Dipesh Chakrabarty, Bengal doğumlu (1948) bir tarihçi ve düşünür; çalışmalarının odak noktası sömürgecilik sonrası tarih yazımı, küresel tarih ve iklim değişikliğinin insanlık tarihi üzerindeki etkileridir.
Asıl ününü postkolonyal teori içindeki katkılarıyla kazanmıştır, ancak
2009’dan itibaren Antroposen kavramını tarihsel düşünceye dâhil eden
önemli figürlerden biri hâline gelmiştir.
Temel Biyografik Notlar
- Eğitim:
Calcutta Üniversitesi’nde fizik lisansı, ardından yönetim eğitimi;
sonrasında Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde tarih alanında doktora.
- Görev:
Chicago Üniversitesi’nde tarih ve Güney Asya dilleri/kültürleri profesörü.
- İlişkili
Alanlar: Postkolonyal çalışmalar, dünya tarihi, iklim tarihi.
Ana Tezleri
- Tarihsel
Zaman ile Jeolojik Zamanın Kesişmesi
Antroposen, insanı yalnızca toplumsal bir fail olarak değil, jeolojik bir kuvvet olarak da konumlandırır.
Bu, tarihyazımında benzeri olmayan bir durum: İnsan, hem özne hem de gezegen ölçeğinde bir etken hâline gelir. - İlerleme
Anlatılarının Krizi
Modern tarihçilik, ilerleme ve özgürleşme hikâyeleri üzerine kuruludur. Antroposen bu anlatıları sorgular, çünkü insan eylemleri gezegenin yaşanabilirliğini tehdit eder. - Politika
ile Tür Olarak İnsan
İklim değişikliğini anlamak için yalnızca ulus, sınıf, kimlik gibi kategoriler yetmez; “tür” düzeyinde bir düşünme gerekir. Bu, tarihsel sorumluluk ve etik anlayışımızı yeniden şekillendirir.
Önemli Yapıtları
- Provincializing
Europe (2000)
Avrupa-merkezli tarih anlatılarını sorgular; yerel deneyimlerin modernlik tanımındaki rolünü inceler. - The
Climate of History: Four Theses (2009)
Antroposen bağlamında tarih düşüncesinin temel önermelerini yeniden yazar; bu makale, kavramın beşeri bilimlerdeki yayılımında dönüm noktasıdır.
📘 Dört Tez – Temel Argümanlar
1. Tez – İklim değişikliği, insanlık tarihini doğal tarih ile yeniden ilişkilendirir
Modern tarih yazımı genellikle “insan tarihi” ile “doğa tarihi”ni ayrı alanlar olarak ele alır.
Antroposen’de (insan etkisinin gezegensel ölçekte belirleyici olduğu çağ) bu ayrım çöker; insan faaliyetleri jeolojik bir güç haline gelmiştir.
Bu durum, insanı yalnızca kültürel/tarihsel bir özne değil, aynı zamanda jeolojik bir aktör olarak düşünmeyi gerektirir.
2. Tez – Antroposen, insanı tarihin öznesi ve nesnesi olarak konumlandırır
İnsan, hem tarih yapan hem de doğa güçleri karşısında kırılgan bir varlıktır.
İklim değişikliği, insanın kendi yarattığı süreçler karşısında savunmasız olduğunu gösterir.
Bu, insan-merkezci ilerleme anlatılarını sorgular.
3. Tez – Küresel ısınma, tarihsel düşüncenin ölçeğini değiştirir
Tarihçiler genellikle yüzyıllar veya binyıllar ölçeğinde çalışır; iklim değişikliği ise milyonlarca yıllık jeolojik zaman ölçeklerini gündeme getirir.
Bu, tarih disiplininin alışık olmadığı bir “derin zaman” perspektifini zorunlu kılar.
İnsanlık tarihi, artık gezegenin uzun süreli evrimi içinde düşünülmelidir.
4. Tez – İklim krizi, insanlık tarihini tür olarak düşünmeyi gerektirir
Modern tarih yazımı ulus, sınıf, kültür gibi ayrımlar üzerinden ilerler.
Antroposen, insanı tek bir biyolojik tür olarak ele almayı zorunlu kılar; çünkü iklim değişikliği tüm türü etkiler.
Bu, postkolonyal ve küresel tarih yaklaşımlarını tamamlayan, fakat onlardan farklı bir “tür tarihi” perspektifidir.
- The
Climate of History in a Planetary Age (2021)
Önceki tezlerini derinleştirir; insanlık tarihini gezegen tarihiyle birlikte okuma denemesi.
Ana Tema: Küreselden Gezegensel'e Geçiş
Kitabın ana teması, insanlığın içinde bulunduğu iklim krizini anlamak için geleneksel "küresel" (global) bakış açısının yetersiz kaldığı ve "gezegen" (planetary) adını verdiği yeni bir perspektife ihtiyacımız olduğu yönündedir.
Küresel (Global) Bakış Açısı: Bu, insan-merkezli bir bakıştır. Tarihi, ekonomiyi ve siyaseti, insan eylemlerinin ve ağlarının bir sonucu olarak ele alır. Küreselleşme, ulus-devletler ve sömürgecilik gibi kavramlar bu bakış açısının ürünleridir.
Gezegensel (Planetary) Bakış Açısı: Bu, insanı merkezin dışına çıkaran ve onu Dünya sistemlerinin bir parçası olarak gören bir bakıştır. İnsanlığın, atmosferi, okyanusları ve biyoçeşitliliği etkileyen jeolojik bir güç (Antroposen) haline geldiğini vurgular. Bu perspektif, insan tarihinin biyolojik, jeolojik ve evrimsel süreçlerle iç içe geçtiğini gösterir.
Chakrabarty, bu iki perspektifin bir arada kullanılması gerektiğini savunur. Yani, insanlık tarihinin karmaşık sosyal ve politik boyutlarını incelerken, aynı zamanda kendimizi, insan-olmayan faktörlerin de temel bir eyleyici olduğu daha büyük bir gezegensel sistemin içinde görmemiz gerektiğini söyler.
Bölüm Başlıkları ve Kitabın Yapısı
Kitap, bu ana temayı üç ana bölüm ve bir de sonsöz (postscript) ile açar:
Bölüm I: Küre ve Gezegen (The Globe and the Planet) Bu bölümde Chakrabarty, küresel ve gezegensel perspektifler arasındaki teorik farkı ortaya koyar ve kendi tezlerini sunar.
Dört Tez (Four Theses): Yazarın 2009'da yayımlanan ve geniş yankı uyandıran makalesindeki temel argümanları içerir.
Birleşmiş Tarihler (Conjoined Histories): İnsanlık tarihinin (kaydedilmiş tarih) ve biyolojik/jeolojik tarihin nasıl iç içe geçtiğini inceler.
Gezegen: Hümanist Bir Kategori (The Planet: A Humanist Category): "Gezegen" kavramının nasıl yeni bir felsefi ve düşünsel kategori haline geldiğini tartışır.
Bölüm II: Modern Olmanın Zorluğu (The Difficulty of Being Modern) Bu bölüm, modernliğin ve ilerleme düşüncesinin, iklim krizinin ortaya çıkardığı zorluklar karşısında nasıl yeniden düşünülmesi gerektiğini ele alır.
Modern Olmanın Zorluğu (The Difficulty of Being Modern): Modern yaşamın ve ilerleme anlayışının çevre krizini anlamakta neden yetersiz kaldığını inceler.
Gezegensel Hedefler: Hindistan'da Bir İntiharı Okumak (Planetary Aspirations: Reading a Suicide in India): Gündelik yaşamdaki bireysel trajedilerin bile gezegensel sorunlarla nasıl bağlantılı olduğunu gösterir.
Sonsuz Bir Masalın Yıkıntıları İçinde (In the Ruins of an Enduring Fable): İnsanlık tarihinin sonsuz ilerlemesi gibi yerleşik masalların nasıl yıkıldığını anlatır.
Bölüm III: Gezegenle Yüzleşmek (Facing the Planetary) Son bölüm, iklim değişikliğiyle nasıl yüzleşebileceğimize dair düşünsel yolları tartışır.
Antroposen Zamanı (Anthropocene Time): İnsanlık tarihinin geleneksel zaman algısının (Kronos) yanı sıra, biyolojik ve jeolojik zamanı (Aion) da nasıl düşünmemiz gerektiğini inceler.
Antropolojik Bir Temizlik Yolunda (Toward an Anthropological Clearing): Felsefe, tarih ve antropoloji gibi disiplinlerin iklim krizini anlamak için nasıl bir araya gelmesi gerektiğini tartışır.
Sonsöz (Postscript): Kitap, yazarın ünlü Fransız antropolog ve sosyolog Bruno Latour ile yaptığı bir söyleşiyle sona erer. Bu konuşma, gezegenin insanlığa ait olanı nasıl ortaya çıkardığını ve bu yeni gerçeklikle nasıl yüzleşileceğini tartışır.
Antroposen İçindeki Konumu
Chakrabarty, Antroposen’i ne sadece bir bilimsel tanım ne de
yalnızca bir kültürel metafor olarak görür; bunun yerine, tarihsel düşüncenin
paradigmasını değiştiren bir eşik olarak yorumlar. Bu yönüyle Latour’un politik
ekoloji yaklaşımıyla, Haraway’in çok türlü gelecek vizyonu arasında köprü
kurar.
📘 Dipesh Chakrabarty – Türkçe Kaynakça (Akademik Format)
📌 1. Türkçeye Çevrilmiş Makaleler
Chakrabarty, D. (2010). “Tarihin İklimi ve Dört Tez” Çev. M. Asım Karaömerlioğlu, Birikim Dergisi, Sayı 251–252, Mart–Nisan 2010.
Chakrabarty, D. (2011). “Avrupa’yı Taşralaştırmak” Çev. çeşitli, Pasajlar dergisi ve çeşitli derleme kitaplarda.
Chakrabarty, D. (2011). “Avrupa’yı Taşralaştırma Fikri – Söyleşi” Çev. Umran, Umran Dergisi, Aralık 2011.
📌 2. Akademik Tez ve Makaleler (Türkçe)
Kahraman, S. (2022). Dipesh Chakrabarty ve Antroposen Tarih Yazımı. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi.
Demir, B. (2023). “Dipesh Chakrabarty’de Doğa ve Tarih İlişkisi.” Felsefe Dünyası, 78(2), 55–72.
Yıldız, E. (2021). “Avrupa’yı Taşralaştırmak: Postkolonyal Tarih Yazımında Chakrabarty.” Toplum ve Bilim, 155, 102–118.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder