Nesne Yönelimli Ontoloji (NYO) Nedir?
Nesne Yönelimli Ontoloji, kısaca NYO, adından da
anlaşılacağı gibi, nesneleri felsefenin merkezine koyan bir ontoloji
(varlık felsefesi) türüdür. Bu akım, özellikle Graham Harman tarafından
geliştirilmiştir.
NYO, geleneksel felsefenin insan ve onun algısı, dili veya
düşüncesi etrafında dönen yaklaşımına (insan merkezcilik) karşı çıkar. NYO'ya
göre, var olan her şey -bir insan, bir masa, bir molekül, bir düşünce, hatta
bir tanrı- eşit statüde nesnelerdir. Bu nesnelerin varlığı, bizim onları
nasıl algıladığımıza veya onlara nasıl anlam yüklediğimize bağlı değildir.
NYO'nun temelinde, nesnelerin kendi içlerinde, bizim onlara
ulaşamayacağımız bir **"otonomi"**ye sahip olduğu düşüncesi yatar.
Bir nesnenin, diğer nesnelerle olan ilişkisi, o nesnenin kendi özünü asla
tamamen tüketmez. Yani, bir masa hem bizim için bir yüzeydir, hem bir mobilyacı
için bir ağaç işidir, hem de bir termit için bir yemek kaynağıdır. Ancak
masanın "gerçek" kendisi, bu ilişkilerin hepsinden daha fazlasıdır ve
hiçbir zaman tamamen bilinemez.
NYO'nun Temel Kavramları:
- Nesnelerin
Otonomisi: Her nesne, kendi başına var olan, diğer nesnelerden
bağımsız bir "şeydir."
- İlişkiler
ve Nesneler: Nesneler birbirleriyle ilişkiye girer, ancak bu ilişkiler
nesnenin özünü tamamen açıklayamaz. Nesnenin özü, her zaman ilişkilerin
ötesindedir.
- Geri
Çekilme (Withdrawal): Nesnelerin özü, algıdan veya ilişkilerden her
zaman "geri çekilir." Biz bir nesnenin tüm yönlerini asla
kavrayamayız.
Geleneksel felsefenin insanı merkeze koyan yaklaşımı (hümanizm), insanı doğanın ve diğer varlıkların üzerinde bir konuma yerleştirir. Bu da, insanın dünyayı kendi mülkü gibi görmesine ve diğer nesnelere (ağaçlar, hayvanlar, nehirler) sadece birer kaynak olarak bakmasına neden olur.
NYO, bu hiyerarşiyi yıkarak, bir ağacın, bir balinanın, bir dağın ve bir insanın varlık açısından eşit olduğunu savunur. Hiçbiri diğerinin varlığına bağlı değildir ve hepsi kendi içlerinde, bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan bağımsız olarak var olan nesnelerdir.
Nesneler ve İlişkiler
NYO'ya göre, hiçbir nesne izole bir şekilde var olmaz. Her
nesne, bir ilişki ağı içindedir. Ancak bu ağ, nesnenin kendi özünü tüketmez.
Yani, bir ağaç, hem bir kuş için yuva, hem bir böcek için besin, hem de bir
insan için odun kaynağı olabilir. Bu ilişkiler, ağacın farklı yönlerini ortaya
çıkarır, ancak ağacın tüm potansiyeli ve kendi içindeki "kendinde
şey" kısmı, bu ilişkilerin toplamından fazladır ve geri çekilmiştir.
Varlığı sadece "insan açısından nesneleştirme," doğayı ve diğer varlıkları birer kaynak olarak görmemize ve dolayısıyla onları sonuna kadar tüketme hakkına sahip olduğumuza inanmamıza yol açıyor.
NYO, bu düşünceyi temelden sarsıyor. Bir dağı, bir nehri ya
da bir değerli minerali sadece "insan için ne ifade ettiği"
üzerinden değil, "kendi başına ne olduğu" üzerinden
düşünmemizi istiyor. Bir nehir, bizim için sadece su kaynağı değil, aynı
zamanda sayısız mikroorganizmanın yaşam alanı, coğrafi bir oluşum ve kendi
içinde bir varlıktır. Onun bu "geri çekilmiş" varlığına saygı duymak,
vahşi madencilik gibi ekosistemi bozan eylemlere karşı ahlaki bir duruş
sergilememizi gerektirir.
NYO'nun Epistemolojiye Yaklaşımı
Nesne Yönelimli Ontoloji (NYO), geleneksel epistemolojiyi
radikal bir şekilde sorgular. Geleneksel epistemoloji, bir nesnenin bilgisine
nasıl ulaştığımızı, bu bilginin güvenilirliğini ve sınırlarını inceler. Ancak
bu, genellikle "insan bilinci"nin merkezde olduğu bir
epistemolojidir.
NYO ise, nesnenin bilgisinin her zaman geri çekildiğini
(withdrawal) iddia ederek geleneksel epistemolojinin temelini sarsar. Bir nesne
hakkında sahip olduğumuz bilgi, nesnenin kendisi değil, onunla kurduğumuz
ilişkinin bir sonucudur. Bu, bilginin, nesnenin kendi varlığına tam olarak
ulaşamadığı anlamına gelir.
Nesneler ve Erişilemez Bilgi
Bu bağlamda, NYO'nun epistemolojisini şöyle açıklayabiliriz:
- İndirgemeciliğe
Karşı Çıkış: NYO'ya göre, bir nesnenin bilgisini, o nesneyi oluşturan
parçalara (örneğin, bir masayı moleküllerine) veya o nesnenin dışındaki
bir şeye (örneğin, bir masayı insanın kullanım amacına) indirgeyerek elde
edemeyiz. Bu tür yaklaşımlar, nesnenin kendinde olanını (Kant'ın
tabiriyle) her zaman gözden kaçırır.
- Çarpıtma
ve Yorumlama: Bir nesneyle ilişkiye girdiğimizde (onu algıladığımızda,
kullandığımızda veya düşündüğümüzde), onu her zaman kendi algısal veya
düşünsel çerçevemize göre çarpıtırız. Örneğin, bir sanat eseri hem
sanat tarihçisi için bir "dönem özelliği"dir, hem bir
koleksiyoncu için bir "yatırım aracı"dır, hem de bir izleyici
için bir "duygusal deneyim"dir. Ancak sanat eserinin kendisi, bu
yorumların hepsinden daha fazlasıdır ve her zaman geri çekilir.
- Dolaylı
ve Yanıltıcı Bilgi: NYO, nesneler hakkındaki bilgimizin dolaylı
ve parçalı olduğunu savunur. Nesneler hakkında edindiğimiz bilgi,
asla nesnenin tüm potansiyelini veya özünü kapsamaz. Bu nedenle, bir nesne
hakkında "kesin" veya "tam" bir bilgiye ulaşma çabası,
beyhude bir çabadır.
Sonuç
NYO, bu epistemolojik yaklaşımla, bir nesneye saygı
duymamızın nedenini ortaya koyar. Nesnenin kendi varlığının bizim bilgimizin
ötesinde olduğunu kabul etmek, bizi ona karşı daha alçakgönüllü bir konuma
yerleştirir. Bu, doğayı sadece bir "bilgi nesnesi" olarak değil,
kendi başına var olan otonom bir varlık olarak görmemize olanak tanır.
NYO akademik dünyada güçlü eleştirilerle karşılaşıyor. Bu
tartışmalar genellikle iki ana boyutta yoğunlaşıyor:
1. Felsefi Eleştiriler
İnsan Merkezciliği Tamamen Reddetmenin Sorunu:
NYO'nun en radikal iddiası, insanı felsefenin merkezinden tamamen çıkarmaktır.
Ancak eleştirmenler, bu durumun imkânsız olduğunu savunur. Felsefe yapmak, en
nihayetinde, bir insanın düşünsel etkinliğidir. Biz, dünyayı ve nesneleri kendi
bilincimiz, dilimiz ve kavramlarımız aracılığıyla deneyimleriz. Dolayısıyla,
insanı denklemden tamamen çıkarmak, felsefenin kendisini anlamsız kılabilir.
Nesne Kavramının Belirsizliği: NYO'nun
"nesne" kavramı da eleştiriliyor. NYO'ya göre bir atom da, bir masa
da, bir toplum da birer nesnedir. Ancak eleştirmenler, bu kadar farklı
varlıkları tek bir "nesne" çatısı altında toplamanın, kavramın
anlamını zayıflattığını ve felsefi olarak açıklayıcı olmaktan uzaklaştığını
savunur. Bir masa ile bir düşünceyi aynı kategoride değerlendirmek, felsefi
analizi zorlaştırır.
