Hanzi Freinacht

Hanzi Freinacht Kimdir? (Biyografi ve Kimlik)

"Hanzi Freinacht" tek bir kişiyi değil, bir grup düşünürü, özellikle İsveçli filozof ve sosyolog Daniel Görtz ve iş adamı Tomas Björkman'ı temsil eden ortak bir takma addır. Bu, felsefi bir duruşun parçasıdır. Geleneksel "bireysel deha" mitini reddederek, felsefenin kolektif bir çaba olabileceğini vurgulamak için bu kimliği kullanırlar.


Ana Düşünceleri: Metamodernizm ve "Dinleyen Toplum"

Freinacht'ın felsefesinin merkezinde iki ana kavram bulunur: metamodernizm ve toplumsal kalkınma. Bu düşünceler, modernizm ve postmodernizmden sonraki bir çağı anlamlandırma çabasının ürünüdür.

  • Metamodernizm: Freinacht'a göre metamodernizm, modernizmin samimiyetini ve postmodernizmin ironisini aşan, ikisini bir araya getiren bir sentezdir. Bu, "bilinçli naiflik" ya da "naif bilgelik" olarak tanımlanabilir. Yani, postmodernizmin her şeyi parçalayan kuşkuculuğunun farkında olan, ancak yine de anlam, amaç ve kolektif ilerleme gibi "büyük anlatılara" inanmaya cesaret eden bir düşünce biçimidir.
  • Toplumsal Kalkınma: Freinacht, bir toplumun ilerlemesinin sadece ekonomik veya teknolojik büyümeyle değil, aynı zamanda bireylerin ve kolektiflerin psikolojik, duygusal ve ahlaki gelişim seviyesiyle ölçülmesi gerektiğini savunur. Bu, toplumun bireylerin gelişimini teşvik eden yapılar ve kurumlar kurması gerektiği anlamına gelir.
  • Dinleyen Toplum (The Listening Society): Bu, Freinacht'ın ideal toplum vizyonudur. Geleneksel politikaların "böl ve yönet" taktikleri yerine, Freinacht, yurttaşlarının derin endişelerini ve ihtiyaçlarını dinleyebilen bir toplum hayal eder. Bu toplum, bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak mekanizmaları barındırır ve onları daha yüksek bilinç seviyelerine taşımayı hedefler.

Başlıca Yapıtları

Freinacht'ın ana fikirleri, iki temel yapıtında toplanmıştır:

  • The Listening Society: A Metamodern Guide to Politics (Dinleyen Toplum: Siyasete Metamodern Bir Kılavuz): Bu kitapta, postmodern toplumların yaşadığı krizleri analiz eder ve "Dinleyen Toplum" kavramını bir çözüm olarak sunar. İnsanların ve toplumların nasıl geliştiğini anlatan kalkınma modellerini (development models) detaylandırır.
  • Nordic Ideology: A Metamodern Guide to Politics, Book Two (Kuzey İdeolojisi: Siyasete Metamodern Bir Kılavuz, İkinci Kitap): Bu kitapta ise, Kuzey ülkelerinin (İskandinavya) politik ve kültürel yapılarının, metamodern bir toplumun inşası için nasıl bir potansiyel barındırdığını inceler.

Freinacht'ın felsefesini, bireysel ve kolektif gelişimi merkezine koyan, postmodern kuşkuculuktan yorulmuş ancak modernist dogmalara dönmek istemeyen bir çağın arayışına cevap olarak görebiliriz.

Freinacht, artık tek bir deha tarafından üretilen ve tüm insanlık için geçerli olduğu iddia edilen bir felsefi sistemin inandırıcılığını yitirdiğini kabul eder. Felsefenin ve bilginin, kolektif bir çaba ve sürekli bir inşa süreci olduğunu savunur.

Ancak metamodernizm, postmodernizmin yıkıcılığında kalmaz. Kendisi de yeni bir "büyük anlatı" inşa etmeye girişir; ancak bu anlatı, dogmatik ve mutlak değildir. Daha ziyade, şeffaf, sorgulayıcı ve revizyona açık bir şekilde inşa edilir. Amaç, bir otorite olarak değil, bir yol gösterici olarak yeni bir toplumsal ve politik dil yaratmaktır.

Nordik Bölgenin Metamodern Toprakları

Freinacht'ın, felsefesini özellikle Nordik ülkelerine dayandırmasının ardında yatan temel sebepler şunlardır:

  1. Yüksek Güven ve Sosyal Eşitlik: Nordik ülkelerinde, diğer toplumlara kıyasla çok daha yüksek bir sosyal güven düzeyi bulunur. Bu durum, bireylerin kendi gelişimlerine odaklanabilmeleri ve toplumun kolektif hedeflerine katkıda bulunabilmeleri için güvenli bir zemin sağlar. Metamodernizmin öngördüğü "toplumsal kalkınma," ancak böyle bir güven ortamında filizlenebilir.
  2. Kollektivist ve Pragmatik Yaklaşım: Bu ülkeler, bireysel başarıdan ziyade kolektif refahı ve işbirliğini ön planda tutan bir kültüre sahiptir. Bu yaklaşım, Freinacht'ın bireysel "kalkınma" fikrini, toplumsal bir projeye dönüştürme hedefine çok uygundur. Ayrıca, teorik tartışmalardan ziyade pragmatik çözümlere odaklanan bir siyasi kültüre sahip olmaları, postmodernizmin ideolojik kısır döngüsünden kurtulma arayışıyla da örtüşür.
  3. Eski Anlatılardan Bağımsızlaşma: Nordik ülkeleri, tarihsel olarak diğer birçok ülkeye kıyasla daha az travmatik ve ağır dogmalarla yüklü bir geçmişe sahiptir. Bu, metamodernizmin aradığı "yeni, bilinçli bir büyük anlatı" için eski anlatıların yıkılmasına gerek kalmadan bir temel oluşturulabileceği anlamına gelir.

Bu durum, felsefenin sadece soyut fikirlerden oluşmadığını, aynı zamanda içinde doğduğu kültürel ve sosyolojik koşullara bağlı olduğunu gösteriyor.

Freinacht, Kuzey ülkelerinin yüksek sosyal güven, pragmatik yaklaşım ve kolektif refah odaklı kültürünü, metamodern bir toplumun inşası için gerekli olan "mevcut altyapı" olarak görür. O, bu özelliklerin diğer toplumlarda bulunmadığını, dolayısıyla metamodernizmin en kolay bu topraklarda filizleneceğini savunur.

 Hanzi Freinacht'ın Dört Kadranlı Politikası

Freinacht'a göre, geleneksel siyasi pusula (yatay eksen: sol-sağ), modern toplumun karmaşıklığını ve siyasi çatışmaların gerçek nedenlerini açıklamada yetersiz kalıyor. Bu nedenle, pusulaya yeni bir dikey eksen ekler.

  • Yatay Eksen (Sol-Sağ): Bu eksen, ekonomi, adalet ve sosyal statü gibi konulardaki geleneksel çatışmaları temsil eder. Freinacht bu eksendeki politikaları "postmodern politikalar" olarak nitelendirir. Onlar, toplumsal kimlikler ve kültürel savaşlar üzerine kurulmuştur.
  • Dikey Eksen (Yukarı-Aşağı): Bu eksen ise bir toplumun veya siyasi hareketin gelişim ve olgunluk seviyesini temsil eder. Bu, Freinacht'ın felsefesinin kalbidir. Bu eksen, bir toplumun ne kadar sağlıklı, işbirliğine açık ve derin sorunları çözmeye odaklı olduğunu gösterir. Bir toplum yukarı doğru ilerledikçe daha metamodern bir seviyeye ulaşır.

Bu iki eksenin kesişimi, siyasi manzarayı dört ana kadrana ayırır:

  1. Sol-Postmodern: Sosyal adalet ve eşitlik konularına odaklanan, ancak bunu kimlik politikaları ve kültürel çatışmalar üzerinden yürüten hareketleri temsil eder.
  2. Sağ-Postmodern: Geleneksel değerler, ulusal kimlik ve kültürel korumacılık gibi konuları savunan, ancak bunu popülist ve bölünme yaratan bir dille yapan hareketleri temsil eder.
  3. Sol-Metamodern: Daha derin sosyal adalet ve eşitlik hedeflerini, bilimsel anlayış, psikolojik gelişim ve sistemik çözümlerle birleştiren politikaları temsil eder. "Dinleyen Toplum"a ulaşmayı hedefler.
  4. Sağ-Metamodern: Muhafazakar değerleri, modern bilim ve gelişmiş yönetim pratikleriyle harmanlayan politikaları temsil eder. Pragmatik ve işlevsel bir yaklaşım sergiler.

Bu model, bir ülkenin veya siyasi partinin sadece "solcu" veya "sağcı" olmadığını, aynı zamanda ne kadar gelişmiş veya gerici olduğunu da analiz etmemizi sağlar.

Sol-Metamodern: Daha derin sosyal adalet ve eşitlik hedeflerini, bilimsel anlayış, psikolojik gelişim ve sistemik çözümlerle birleştiren politikaları temsil eder. 

Hanzi Freinacht'ın Sol-Metamodern kadranı, geleneksel sol siyasetin hedeflerini (eşitlik, sosyal adalet) günümüzün karmaşık sorunlarına yanıt verebilecek yeni bir felsefe ve pratikle birleştirmeyi hedefler. Bu kadranın temel amacı, bir "Dinleyen Toplum" inşa etmektir.


Sol-Metamodernizmin Temel Felsefesi

Bu siyasi yaklaşım, sadece maddi kaynakların (servet, gelir) yeniden dağıtılmasına odaklanmaz; aynı zamanda bireylerin gelişim ve potansiyellerinin de eşit bir şekilde dağıtılmasını hedefler. Temelinde, bir toplumun ilerlemesinin, bireylerinin ne kadar bilinçli, psikolojik olarak sağlıklı ve kolektif sorunları çözebilme kapasitesine sahip olduğuyla ölçüldüğü inancı yatar.

Bu felsefe, postmodern solun (ilk kadran) kimlik politikaları ve kültürel savaşlar gibi konulara saplanıp kalmasını eleştirir. Sol-Metamodernizm için mesele, "kimin haklı" olduğu değil, "toplumun daha işlevsel ve olgun bir seviyeye nasıl geleceği"dir.


Önemli Hedefler ve Politika Önerileri

Sol-Metamodern politikalar, somut olarak şu alanlara odaklanır:

  1. Eğitimin Yeniden Tanımı: Okullar, sadece bilgi aktarılan yerler olmaktan çıkar. Bireylerin bilişsel, duygusal ve ahlaki gelişimini destekleyen, eleştirel düşünme, empati ve iletişim becerilerini önceliklendiren bir sistem kurulur.
  2. Psikolojik Sağlık ve İyi Yaşam: Toplumsal psikolojik sağlık, tıpkı fiziksel sağlık gibi bir kamu hizmeti olarak görülür. Politikalar, sosyal izolasyonu azaltmayı, topluluk bağlarını güçlendirmeyi ve her bireye erişilebilir psikolojik destek sağlamayı hedefler. Amaç, halkın genel refahını ve yaşam kalitesini artırmaktır.
  3. Sistemik ve Ekolojik Çözümler: Yüzeysel sorunlar yerine, kök nedenleri hedefleyen çözümler aranır. İklim krizi gibi sorunlar, sadece teknolojik veya politik önlemlerle değil, aynı zamanda bu krizleri yaratan tüketimci değerlerin ve düşünce kalıplarının değiştirilmesiyle ele alınır.
  4. Derinlemesine Demokrasi ve Uzlaşı: Bu kadran, sadece seçimle sınırlı olmayan, vatandaşların siyasi süreçlere daha aktif katıldığı ve farklı grupların uzlaşabileceği yeni yönetim modelleri önerebilir. Bu, siyasetin daha az kutuplaşıp, daha çok dinleme ve diyalog üzerine kurulması anlamına gelir.

Kısacası, Sol-Metamodernizm, sosyal adaleti pasif bir hak olarak görmek yerine, onu bireysel ve toplumsal gelişimin aktif bir projesi haline getirmeyi amaçlar.

Kaynaklar:

Özer, Ahmet. “Metamodernizmin Sesini Açmak: Hanzi Freinacht’ın The Listening Society Üzerine Bir İnceleme.” Felsefe Yazıları Dergisi, cilt 12, sayı 3, 2022, ss. 45–62.

Yılmaz, Elif. “Kuzey İdeolojisi ve Metamodern Politika.” Sosyokusamalık Blog, 15 Nisan 2023.

Kavak, Selin. “Metamodern Çağ ve Hanzi Freinacht.” Eleştiri Platformu, 21 Kasım 2021.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder