Anaksimenes

Milet okulu’nun, bu ilk doğa felsefesi çığrının üçüncü ve sonuncu düşünürü olarak da Anaximenes gösterilir. Anaximandros’un öğrencisi imiş, ondan bir kuşak da gençmiş.Yapıtı, İlkçağın geç dönemlerinde de biliniyormuş.

      Anaximenes de arkhe sorunu üzerinde durur; o da,Anaximandros gibi, anamaddenin, bu varlık temelinin birlikli ve sonsuz olması gerektiğini söyler.Ama bu sonsuz şeyi, o da, Thales gibi, belirli bir şeyle bir tutar: Ona göre ilk- madde hava’dır. Hava, sonsuz bir hava denizi olarak evreni kuşatır ve yer de bu hava denizinde düz bir tepsi gibi yüzer.

      Anaximenes’in iki anlayışı var ki, felsefeye iki yeni görüş olarak girip yerleşmişlerdir.

    1- Anaximenes,“ bir hava (soluk) olan ruhumuz ---psykhe --- bizi nasıl ayakta tutuyorsa, bunun gibi, bütün evreni (kosmos) de soluk ve hava sarıp tutar,”diyor. Böylece, ruh kavramı felsefede ilk defa olarak ortaya çıkmış oluyor. Burada ruh, insanın canlı vücudunu ayakta tutan, daha doğrusu bir arada tutan, onu canlı kılan, onun cansız bir yığın olarak dağılmasını önleyen “şey”dir; burada ruh, yaşam diye, canlı vücudu cansızdan ayıran diye anlaşılıyor ve soluk ile bir tutulduğu için, maddi bir şey olarak düşünülüyor tabi. Nasıl hava– soluk- olan ruh, insanın vücudunu cansız bir madde olarak dağılmaktan koruyorsa,bunun gibi, hava da evrenin bütününü, onun düzenini ayakta tutar. Hava: Canlı,canlandıran şey, etkin olan bir ilke. Onun bu canlılığı, etkinliği olmasaydı,evren, sadece, ölüm, dağılan bir yığın olurdu; Boyuna yeni biçimler alan,kendini canlı olarak değiştiren, yaratıcı bir varlık olmazdı.

   2- Anaximenes,ana maddenin canlı olması gerektiğini düşünmekle, “madde” kavramının belirlenmesine doğru önemli bir adım atmış oluyordu. Anaximenes, havayı,hayatın ve ruhun asıl maddesi saymakla, genel olarak madde kavramı da kendisinde bir şeyler olan, bir şeyler geçen, madde kavramı belirmiş, bununla da bu maddede olup bitenler üzerinde, maddedeki süreç üzerinde bir düşünmeye yol açmış oluyordu. Gerçekten Anaximenes, bu soru üzerinde durup düşünmüştür. Kendi kendisiyle, aynı kalıp değişmeyen, bununla birlikte bir yığın kılığa giren ana maddedeki bu süreç, bu değişme nasıl oluyor? Anaximenes’in öğrettiğine göre: Hava, yoğunlaşma ve gevşemesiyle çeşitli nesnelere dönüşür. Genişlemesi ve gevşemesiyle ateş olur; yoğunlaşmasıyla rüzgarlar, bulutlar meydana gelir: Bulutlardan su, sudan toprak, yüksek bir yoğunlaşma derecesinde de taşlar meydana gelir. Böylece, ateş, sıvı ve katı–maddenin bu üç ana biçimi- özü bakımından hep kendisiyle aynı kalan tek birana maddenin çeşitli yoğunlaşma ve gevşeme evrelerinden başka bir şey değildir.

Anaximenes, Milet okulunun son filozofudur. 





Kaynak: Felsefe Tarihi
Prof. Macit Gökberk
Remzi Kitabevi


(…) Sonuç olarak diyebiliriz ki; metafizik düşünme cesareti bakımından veya astronomik tasavvurları itibariyle Anaksimandros'tan ne kadar geride olursa olsun Anaksimenes, Milet Okulu'nun ana öncüllerine dayanan bir felsefe sisteminin daha üst bir noktasıdır. Bu bakımdan o haklı olarak Anaksimandros'tan daha ilerde ve daha önemli kabul edilir. Nitekim gerek çağdaşları, gerekse daha sonrakiler tarafından o her zaman Anaksimandros'tan daha önemli bir düşünür olarak görülmüştür. Onun takipçileri arasında Pythagorasçılar, Anaksagoras, Atomcular vardır. Apollonia'lı Diogenes gibi bazıları ise doğrudan doğruya Anaksimenes'in görüşlerine geri dönmeyi önermişlerdir. O halde Anaksimenes, Thales'ten hareket eden entelektüel geleneğin bir doruk noktası ve bütün Milet Okulu'nun tezlerini en iyi bir biçimde temsil eden insandır.

Anaksimenes'le birlikte Milet Okulu ortadan kalkacaktır. Bunun en önemli nedeni ise şüphesiz İÖ 494 yılında Milet'in Persler tarafından yakılıp, yıkılınası olmuştur. Bundan sonra varlığını başka yerlerde, özellikle Büyük Yunanistan diye adlandırılan Güney-İtalya ve Sicilya'da şürdürecek olan İonya felsefesi, Anaksimenes'ten de bazı tezler alarak yoluna devam edecektir.

Ahmet Arslan- İlkçağ Felsefe Tarihi I

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder