Wilhelm
Windelband (1848-1915), Heidelberg’de profesör olarak çalışmıştır.
Okul’un kurucusudur. Felsefe tarihçisi olarak büyük ün yapmıştır. Ayrıca
felsefe tarihçiliğinde “problem tarihçiliği” olarak anılan bir tarzın
başlatıcısıdır. Buna göre, felsefe tarihçiliği, filozofların ve felsefe
okullarının temel kavram, görüş ve sistemlerini anlatan bir tarz yanında,
esasen problemleri anlatan ve filozofların görüşlerine problemlere
getirdikleri çözüm önerileri olarak yer veren bir tarzı benimsemelidir.
Kendisini bu yolda izleyen ve daha sonra Okul’dan ayrılan Nicolai Hartmann’a
göre de, felsefe tarihinin gövdesini filozofların görüşleri ve felsefe
sistemleri değil, tersine felsefe problemleri oluşturur. Filozofların
görüşleri ve sistemler, gövdeye tutunan dal ve yapraklar gibidir; bazıları
solar, çürüyüp gider; fakat problemler hep ayakta kalır.
Windelband’ın Handbuch der Philosophiegeschichte, 1892 (Felsefe Tarihi El Kitabı)
adlı yapıtı, günümüzde de sık sık yeni baskıları yapılan bir yapıt olmuştur.
Bunun gibi Einführung in die Philosophie, 1914 (Felsefeye Giriş) adlı kitabı da,
felsefenin bir arkitektoniğini sunmakla, yine günümüzde, bir temel başvuru
kaynağı olmayı sürdürmektedir. Windelband, Kant’ın önemini, Marburg Okulu’nda
olduğu gibi, onun bilim ve felsefe arasındaki bağı yeni bir şekilde
kurmasında bulur. Ne var ki, aynı anda, Kant’ı matematiksel doğa bilimlerini
öne çıkardığı, buna karşılık kendisinden sonra büyük bir gelişme gösteren
tarih/tin/kültür bilimlerinin hakkını vermediği için eleştirir ve bu onun
Marburg Okulu’nun doğabilimciliğini de eleştirdiği nokta olur. Windelband, bu
eleştiriyle birlikte ve Kant felsefesinin bir açığını kapatmak amacıyla,
tarih/tin/kültür bilimlerinin (pozitivist bilim felsefesi geleneğindeki
adıyla: “sosyal bilimler”in) özgül yapısını ve metodiğini ele alır ve
Kant’tan bilinçli olarak uzaklaşarak bu bilimlere bir felsefi temel arar.
Windelband’a göre, “Mantık düşünmenin etiğidir”; nasıl
düşünmemiz gerektiğini bir ahlaksal buyrukmuş gibi bize dikte eder. Mantık
ilkelerine dayalı olarak düşünmek sadece bir bilişsel zorunluluk değil, aynı
zamanda bir ahlaksal gereklilik, bir buyruktur da. Bunun gibi evreni
algılayışımız da sadece bilişsel bir hal değildir; evreni aynı zamanda mantık
kalıplarına göre kavrama gerekliliği yani buyruğu da bu algılayışa eşlik
eder. Öyle ki, her türlü bilgisel ve ahlaksal yapı, esasen bizim
oluşturduğumuz, bizim geçerlilik kazandırdığımız bir yapıdır. Bilgisel ve
ahlaksal, her türlü geçerliliğin kaynağı biziz. Ve her şey bize kendi
ürünümüz olan geçerlilik kalıpları içinde açıktır. Mantık ilkeleri bile
ahlaksal buyruk kipinde olduklarına göre, tüm geçerlilik kalıpları aynı
zamanda değer kalıplarıdır da. Windelband insan düşünmesinde ve yaşamında
dört “geçerlilik kipi” ve dört “değer kalıbı”ndan söz eder. Mantık ilkeleri ve bunların
geçerliliği en ilksel ve evrensel olanlarıdır. Daha sonra sırasıyla bilgisel (Doğru), ahlaksal (İyi) ve estetik (Güzel, Yüce) değer kalıpları
gelir. Bu durumda felsefe esasen bir değerler bilimi veya bir değerler
felsefesinden başka bir şey olmaz. Öyle ki, felsefe, bir yandan
evrensel/rasyonel ilişkilerin (mantıksal, bilgisel değerlerin), öbür yandan
tüm kültürlerin temellerinde yatan ve hepsi de değer kaynaklı olan ahlaksal
ve estetik düşünüş ve duyuş/seziş biçimlerinin a priori kaynaklarını
araştırma etkinliği haline gelir. “Felsefenin tümü bir değerler bilimidir”
savıyla yola çıkan Windelband, Doğru, İyi, Güzel, Yüce başlıkları altında,
mantıksal, bilgisel, ahlaksal, estetik değerlerin dünyayı kavrayış tarzımızı
öncelediklerini, zaten felsefenin de tam da bu nedenle bir “değerler bilimi”
olması gerektiğini tekrarlar. İşte, tarih/tin/kültür bilimlerinin konusu da,
insanların ve toplumların değerlere bağlı olarak gerçekleştirdikleri bir
dünya, bir kültür dünyasıdır.
Windelband, 1894’de
Strassburg Üniversitesi rektörü olarak yapmış olduğu ve Geschichte und
Naturwissenschaft (Tarih
ve Doğa Bilimi) başlığını taşıyan ünlü rektörlük konuşmasında, doğa
bilimleri ile tarih/tin/kültür bilimlerini aşağıdaki kriterlere göre birbirinden
ayırır. Windelband “sosyal bilimler” terimine, Comte pozitivizminin bir
terimi olması nedeniyle başvurmak istemez. O “nomotetik bilimler” (yasa
ortaya koyucu bilimler) ve “idiografik bilimler” (bir defalık olanı anlayıcı
bilimler) terimlerine başvurur ki, ilk kez onun kullandığı bu terimler,
günümüz bilim felsefesi çalışmalarında en sık kullanılan klasik terimler
haline gelmişlerdir. Windelband’ın bilim felsefesi tarihine mal olmuş bu
ayrım tablosu şöyledir:
Nomotetik Bilimler________________ : 1. Genel, zorunlu (apodiktik) yargılarla çalışırlar. 2. Genelin bilgisine yönelirler. 3. Gerçekliğin aynı kalan, tekrar eden formunu dikkate alırlar. 4. İde (modern bilimde: doğa yasası) peşindedirler; bilgisel amaçları yasalara ulaşmaktır. 5. Soyutlamacı bir tutumla çalışırlar. 6. Nomotetik çalışırlar; yasalar ortaya koymak isterler. 7. Yasa bilimidirler. 8. Konuları doğadır. İdiografik Bilimler___________________: 1. Tekil, yalın (assertorik) yargılarla çalışırlar. 2. Özgül olanın bilgisine yönelirler. 3. Gerçekliğin bir defalık, tekrar etmeyen, bir anlık içeriğini dikkate alırlar. 4. Tekil bir durum, şey, olay peşindedirler. Bilgisel amaçları bir defalık hallerin bilgisine ulaşmaktır. 5. Görüye, sezgiye, empatiye ve anlamaya dayalı bir tutumla çalışırlar. 6. İdiografik çalışırlar; tekil ve tekrar etmeyeni anlamak isterler. 7. Olay bilimidirler. 8. Konuları insan, tarih ve kültürdür.
Bu tablonun ayrıntılı bir değerlendirmesi için bkz.: Özlem, D.
Max Weber'de Bilim ve Sosyoloji, 1990, 3. baskı: İnklâp Yayınevi, 2001.
Windelband, tarih/tin/kültür bilimlerinin temellendirilmesinde
tekil/tarihsel nesnenin seçimini şart koşan değersel bakış açısında
yoğunlaşır. Şüphesiz, olup biten her şey tarihsel olay niteliği taşımaz.
Tarihsel olay, herhangi bir anlama sahip, herhangi bir anlama göre olup
bitmiş olaydır. Fakat bu, tarihsel bakımdan “anlamlı olma”nın ne olduğunu
belirtmeyi, onun bir ölçütünü ortaya koymayı gerektirir. Bu tür ölçütler de,
ancak, felsefenin yerini alacak olan genelgeçer bir değerler sisteminden
çıkarılabilir. Çünkü anlamlı olma, değer-bağımlı olma demektir. Ve insan ve
kültür dünyasında değer-bağımlılık alanından başka bir anlam alanı yoktur.
Felsefenin yerini alacak böyle bir değerler sisteminin temel taslağı,
değerlerle hiç ilgilenmemiş olsa da, zaten Kant tarafından Üç Kritik’te insan
tininin edimleri olarak verilmiştir: Düşünme, İsteme, Hissetme. En yüksek
değerler, bu üç temel edime koşut olarak, Doğru, İyi ve Güzel’dir. Marburg
Okulu filozofları gibi Windelband da dine özel bir yer ayırır. Windelband’a
göre, daha önce de belirtildiği gibi, insanın değere bağlı edimlerinin
çerçevesi, mantıksal, etik ve estetik değerlerle ortaya çıkar. Din ise özel
bir kültür alanı değildir. Bu yüzden Doğru, İyi ve Güzel gibi genelgeçer
değerler (veya değerler sınıfı) yanında Kutsal gibi bir özel değer (veya
değerler sınıfı) yoktur. Tersine, duyularüstü bir gerçeklikle ilgili
oldukları kadarıyla, bunlardan, doğruca adı geçen değerler kastedilir
aslında. Buna bağlı olarak Windelband, değerlerin statüsünü, hocası Lange’nin
etkisiyle, var olmayan ama geçerli olan şeyler olmalarında bulur. Onların bir
normal bilinçte kendi aşkın yerlerini buldukları kabul edildiğinde, değer
teorisinin tüm özgüllüğü ortaya çıkar. Değerler öznel edimselliğin ideal
temelleridir; fakat onların herhangi bir teolojik, dinsel veya metafizik
kökeni yoktur. Windelband sadece tarih/tin/kültür bilimlerinin
temellendirilmesi bakımından bir kültür felsefesinin dayanacağı bir değer
teorisi taslağı ortaya koymakla ilgilenmez; aynı zamanda son yıllarında
teolojik ve metafizik içermelerinden arındırılmış bir Hegelciliğin
yenilenmesine de çalışır ve Kantçı çizgiden çok Yeni Hegelciliğe yakın bir
çizgi izler.
Kant ve Yeni Kantçılık-Doğan Özlem-Cogito Sayı: 41-42 2005-Yapı Kredi Yayınları |
Akımlar
- Felsefi "izm"ler
- Sofizm
- Stoacılık
- Kuşkuculuk
- İdealizm
- Yeni Platonculuk
- İnsancılık (Hümanizm)
- Usçuluk
- Deneycilik
- Eleştiricilik (Kritisizm)
- Materyalizm
- Liberalizm
- Hiççilik (Nihilizm)
- Sosyalizm
- Marksizm
- Olguculuk (Pozitivizm)
- Postpozitivizm
- Pragmatizm
- Fenomenoloji (Görüngübilim)
- Yeni Kantçılık
- Mantıkçı Pozitivizm
- Yeni Hegelcilik
- Yapısalcılık
- Çözümleyici Felsefe
- Varoluşçuluk
- Yorumbilgisi (Hermeneutik)
- Frankfurt Okulu
- Feminizm
- Postyapısalcılık
W.Windelband
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder