Hippias

Hippias
Genç sofistlerden biri olan Hippias (Protagoras’tan çok gençtir ve bu nedenle 460 yılından sonra doğmuş olması gerekir) elçi olarak diğer Grek devletlerinde, özellikle de Sparta’da bulunmuş, bu görevinden ve başka vesilelerden dolayı yaptığı konuşmalar hayranlık uyandırmış, bu yüzden yalnız Olympia’da değil, Sicilya’nın en ücra kentlerinde bile yüksek ücretler almıştır. Sofistler arasında Hippias matematik bilimini de öğretim programına alan tipik bir ansiklopedicidir. Matematiğin, yeri dokunulmaz pedagojik değerini önceden fark ettiği anlaşılmaktadır. Onun derlemecilere özgü çalışma tarzına fr. 6 karakteristik bir örnek oluşturur. Ayrıca kendisi pratik-teknik anlamda evrensel bir sanatçı olarak göze çarpar; belleğinin güçlü olduğu da söylenir. O “tam anlamıyla bir uomo universale”dir. Kendine özgü düşünceleri olmayan, ama her havadan çalan sıradan sofistlerin tipik bir örneğidir. “Troya Diyaloğu” adlı eseri Prodikos’un meseliyle ahlaksal-pedagojik yönseme bakımından ortak özellikler gösterir. Ancak öte yandan matematikle ilgili sorunlara da ciddi şekilde eğilmiştir.

Platon’un sofistlerinde (Protagoras diyaloğunda) Hippias zaman zaman küçük bir rol oynamaktadır.
1 Platon, Protagoras 337 C vd. 79 C 1
Protagoras’tan sonra bilge Hippias şöyle dedi: “Burada bulunan sizler, sanırım hepimiz —geleneğe göre değil, yaratılıştan-— birbirimizin yakınıyız ve soydaşız, aynı ülkenin yurttaşlarıyız. Zira benzer, yaratılıştan benzerin yakınıdır; ama insanların despotu olan gelenek doğaya aykırı pek çok şeyi zorla yaptırır.’
Bilgiç ve Evrensel Sanatçı
2 Platon, Büyük Hıppias 285 B vd, 79 A 11.Sokratesle Hippias arasındaki konuşma>
Tanrı adına Hippias, Spartalılar seni methediyor ve sözlerini dinlemekten zevk alıyorlar, ama hangi konuda? Görünüşe göre en iyi bildiğin konuda, yoksa yıldızlar ve gökyüzündeki süreçler hakkında mı? 
Hippias: Tanrı korusun! Böyle şeyleri hiç dinlemezler! 
Sokrates: Ama geon bahsedersen dinliyorlardır seni, değil mi? 
— Hippias: Hele bu konuyu asla; birçoğu daha sayı saymasını bile bilmez! 
Sokrates: O halde senden matematikle ilgili bir konuşma yapmanı istemezler, değil mi? 
Hippias: Elbette! 
Sokrates: Ama başkalarına göre açıklamasını daha iyi bildiğin şeyleri, örneğin harflerin, hecelerin, ritmin ve uyumun anlamını dinlemek isterler?
 — Hippias: Azizim, sen hangi ritm ve harften söz ediyorsun? —.
Sokrates: Peki ama, senden duymak istedikleri ve övdükleri şey nedir? İyisi mi sen söyle, ben tahmin edemiyorum. 
Hippias Yarı tanrıların, insanların soyağaçlarını Sokrates, ve yerleşim yerlerini, ilkçağda kentlerin nasıl kurulduğunu, tarih öncesine ait her şeyi, işte bunları dinlemeyi seviyorlar, onların yüzünden bütün bu şeyleri tam olarak araştırıp incele mek zorunda kaldım. 
Sokrates: Gerçekten şanslısın Hippias, iyi ki Spartalılar, Solon’dan başlayıp arkhontlarımızı sırayla saymamıza ilgi duymuyorlar! Yoksa hepsini ezberlemek zorunda kalacaktın.
 — Hippias: Niçin Sokrates? Art arda elli sözcüğü bir defa duyduğum zaman hepsini aklımda tutarım, 
Sokrates: Haklısın; senin güçlü bir belleğe sahip olduğunu düşünmemiştim. Spartalıların senden hoşlanmalarının sebebi hikmetini şimdi anlıyorum, çünkü sen çok şey biliyor sun ve yaşlı kadınların çocuklara masal anlatması gibi, sen de onlara çok eski çağlardan sevimli hikayeler anlatmayı seviyorsun.
3 Platon, Küçük Hippias 3601) vd. = 79 A ı2:
<Sokrates Hippias’a hitap eder:> Sen sanatların pek çoğunda öteki insanlara göre çok daha maharetlisin, bir defasında, pazar meydanındaki satıcı tezgahlarının önünde gıpta edilesi bilgilerini sayıp dökerken nasıl övündüğünü duymuştum. Günün birinde Olympia’ya geldiğini ve üstünde taşıdığın her şeyin kendi elinden çıktığını söylemiştin: Önce, parmağındaki yüzüğü (sayıp dökmeye bununla başlamıştın) kendin yapmış sın, çünkü kuyumculuktan anlıyormuşsun, sonra damgalamak için bir mühür, ayrıca bir traş bıçağı ve bir yağ kabı da senin elinden çıkmış. Sandallarını kendinin hazırlayıp diktiğini, giy silerini ve iç çamaşırlarını kendi elinle dokuduğunu da söylemiştin. Belindeki kuşak, zengin Perslilerin taktığı kuşağın aynısıymış ve onu kendin örmüşsün; dinleyenleri en çok hayrette bırakan da bu son marifetin olmuştu. Bundan başka beraberinde şiir sanatıyla ilgili kitaplar, destanlar, tragedyalar, dithyramboslar ve değişik konularda birçok düzyazı eser getirmişsin. Yukarıda saydığım sanatlarda herkese taş çıkartırmışsın, ayrıca hatırladığım kadarıyla ritm ve uyum bilgisinde, dilbilgisinde ve daha birçok şeyde senden ustası yokmuş. Ha, az kalsın senin o çok başarılı olduğuna inandığın bellek sanatını (mnemonik) unutuyordum.4 fr. 6:
Buradan’ belki bir kısmı Orpheus, bir kısmı Musaios tarafından kısaca söylenmiştir, bir kısmından burada, bir kısmından şurada, bazı şeyler Hesiodos, bazı şeyler Homeros ya da başka ozanlar tarafından, bir bölümü düzyazı halinde, kısmen Grekler, kısmen de Barbarlar tarafından. Ama ben bütün bunlardan en önemlilerini <seçtim> ve birbirine ait olanları birleştirdim, şimdi size <buradan> yeni ve tamamen değişik şeyler söyleyen bir konuşma çıkaracağım.

Sokrates’ten Önce Felsefe II-Hazırlayan Wilhelm Capelle-Kabalcı Yayınevi

Hippias

Elis'te doğan Hippias, elçilik heyetleriyle Yunanistan'ın çeşitli şehirlerine gider ve Platon'un Büyük Hippias (= 86A7 DK) eserinde yaşlı Protagoras'la tanıştığını ve ondan "çok daha genç" olduğunu söyler. Protagoras MÔ 490 civarında doğduğuna göre Hippias'ın MÔ 450 civarında doğduğunu varsayabiliriz. Platon'un Sokrates'in Savunması'nda ondan söz ettiği göz önüne alınırsa, MÔ 399'da tanınmaktadır.

Ontoloji

Hippias'ın zihnine "doğa" (physis) ve Sofizmin siyasi-ahlaki düşüncesine özgü doğa ile yasalar arasındaki tezat hakimdir. Bu tezadın temelinde, Melissos aracılığıyla çoğulcu yönde geliştirilmiş olan, Elea geleneğine özgü kavramlara dayalı ve Anaksagoras'ın düşüncesine yakın bir ontoloji yatar. Bu noktada Melissos'un çoklu olanın gerçekliğini, Parmenides gibi kendinden içkin olarak çelişkili olduğu için değil, var olmaya özgü olan ebediyet ve değişmezlik niteliklerine sahip olmadığı için hariç tutar. Bu görüş Empedokles, Anaksagoras ve Demokritos tarafından da geliştirilecektir. Hippias'a göre gerçeklik, "doğada var olan maddenin büyük ve sürekli cisimlerinin" çoğulluğundan oluşur (8C2 Untersteiner); bu cisimler holadır (bütün), bölünemez, katı bütünlerdir, "devamlı" dır, dolayısıyla birbirlerine bağlıdır; Sokrates'in gerçek olanı keyfi olarak ve doğada var olmayan birleşme yerleri (eğilimle töz arasındaki aynın) temelinde bölen dialegesthaimn tersine, bu bağlantıyı gün yüzüne çıkarmak gereklidir. Doğada cinsler arası asimilasyon gerçekleşir, organik bütünlerin çizgisi boyunca, herhangi bir atlama olmadan birleşmeler ve ayrışmalar olur. Hippias, Sokrates'in analitik yöntemine biçimsel düzlemde sürekli ve düzenli söylem anlamında logosu, bilgi yöntemi düzleminde de ansiklopedizmi öne sürer; ansiklopedizmin işlevi, bir bütün olarak bilinebilecek olan her şeyi kapsayan bilgi alanlarının bir araya gelmesi yoluyla organik bilgi birimleri inşa etmektir.

Farklı disiplinlerin araştırmacısı

Hippias çeşitli disiplinlerde faaliyet gösteren bir araştırmacıdır, ama ontolojik düşüncesi bu farklı alanların arasındaki birliği görmesine izin verir. Hippias bir yandan yüzyıllar sonra quadrivium olarak adlandırılacak dört disiplini (aritmetik, geometri, astronomi ve müzik teorisi), Platon'un da kabul edip Devlet'te diyalektiğe hazırlık olarak sunacağı tek alanda birleştiren ilk düşünürdür. Diğer yandan da hem tarihi-kronolojik hem de tarihi-felsefi anlamda tarih araştırmalarına önem veren ilk ve belki de tek Sofisttir. Büyük Hippias'ın girişinden anladığımız üzere, Thales'ten Anaksagoras'a kadar ilk bilgelere ve onlardan da önce Bias ile Yedi Bilge'ye ilgi duyar; günümüze sadece tek fragmanı ulaşmış olan ve bu araştırmalara yer verdiği sanılan, Synagoge (Derleme) adında bir yazı yazmıştır; Aristoteles'in Metafizik'in Alpha kitabında Thales konusunda sunduğu bilgileri bu yazıdan almış olması muhtemeldir. Hippias ayrıca arkhaiologiayı hem ulusların kökeninin hem de genel anlamda "eski tarih"in incelendiği bir araştırma alanı olarak belirleyen ilk düşünürdür, bu da çağdaş tarihyazımıyla olan bağlantısına işaret eder (bkz. Thukydides, VII.69).

Diğer eserleri

Elisli Sofistin yazdığı diğer eserler arasında yer alan Ethnon Onomasiai (Halkların isimleri), Hippias'ın logografların çalışmalarının varisi olduğunu gösterir; tarihi ve arkeolojik anlamda önemli bir eser olan ünlü Olimpiyat Birincilerinin Kaydı 'yla Mytileneli Hellanikos'un (MÔ y. 490-y. 400) halefi ve bu alanda Aristoteles'in selefi olan Hippias, Yunanistan'ın tüm halkları için bütünlüklü bir kronolojinin oluşumuna büyük katkıda bulunmuş ve bu eserle ortak tarihin temelini atmış olur. Farklı alanlardaki bu faaliyetlerinin yanı sıra bir yandan Homeros'un eserlerini inceleyerek başlıca kahramanlarında örnek tipler belirlemeyi amaçlar, diğer yanda müzik (Sofistler arasında Damon'un çalışmalarını devam ettirir) ve geometri alanında incelemeler yürütür (Hippias'ın çemberin karelenmesi üzerine ilk araştırmaları yapmış ve trisektrisi icat etmiş olması muhtemeldir). 

Antik Yunan, Ed.Umberto Eco, Sofistler, Aldo Brancacci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder