T.Hobbes



Thomas Hobbes, XVII. yy. İngiltere’sinin düşünürü. İngiliz İç Savaşı ortamının Hobbes’un düşüncelerine de yansıdığını söyleyebiliriz. O siyaset felsefesini temellendirirken, yaşadığı kargaşa ortamının nasıl istikrara kavuşacağı yönlü arayışları önemli bir etken olmuştur.

Yaşamı:

İyi eğitim görmemiş, Angilikan bir mahalle papazı olan babası, aileyi erken yaşta terk edince, Hobbes’un eğitimini amcası üstlenmiştir.

14 yaşında klasikleri öğrenen Hobbes, 15 yaşında Oxford’a bağlı Magdelan Hall’a gider. Burada 5 yıl, skolastik, mantık ve Aristoteles öğrenir.

Öğrenimini tamamladıktan sonra, yaşamını sürdürecek parayı kazanmak için, soylu ailelerin  çocuklarına dersler vermiştir. Bu ailelerin zengin kütüphanelerinden yararlanmayı da ihmal etmemiştir. Koruyucusu olan kontun ölümü (1626) üzerine, Hobbes İtalya ve Fransa gezilerine çıkmış, Paris ve Venedik’de uzun süreler kalmıştır. Venedik Cumhuriyeti’nin önde gelen aydınlarının, siyasal yetkeyi kiliseye karşı koruma mücadelesi onu derinden etkilemiştir.

Gezi dönüşünde antik dünyanın düşünce evrenine kendini veren Hobbes, uzun süre Eski Yunan ve Roma Klasikleri üzerinde çalışır.

1628 yılında Parlemento “Haklar Yasası” nı çıkarınca, Hobbes demokrasinin hiç de sanıldığı gibi iyi bir yönetim şekli olmadığını göstermek için, Thukydides’in Tarihi’ni çevirir. Kitap devleti ve savaşı yönetmekten anlamayan halkın, Atina’yı nasıl batırdığını anlatmaktadır.

Onun düşünsel gelişiminde bu seyahatlerin büyük etkisi olmuştur. Daha sonra 1640 İngiliz Devrimi’nin başarısından ürkerek Fransa’ya kaçar. Burada Descartes ile tanışmıştır.

1641 yılında De Cive (Kent Üstüne) adlı yapıtını yazar. Bu yapıtındaki görüşleri Leviathan’ın habercisidir.

1651 yılında, Leviathan’ı Fransa’da yayınlar. Yapıt ne Hükümetin ne de İngiltere’den kaçan Parlemento yanlılarının desteğini alır. Kendini Fransa’da güvence içinde görmeyen Hobbes İngiltere’ye kaçar. Cromwell’e boyun eğer.

Cumhuriyet’in yıkılıp krallığın yeniden getirildiği İngiltere’de (1660 Restorasyon Hareketi) Kral tarafından maaşa bağlanır. Ancak bir süre sonra dinsel tutumu nedeniyle yeniden gözden düşer.

84 yaşında ölümünün yaklaştığını düşünerek, yaşamöyküsünü kaleme alır. 87 yaşında çevirdiği Homeros destanlarını bastırır. 1679 yılında ölür.

Leviathan  (PDF)

Leviathan çeviri önsöz alıntı:

Hobbes'un ilk kez 165l'de yayınlanan Leviathan adlı eserinin iç kapak resmi, ülkenin ufkundan itibaren doğmakta olan, çok büyük boyutlardaki bir kralı temsil etmektedir. Yakından bakıldığında, bu kralın birçok isimden meydana geldiği görülmektedir. Bir vatandaşlar topluluğunun simgesi (commomttealth) olan bu kralın bir elinde kılıç, diğer elinde bir meşale bulunmaktadır. Eski Mısır firavunlarının bir ellerinde kamçı, diğerinde kancayla temsil edilmeleriyle yakın bir benzerlik gösteren bu simgeselleştirmenin atıf noktası, ilahi devletlerinkinden çok farklıdır. Öncelikle, Hobbes'un Leviathan'ı bir yurttaşlar şirketinin (commonwealth, res publica), bu şirketin kurucularının karşılıklı anlaşmalarının sonucu ortaya çıkmıştır. Yani kökeni tanrısal değil, insanidir. Hobbes, Leviathan'ı toplumsal sözleşmenin ürünü olarak sunarken, siyaseti tanrı katından insan katına indirmekte ve Rönesans bireyselliğini ulusal bireysellik haline getirme konusunda bir adım daha atarak, klasik ulus-devlet anlayışına yaklaşmaktadır. İkincisi, Hobbes'un Leviathan'ının elinde tuttuğu kılıç, bireyi toplumsal sözleşme yapmaya yönelten en temel ihtiyacının, yani güvenlik ihtiyacının garantisidir.

Hobbes bir ütopyalar çağının çocuğu ve ürünüdür. Yurttaşı ve bu türe adını veren eserin sahibi Thomas Morus bir yana, Campanella gibi daha birçok ütopyacı bu döneme damgasını vurmuştur. Her ütopya, bir cennet veya bir cehennem senaryosudur ve modelini, haritada terra incognita diye gösterilen yerlerden alır. XVI. yüzyıl ütopyalarının terra incognita'sı (bilinmeyen yer)  Amerika olmuştur, tıpkı daha önceki yüzyıllarınkilerin bilinmeyen Asya olduğu gibi. Aydınlanma'nınkiler ise Güney denizleri ve Afrika olacaktır.

Geçiş dönemi insanı olan Hobbes'un zamanında, Amerika artık yeteri kadar tanınmakta ve incognita'lıktan cognita'lığa geçmekte, ama buna karşılık Güney denizleri ve Afrika henüz hayallerde bile yer almamaktadır. Hobbes'un ütopyasının atif noktası olan doğal durum soyutlaması, bir cehennem tasvir etmek zorunda kalmıştır. Eşit, ama güvenlikten yoksun insanların ortamı, tek başına ve toplumdan yoksun insanların alemi, "homo homini lupus". Hobbes'un, bu başlangıç noktasından hareketle, toplumu tanımlamak üzere elinde tek bir alet bulunmaktadır. Orta Çağdan gelme sözleşme kavramı; .. Öte yandan, doğal duruma içkin güvensizlik de, feodal siyasal atomizasyona yapılan bir göndermedir. Veya şöyle söylemeliyim, Hobbes'un doğal durumu, feodalitenin allegorisinden başka birşey değildir. Bu iki unsurun birleşmesiyle, Hobbesgil toplumsal sözleşme teorisi inşa edilecektir. İnsanlar anarşi ve güvensizlikten kurtulmak üzere, yani feodal kişisel bağımlılık ilişkilerinden kurtularak, modern devletin gayrişahsi ilişkilerini kurmak üzere, özgürlüklerinden vazgeçmekte ve devleti kurmaktadırlar. Ama burada vurgulanması gereken iki noktadan biri, Hobbes'un ana kavramının doğal yasadan çok doğal hak olmasıdır. Bu, esas olarak, insanın varlığını sürdürme hakkıdır. Hiçbir insan, eğer kendi güvenliğine aykırı görüyorsa, doğa yasasına uymak zorunda değildir. Doğa yasaları tanrının emri olduğuna göre, insan buna uymama hakkını kendine alarak, bir yandan siyaseti kurmakta, öte yandan da sivil toplumu inşa ederken, yönetim olgusunu laikleştirmektedir.

Altı çizilecek ikinci nokta ise, sözleşmeye taraf olmayan Leviathan'ın ölümlü bir tanrı olmasıdır. Sözleşmenin feodal uygulamadan gelen bir kavram olması, böylesine bir düzey farkını zorunlu kılmakta, ancak ölümsüz tanrının dünyevi alandan uzaklaştırılarak,yerine ölümlü bir tanrı ikame edilmesi, devletin sivil ve dünyevi kimliğini öne çıkartmakta, onun böyle yapılanması gerektiğini iddia etmektedir. Leviathan'ın elinde tuttuğu meşale ise, uzaktan Aydınlanma'nın "aydın despot"unu haber vermektedir. Hobbes'un siyasal açıdan bir mutlakiyetçi olduğunu söylemek adet olmuştur; bu yanlış değildir, ama önerme bu haliyle eksik kalmaktadır; çünkü düşünür aynı zamanda ve bizatihi bu tutumundan ötürü, liberalizmin kurucuları arasında yer almaktadır. Siyasal ve ahlaki kurumların varoluş nedeninin ve ilk varoluş ödevlerinin vatandaşların güvenliğini sağlamak olduğu konusundaki ısrarı, onun hareket noktasının birey olduğunu göstermektedir. Ancak, birey tek başına yalnızca özgür olabilmekte, güvenli olamamaktadır. Burada devreye, Galileo'nun mekanik alanındaki vargılarından etkilenmesi sonucu, herşeyi hareket ve beden terimleri içinde açıklama gayreti girmektedir. Birey esastır, ama bireyin sürebilmesi için beden haline gelmesi gerekir. Leviathan, bireyin bedenselleşmiş biçimidir. Ama bu aynı Leviathan, yapay bir bedendir. Zaten toplumun bizzat kendi de, bireyin mal ve hizmet mübadelesinde bulunabileceği ortamı yaratmak üzere varolan, yapay bir bedendir.

Hobbes, tam bir Orta Çağ ve dolayısıyla feodalite karşıtıdır. Bu bağlamda, Orta Çağ ideolojisinin başlıca mimarı olan Kilise'yle de anlaşmazlık içindedir. İnsanın doğa tarafından eşit yaratılmış olduğu iddiası, Hıristiyanlığın, insanı tanrının ve eşitsiz yarattığına ilişkin tabakalar teorisiyle tam bir zıtlık içindedir. Keza, Hıristiyanlığın dünyevi iktidar ile ruhani iktidarı, kılıç, dua ile emeği farklı tabakaların ödev ve görevi olarak kuran öğretisine karşılık, Hobbes egemenliğin bölünmez ve mutlak olduğunu koymakta;' bu doğrultuda Kilise'yi egemene bağlayarak, papalıktan ayırmak istemekte, böylece onun feodal bir güç odağı olmasını engellemeye çalışmaktadır.

Hobbes'un devleti bir Leviathan'dır, ama hiç kimse bu Leviathan'ı sevmek ve ona tapmak zorunda değildir. Böylece, Hobbes siyasal düşünceler tarihinde, Kutsal Devlet inancını kırma konusundaki ilk doruğu temsil etmektedir. Onun devleti yarar fonksiyonuna indirgenmiştir; kendi için varolmaktan çıkmıştır; bireysel güvenliğe hizmet etmek zorundadır. Bu durumda, Hobbes öğretisine ilişkin en engebeli görüntü, onun geleneğin gücünü, ilk kez bir rasyonalizm ile kırmaya başlaması çerçevesinde ortaya çıkmaktadır.



Leviathan I






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder