18 Mayıs 2018 Cuma

Düşüncenin Göçü

Yaklaşık iki yılı aşan sürede (Diğer Okuma Atlaslar'nı da güncellemeye devam ederek), Okuma Atlası Felsefe'nin temel bölümlerinin ve alt başlıklarının oluşumunu tamamladım. Tabi daha bir çok eksik var. Sayfaları güncellemeye ve eksikleri gidermeye gayret ediyorum.

Şu sıralar üzerinde çalıştığım bir derlemeyi paylaşmaya başlıyorum. "Düşüncenin Göçü" başlığı ile ağırlıklı olarak felsefi düşüncenin sürekliliğini ve kültürler arası göçünü göstermeye çalışacağım. Burada büyük resmi göstermeyi ve olgulara dayalı bir özet yapmayı amaçladım. Seçtiğim metinler ve alıntılar, merak uyandırır ve daha ileri okumalar için motivasyon oluşturursa, amacıma ulaşmış olacağım.

Metinlerin ve görsellerin geliştirilmesi, eksikleri konusundaki uyarılara açık olduğumu bir kere daha tekrar ediyor, iyi okumalar diliyorum.

B.Berksan.

Not: Metin içi bağlantılar, dönemin tarihsel arka planı ve isimlerle ilgili daha geniş bilgilere ulaşmaya yardımcı olacaktır.

Düşüncenin Göçü I       Antikçağ

Düşüncenin Göçü II    

Düşüncenin Göçü III  16. yüzyıl       (24 Ekim 2018)

Düşüncenin Göçü IV  17.yüzyıl        (25 Kasım 2018)

Düşüncenin Göçü V   18. yüzyıl       (03 Şubat 2019)

Düşüncenin Göçü VI   19. yüzyıl      (26 Şubat 2020)




2 yorum:

  1. Düşüncenin Göçü II, güncellendi.

    YanıtlaSil
  2. 19. yy.Ek:
    Gerçekten de 19. yüzyılın ortasından beri gerçekte olana, sadece ona daha mükemmel olarak hakim olmak ve kendi istediğince şekillendirebilmek için boyun eğen bir realizm zaferini ilan etmişti. Nietzsche'nin "özgür tinler" için tasarladığı "güç istenci," "Üstüninsanların" doruklarında değil, tersine pratik aklını 'bilimselleştiren' bir uygarlığın, karınca gibi çalışkan tesislerinde zafer kazanır. Bu, kentsoylu dünyası için olduğu kadar, tahrip gücü yüksek parolaları "bilgi kudrettir" olan işçi hareketi için de geçerliydi. Eğitim, toplumsal yükselişi getirmeli ve her türden yanılgıya karşı dirençli yapmalıydı: bir şeyler bilen kimse o kadar kolay aldatılamaz; bilginin etkileyici yanı insanın artık kimsenin etkisi altında kalmaya ihtiyacı olmamasıdır. Bir egemenlik kazanımı vaat edilir ve şeyleri dibe indirip, kendi -olasılıkla sefil- düzeyine getirme gereksinimine karşılık verilir. 19. yüzyılın ortasından itibaren, mutlak tinin idealist yüksekliklerde uçuşundan sonra, birden bire her yanda insanı 'unufak' etme isteğinin ortaya çıkması gerçekten şaşırtıcıdır. İşte insan .. .'dan başka bir şey değildir diye söze başlayan düşünce biçimi, meslek hayatına o zamanlarda girmiştir. Ancak bu sihirli sözcük yerine oturduğunda, dünya Romantizm için şarkı söylemeye başlayacaktır. Yüzyılın ilk yarısındaki şiir ve felsefe daima yeni sihirli sözcükler bulmaya ve icat etmeye yönelik sürükleyici bir projeydi. Zaman coşkulu anlamlar talep ediyordu. Tinin bu büyülü arenasındaki matadorlar derin tefekkür atletleriydi; yine de bu atletler, realistler gerçeklik anlayışlarıyla ve 'başka bir şey değildir' formülleriyle kapıda dikildikleri anda ortaya çıktılar; tıpkı hoplayıp zıplayıp, her şeyi karman çorman etmiş saf çocuklar gibi. Ama şimdi ortalığı toplama zamanıdır, şimdi hayatın ciddi dönemi başlamaktadır ve bunun icabına realistler bakacaktır. 19. yüzyılın ikinci yarısının bu realizmi, hem insanı küçümseyip hem de onunla büyük işler başarmak gibi bir şaheseri meydana getirecektir, tabii eğer hepimizin faydalandığı modern bilimselleşmiş uygarlığa 'büyük' demek istiyorsak . Rudiger Sfransky, Heidegger Bir Alman Üstat.

    YanıtlaSil