2. Epistemolojik Eleştiriler
Bilimsel Bilginin Statüsü: NYO, nesnelerin özünün her
zaman "geri çekildiğini" iddia ederek, bilimsel bilginin nesnenin
kendisine tam olarak ulaşamadığını savunur. Bu, bilimsel bilginin statüsünü
tehlikeye atıyor gibi görünebilir. Eleştirmenler, bilimin bir nesnenin tüm
yönlerini bilemese de, yine de güvenilir ve işe yarar bir bilgi sunduğunu
belirtir. NYO'nun bu yaklaşımı, bilimi tamamen bir "yorum" seviyesine
indirgeyerek, bilimsel ilerlemeyi ve bilginin gücünü hafife almakla suçlanıyor.
Gerçeklik ve Algı Arasındaki İlişki: NYO'ya göre
nesneler, bizim algımızdan bağımsız olarak var olsa da, biz onlara ancak
çarpıtılmış bir şekilde erişebiliriz. Bu durum, eleştirmenler tarafından,
"gerçeklikten yoksun" veya "gerçekliğe tamamen erişemeyen"
bir felsefe olarak görülüyor. Eğer bir nesnenin gerçek varlığına asla tam
olarak ulaşamayacaksak, o zaman bu nesneler hakkında konuşmanın veya onları
felsefi olarak incelemenin ne anlamı kalır?
Bu eleştiriler, NYO'nun sunduğu radikal ontolojik yaklaşımı
sorguluyor ve felsefeyi insan merkezli bir alandan tamamen ayırmanın
zorluklarını ortaya koyuyor.
Nesne Yönelimli Ontoloji (NYO) alanında çalışan ve bu akımı şekillendiren en önemli felsefeciler şunlardır:
- Graham
Harman: Nesne Yönelimli Ontoloji'nin kurucusu olarak kabul edilir.
Harman'ın çalışmaları, Kant'ın fenomenolojisini ve Heidegger'in
düşüncelerini temel alarak, nesnelerin insan algısından bağımsız varlığını
savunur.
- Timothy
Morton: Ekolojik düşünce ve NYO arasındaki bağlantıyı kuran en önemli
isimlerden biridir. Morton, "hipernesneler" (küresel ısınma gibi
insan algısını aşan büyük ölçekli nesneler) kavramıyla tanınır.
- Ian
Bogost: Felsefeyi teknoloji, video oyunları ve günlük yaşamla
ilişkilendiren bir diğer önemli düşünürdür. Bogost, nesnelerin
birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini ve bu etkileşimlerin yeni
gerçeklikler yarattığını inceler.
- Levi
Bryant: NYO'nun diğer nesnelerle olan ilişkisine odaklanan bir
felsefecidir. Bryant'ın çalışmaları, nesnelerin sadece var olmadığını,
aynı zamanda birbirlerini dönüştürdükleri ve "topluluklar"
oluşturdukları fikrini savunur.
Bu felsefeciler, NYO'nun temel teorik çatısını oluşturmuş ve
felsefeyi, çevre sorunları, teknoloji ve sanat gibi alanlarla yeniden
ilişkilendirmiştir.
Kaynaklar:
📌 1. Türkçeye Çevrilmiş Kitaplar
Harman, G. (2020). Nesne Yönelimli Ontoloji: Her Şeyin Yeni Bir Teorisi Çev. Tellekt Yayınları. ISBN: 978-6052388754
Harman, G. (2022). Tool-Being: Heidegger and the Metaphysics of Objects
📌 2. Akademik Tezler ve Makaleler (Türkçe)
Güler, Ö. (2024). Nesne Yönelimli Ontoloji: Olanaklar ve Sorunlar. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi
Albayrak, M. B. (2020). “Nesne Yönelimli Ontoloji.” üzerinden erişilebilir
Bakkal, E. (2021). “Graham Harman’ın NYO’su Üzerine Düşünceler.” Felsefe Dünyası
Tan, Ş. N. (2024). “Yapay Nesne Ontolojisinin İmkanı.” Felsefe Dünyası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder