) ile zenginleşti; #MeToo, epistemik adaletsizliği
somutlaştırdı.
- Karakteristik
Değişim: Epistemoloji, kapsayıcı ve aktivist bir alana evrildi;
"durumlaşmış bilgiler" (situated knowledges, Haraway 1988)
standartlaştı.
Geleneksel epistemoloji, 20. yüzyılın büyük kısmını şekillendiren bir disiplin olarak, bilginin tanımı (justified true belief - JTB: gerekçelendirilmiş doğru inanç), Gettier problemleri (bilgi analizinin yetersizliği) ve şüphecilik (skepticism: bilginin imkansızlığı) gibi tartışmalar etrafında dönmüştür.
yü21.yüzyılda,
bu geleneksel tartışmalar terk edilmedi; aksine, yeni katkılarla
zenginleştirildi ve dijital, sosyal ve etik açılımlarla genişletildi.
Epistemoloji, bireysel odaklı bir "analiz programı"ndan (knowledge
analysis) kolektif, bağlamsal ve teknoloji entegrasyonlu bir alana evrildi. Bu
sentez, epistemolojinin "post-analitik" bir döneme girdiğini
gösterir: Geleneksel sorunlar (örneğin, Gettier) hâlâ tartışılırken, yeni
paradigmalar (knowledge-first, epistemik adaletsizlik) onları dönüştürür.
Geleneksel Epistemolojinin Temel Tartışmaları (20. Yüzyıl
Mirası) Geleneksel epistemoloji, bilginin "ne olduğu"na odaklanır:
- JTB
Modeli (Platon'dan miras, 20. yüzyıl standartı): Bilgi =
Gerekçelendirilmiş (justified) + Doğru (true) + İnanç (belief). Bu,
bireysel bilişsel başarıyı vurgular.
- Gettier
Problemleri (1963): Edmund Gettier, JTB'nin yetersizliğini gösterdi – şans
eseri doğru inançlar bilgi sayılmaz (örneğin, sahte izlenimle doğru sonuca
varma).
Bu, epistemolojide "bilgi analizi" programını tetikledi: Gerekçelendirme (justification) ne? Güvenilirlik (reliabilism) mi, erdem epistemolojisi mi?
- Şüphecilik
(Skepticism): Descartesçı şüphe (beyin-kavanoz senaryosu) ve Hume'cu
indüksiyon sorunu; bilgi mümkün mü? 20. yüzyılda, Moore ve Wittgenstein
gibi düşünürler buna karşı çıktı.
- Genel
Karakter: Bireysel, analitik ve soyut – bilgi, zihinsel durumlar (inanç,
gerekçe) üzerinden tanımlanır.
Bu miras, 21. yüzyılda hâlâ temel olsa da, yeni katkılarla
revize edildi.21. Yüzyılda Geleneksel Tartışmalara Yeni Katkılar
- yüzyıl,
geleneksel sorunlara empirik, sosyal ve teknolojik verilerle yanıt verdi.
Gettier gibi problemler çözülmedi ama alternatif paradigmalar doğdu –
örneğin, knowledge-first epistemoloji, JTB'yi tersine çevirdi.
- Knowledge-First
Epistemoloji (Bilgi-Öncelikli Yaklaşım): Timothy Williamson'ın Knowledge
and Its Limits (2000) ile başlayan bu akım, geleneksel JTB'yi eleştirir:
Bilgi, gerekçelendirmeden (justification) önce gelir; gerekçe, bilgiyle
açıklanır.
Knowledge-first epistemoloji (bilgi-öncelikli epistemoloji), çağdaş epistemolojinin en etkili paradigmalarından biridir ve Timothy Williamson'ın Knowledge and Its Limits (2000) adlı kitabı ile sistematik hale gelmiştir.
- Bilgi, Faktiv Bir Zihinsel Durumdur
Faktiv demek: Bilgi, doğrudan doğruya gerçekle örtüşen bir zihinsel durumdur.
“Ali biliyor ki kar yağıyor” → Bu ancak gerçekten kar yağıyorsa doğru olabilir.
İnanç (belief) böyle değildir: “Ali inanıyor ki kar yağıyor” → Kar yağmasa bile bu cümle doğru olabilir.
Dolayısıyla bilgi, inançtan daha temel bir zihinsel durumdur. İnanç bilgi içermez, ama bilgi inancı aşan bir şeydir.
- E = K Tezi (Evidence = Knowledge)
Geleneksel yaklaşım: Önce kanıt vardır, sonra bu kanıt inançlarımızı gerekçelendirir, böylece bilgiye ulaşırız.
Williamson’ın ters çevirmesi:
Kanıt dediğimiz şey zaten bildiğimiz şeydir.
Yani “kanıt” bağımsız bir kategori değil; bilgiyle özdeş.
Örnek:
Geleneksel: “Pencereden yağmuru gördüm → bu görsel kanıt → inancımı gerekçelendirdi → bilgiye ulaştım.”
Williamson: “Yağmur yağdığını biliyorum → işte bu bilgi zaten kanıtım.”
- Neden Radikal?
Çünkü epistemolojide uzun süre “kanıt → gerekçelendirme → bilgi” sıralaması temel kabul edildi.
Williamson bu sıralamayı tersine çeviriyor: Bilgi, epistemolojinin ilk kavramıdır.
Böylece bilgi, inanç + gerekçelendirme + doğruluk gibi bileşenlere indirgenemez; kendi başına açıklayıcı bir kavramdır.
- Sonuç ve Etkiler
Bilgi, epistemolojinin atomu: Daha temel bir şeye indirgenemez.
Kanıt, bilgiye dayanır: Epistemik gerekçelendirme, bilginin kendisiyle açıklanır.
Analitik gelenekte kırılma: Bu yaklaşım, klasik “kanıt-öncelikli” evidentialism’i sarsar.
Pratik sonuç: Epistemik tartışmalarda “kanıtın ne olduğu” sorusu, “neyi bildiğimiz” sorusuna indirgenir.

Yeni açılım: Epistemoloji, metafizikle (modal logic) entegre
olur.
- Şüphecilik
Tartışmalarına Katkılar: 20. yüzyıl şüpheciliği (Cartesian skepticism)
bireysel odaklıyken, 21. yüzyılda "yapısal şüphecilik"
(structural skepticism) yükseldi – bilgi, sosyal yapılarla bozulur
(örneğin, post-truth).
Katkı: Ernest Sosa'nın erdem epistemolojisi (virtue
epistemology, 2007), şüphecilikle mücadelede "epistemik erdemler"i
(açık fikirlilik, tevazu) önerir – bireysel değil, pratik bir yanıt.
Yeni açılım: Dijital şüphecilik (deepfake'ler, algoritmik bias), Hume'cu indüksiyonu günceller.
- Gerekçelendirme
ve Analiz Programı: Gettier sonrası "program of analysis" (bilgi
analizi), 21. yüzyılda kısmen terk edildi.
Katkı: Knowledge-first, analizi "tersine çevirir"
– gerekçelendirme, bilgiyle türetilir (Williamson, 2020'ler güncellemeleri).
Ayrıca:
- Erdem
Epistemolojisi (Sosa, Zagzebski) Klasik gerekçelendirme
tartışmalarını, öznenin bilişsel erdemleri üzerinden yeniden yorumlar.
Burada bilgi, doğru inanç + güvenilir bilişsel yeti/erdem olarak görülür.
Böylece klasik “gerekçelendirme” kavramı, karakter ve yeti boyutuyla
genişletilir.
- Güvence
(Safety) ve Duyarlılık (Sensitivity) Koşulları (Nozick, Pritchard)
Gettier sorununa cevap olarak, bir inancın bilgi sayılması için yalnızca
doğru ve gerekçeli olması yetmez; aynı zamanda “yakın olası dünyalarda
yanlış olmaması” (safety) veya “doğru olmasa inanılmaması” (sensitivity)
gerekir. Bu, klasik tanımı modal mantıkla güçlendiren bir yorumdur.
- Bağlamsalcılık
(Contextualism) Bilgi iddialarının doğruluk koşulları bağlama göre
değişir. Gündelik hayatta “biliyorum” demek için düşük standartlar
yeterliyken, felsefi bağlamda çok daha yüksek standartlar gerekir. Bu,
klasik bilgi tanımını esnekleştiren bir yaklaşım.
- Doğalcı
Epistemoloji (Quine sonrası) Klasik epistemolojinin normatif “nasıl
gerekçelendirilir?” sorusunu, bilişsel bilim ve psikolojiyle
ilişkilendirerek yeniden yorumlar. Bilgi, insan zihninin doğal işleyişi
içinde incelenir.
- Epistemik
Erdemsizlik ve Kusurlar (Cassam) Klasik gerekçelendirme tartışmalarına
yeni bir boyut ekleyerek, yanlış bilgiye yol açan karakter kusurlarını
(dogmatizm, önyargı, dikkatsizlik) epistemolojinin konusu haline getirir.
Özetle, 21. yüzyıl bilgi felsefesi, kesinlik arayışını bir kenara bırakarak, bilginin toplumsal yapısına, gündelik yaşama olan bağlantısına ve bilimsel ilerlemelerin getirdiği metafizik sorulara odaklanmış durumda. Felsefenin bu alanı, günümüzde artık sadece soyut bir düşünce pratiği değil, aynı zamanda sosyal ve bilimsel gerçekliklerle iç içe geçmiş bir disiplin haline geldi.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder