Ş


Şey

[Alm. Ding]
[Fr. chose]
[İng. thing]
[Lat. res; skolastikte: ens]:
(Günlük dilde) Herhangi bir düşünce konusunu göstermeğe yarayan belirsiz terim.

(Felsefede)

1- Düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan her şey. Bu anlamda: düşünce nesnesi = ens rationis.

2- Kişiye karşıt olarak: Bilinçten yoksun varlık.

3- Gerçek olan, bilincin dışında, kendi başına var olan tek nesne (ens reala). Böyle bir var olan, tek nesne olarak niteliklerin taşıyıcısı töz diye de anlaşılır.

4- Duyularla kavranabilen cisimsel nesne.
Şey

İnsanın kendisinden ayrı tutmak, düşüncesinde ayrı bir yere oturtmak için, varolsun ya da varolmasın, düşünce konusu edilebilen her türden “nen’ ‘i, “kendilik”i, “varlık”ı belirtmek için kullandığı terim. En genel anlamda “şey” ile “kendilik” ya da “varlık” birbirlerinin yerine kullanılabilir şeylerdir; ister tikel, ister tümel, ister soyut, isterse somut olsun içinde varolduğu bir varlıkbilgisi dizgesi tarafından kabul edilen herhangi bir parça ya da herhangi bir kalem için kullanılabilirler.

Bu anlamda yalnızca maddi nesneler değil, nitelikler, ilişkiler, olaylar, sayılar, diziler ve önermeler de —birer varlık olarak kabul edilmekteyseler— “şey” olarak kabul edilebilirler. Buna karşın felsefeciler genellikle şeyin özellik, ilişki ya da olay gibi terimlerle karşıtlık içinde kavrandığı çok daha dar bir anlamını kullanırlar. Bu sınırlandırılmış anlamda şeyler niteliklere sahip olan, birbirleriyle ilişki içinde olan, değişime uğrayan parçalardır. Nitekim şey düşünüşü geleneksel töz anlayışıyla yakından bağlantılı olduğu gibi, dilbilgisel ve mantıksal özne tasarımıyla da bağlantılıdır.

“Şeyliğin bu sınırlı anlamındaki ayırt edici özellikleri nelerdir?” sorusu günümüzde “şey” üzerine yürütülen tartışmaları yönlendirmektedir. Bu tartışmalarda iki yanıt daha bir ön plana çıkmaktadır. Frege ve çok daha yakın dönemin felsefecilerinden Quine’ın desteklediği birinci yanıt, bir şeyin özel bir ad tarafından göndermede bulunulabildiği ya da nitelendirmenin değişkeninin değeri kılınabildiği her ne ise o olduğu yönündedir. Ama gerçek bir özel adı ya da nitelemenin değişkenini neyin oluşturduğunu kısırdöngüye düşmeksizin belirlemek oldukça zordur. İkinci yanıtta, yani metafizik yanıtta şeyliğin ayırt edici özelliği belirli ve nesnel özdeşlik koşullarına sahip olmasını dayandırılır. Bu açıklamada “şey” örnekleme adına özdeşlik ölçütünü sağlayan bir kavram altına giren bir parçadır. Sözgelimi ayakkabılar, gemiler şeydir ama önermeler sözgelimi ”ayakkabıların kokması”nı ya da “gemilerin yanması”nı anlatan bildirimler) kesinlikle şey değildir.

Şey teriminin, ayrı özel bir anlamı daha bulunmaktadır. Şey bu anlamında “özne” ya da “kişi” terimiyle karşıtlık oluşturmak için kullanılır. Şey burada öznenin üzerine düşündüğü ne ise odur. Kuşkusuz özneler ya da kişilerin kendileri de en geniş anlamıyla şey ya da belirlenmesi oldukça zor olsa da özdeşlik koşulları bulunan şeyler olarak düşünülebilir. Özne-nesne ya da kişi-şey ayrımını güdüleyen, aslında bu anlamdaki şeylerin düşünen değil de üzerinde düşünülen, yani bilmem etkin değil edilgen şeyleri olmalarıdır.

Felsefe Sözlüğü- A.Baki Güçlü; Erkan Uzun; Serkan Uzun; Ü.Hüsrev Yoksal-Bilim ve Sanat Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder