Ernst Cassirer (1874-1945),
Hamburg’da profesör olarak çalışmıştır. Yahudi asıllı filozof 1933’de
Nazilerin yönetime gelmesi üzerine Almanya’yı terk etmiştir.
Cassirer en üretken Yeni
Kantçıdır; yapıtlarının sayısı yüzü aşmaktadır. Filozof olarak yaşamının her
döneminde felsefe problemlerinin tarihiyle yoğun şekilde ilgilenmiş, felsefe
tarihçiliğinin klasikleri arasına girmiş çok sayıda monografi ve inceleme
yayımlamıştır.
Onun felsefesi, esas
itibariyle düşünüş şekilleri ve sembolik formların neliğini ortaya koyma
girişiminin bir ürünüdür. Ona göre, nesneyi içinde bulunduğu bağıntılara göre
kavramamızı sağlayan bilimsel düşünüş yanında, dilsel düşünüş, mitik-dinsel
düşünüş ve sanatsal görü tarzları da vardır. Cassirer, insanlık tarihinde,
doğrudan nesnelere yönelik düşünüş şeklinden nesneleri ikincil kılan,
sembolik- işlevsel-bağıntısal düşünüş şekline doğru bir geçiş olduğunu, bunun
sonucu olarak ve bundan sonra doğayı ve tarihi ve hatta bizzat insanı sembolik formlar
altında tanımaya başladığımızı göstermek ister.
Hocaları Cohen ve Natorp’un geç
yapıtlarındaki metafizik-mistik havadan hiç etkilenmemiştir. Ayrıca Cohen’in
aşırı doğa bilimci tavrını da benimsememiştir. Tüm çalışmalarında tarihsel ve
sistematik yönelimlerin beraberliğine rastlanır. Ününü önce felsefe tarihi
çalışmalarıyla yapmıştır. Bu çalışmalarından bazıları şunlardır: Kants Leben
und Lehre, 1918 (Kant’ın
Yaşamı ve Öğretisi),16 Das Erkenntnisproblem in der Philosophie und Wissenschaft
der neueren Zeit, 4 cilt, 1906-20 (Yeniçağ Felsefe ve Biliminde Bilgi Problemi),
Die Philosophie der Aufklärung, 1932 (Aydınlanma Felsefesi), Die Platonische
Renaissance in England und die Schule von Cambridge, 1932 (İngiltere’de Platoncu Rönesans ve
Cambridge Okulu), Goethe und geschichtliche Welt, 1932 (Goethe ve Tarihsel Dünya),
Zur modernen Physik, 1957 (Modern
Fizik Üstüne).
Bu çalışmalarında Platon’un
“idea”sı ile modern doğa bilimlerinin “yasa”sı arasında kurduğu ve çok
tartışılmış olan koşutluk bugün de tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Ona göre Rönesans’ta ortaya çıkan “bilgi” kavramı, Kant felsefesinde en olgun
işleniş şeklini bulmuştur. Cassirer, felsefe ve bilim tarihindeki gelişmeleri
tinsel/tarihsel yaşamın diğer öğe ve gelişmeleri ve etkenleriyle birlikte ele
alır ve bununla matematiksel/doğabilimsel bilginin tek yanlılığını göstermek
ister ki, bu tavrı onu kültür felsefesine yöneltir. Substanzbegriff und
Funktionsbegriff, 1910 (Töz
Kavramı ve İşlev Kavramı) bu konudaki ilk sistematik yapıtıdır.
Bu yapıtta Cassirer, fizik biliminin nesnesi ile kimyanın ve biyolojinin
nesnelerinin farklı olduğunu, kimyada ve biyolojide mekanizmin ve
determinizmin yetersiz kaldıklarını, bu bilimlerde erek fikrine ve
erekselciliğe yer açmanın gerekli olduğunu vurgulayarak bir kültür felsefesi
geliştirmeye girişir. Bilimsel düşünüş kalıbının indirgeyiciliğinden ve
tekyanlılığından sıyrılmak, dilsel, mitik-dinsel düşünüş şekillerinin ve
sanatsal görü ve duyuş kalıplarının değerini teslim etmek gerekir. Bu düşünüş
şekilleri ve kalıplar, topluca, insanlığın ve kültürün bütün olarak ortaya
çıkmasında ve kurumlaşmasında etkilidirler. Dolayısıyla insanlığı bilimin
ışığında incelemekten öteye geçecek, hatta bilimin kendisini de insanlığın
gelişimi içinde ele alacak bir felsefi düşünüşe gereksinim vardır ki, “kültür
felsefesi”nin konusu tam da “kültür” denen şeyin oluşumunu sağlayan bu
düşünüş şekilleri ve kalıplarıdır. Bu düşünüş şekilleri ve kalıplar,
insanlığı insanlık yapan sembolik formlardır. Cassirer Die Philosophie der
symbolischen Formen, 3 cilt, 1923-29 (Sembolik Formlar Felsefesi) adlı yapıtında bu
formları inceler. Bu yapıtta dil, mitos, sanat, din, bilim ve felsefeyi,
düşünüş şekilleri, duyuş/seziş kalıpları yani sembolik formlar, dünyayı
anlamanın yapıtaşları olarak derinliğine ele alır ve bu incelemelere
dayanarak insana artık animal rationale’den (akıllı hayvan) çok animal
symbolicum (sembolleştiren hayvan) demenin gerektiğini ileri sürer.
Cassirer’in etkisi, Okul’un
diğer üyelerinin etkisinden çok daha fazla olmuştur.17 Ayrıca Kant’ın tüm
yapıtlarının 10 büyük boy cilt olarak yayımlanmasını sağlamıştır. Cassirer’in
siyasi görüşleri de Yeni Kantçı liberal/hümanist sosyalizme yakındır.
Kant ve Yeni Kantçılık-Doğan Özlem-Cogito Sayı: 41-42 2005-Yapı Kredi Yayınları |
Akımlar
- Felsefi "izm"ler
- Sofizm
- Stoacılık
- Kuşkuculuk
- İdealizm
- Yeni Platonculuk
- İnsancılık (Hümanizm)
- Usçuluk
- Deneycilik
- Eleştiricilik (Kritisizm)
- Materyalizm
- Liberalizm
- Hiççilik (Nihilizm)
- Sosyalizm
- Marksizm
- Olguculuk (Pozitivizm)
- Postpozitivizm
- Pragmatizm
- Fenomenoloji (Görüngübilim)
- Yeni Kantçılık
- Mantıkçı Pozitivizm
- Yeni Hegelcilik
- Yapısalcılık
- Çözümleyici Felsefe
- Varoluşçuluk
- Yorumbilgisi (Hermeneutik)
- Frankfurt Okulu
- Feminizm
- Postyapısalcılık
E.Cassirer
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder