Emmanuel Levinas


Emmanuel Levinas (1906—1995) Husserl ile Heidegger’in düşüncelerinin ışığı altında geliştirdiği “öteki felsefesi”yle XX. yüzyılın ikinci yarısında çok büyük yankılar uyandıran; Litvanya doğumlu olmasına karşın yapıtlarını verdiği, içinde yetiştiği Fransız felsefe bağlamıyla birlikte anılan felsefeci. Levinas’ın düşün çevrelerinde tanınmaya başlayışı, 1930’ larda Husserl ile Heidegger’in görüngü bilimsel felsefelerini bir yanda yaptığı çevirilerle öbür yanda yazdığı açımlama yazılarıyla Fransız felsefe gündemine sokuşuyla olmuştur. Daha sonra geliştirdiği özgün düşüncelerle Levinas, geleneksel Batı felsefesine kök saldığını düşündüğü “Ben”in yerine “Öteki”yi, “Aynılık”ın yerine “Başkalık”ı öne çıkaran bir felsefenin temellerini atmıştır. Söz konusu düşüncelerinde Levinas, prote philosophia (“ilk felsefe”) olarak kayıtsız şartsız sonuna dek “Öteki” için duyulan sonsuz bir sorumluluk üzerine yapılandırdığı kendi etiği önermiştir. Nitekim Levinas’ın görüngübilimsel bir bakış açısından etiğin gerçek anlamını ortaya çıkarmak amacıyla yürüttüğü çalışmalar daha yaşarken klasik bir nitelik kazanmışlardır.

 1961 yılında yayımladığı en önemli yapıtlarından Bütünlük ile Sonsuzluk (Totalite et infini) Levinas etiğin temelini Öteki ile girilen yüz yüze ilişkide Öteki’nin Ben’i sorun haline getirmesi olarak belirlemiştir. Başta Özün Ötesinde Varlıklarında Öteki (Autrement qu’être on au-delà de l’essence, 1974) adlı çalışması olmak üzere, daha sonraki yapıtlarında Levinas, giderek görüngübilimsel izlenceden uzaklaşarak bu belirlemesinin ön-koşullarını başka yönlerden geliştirme çabası içinde olmuştur. Son döneminde Levinas, görüngübilimin sonuna dek götürülerek sınırlarının dışına çıkıldığı yerde; ben’in içindeki ötekiliği görmeye yönelik bir düşünme tutumu içinde olmuştur. (…)

Metnin devamı için: Felsefe Sözlüğü-Bilim ve Sanat Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder