Biyografi: Felsefeden Teknolojiye
Mark Weiser (1952-1999), 20. yüzyılın en önemli bilgisayar
bilimcilerinden biri olarak kabul edilir. Kariyerine felsefe eğitimiyle
başlamış, ancak daha sonra bilgisayar bilimlerine yönelmiştir. En önemli
görevi, 1987 yılında katıldığı ve 1996'da Baş Teknoloji Sorumlusu (Chief
Technologist) olduğu ünlü Xerox PARC araştırma merkezidir. Burada
yaptığı çalışmalar, kişisel bilgisayar (PC) çağının ötesinde, teknolojinin
geleceğine dair bir paradigma değişikliğine yol açmıştır.
Temel Düşünceleri ve "Yaygın Hesaplama"
Weiser'in en temel ve en etkili fikri, 1988'de ortaya attığı
"Yaygın Hesaplama" (Ubiquitous Computing) kavramıdır. Bu
kavramın özü, bilgisayarların, kullanıcıların sürekli dikkatini gerektiren bir
masaüstü arayüzünden çıkarak, günlük hayatın ve çevrenin doğal bir parçası
haline gelmesidir.
Weiser'in vizyonuna göre, en iyi teknoloji, onu kullanmak
için çaba sarf etmediğimiz, varlığını bile fark etmediğimiz teknolojidir. Tıpkı
bir ampulün çalışma prensibini düşünmeden elektrikten faydalanmamız gibi,
bilgisayarlar da çevremize o kadar entegre olmalıdır ki, "görünmez"
hale gelmelidirler.
Bu vizyonu hayata geçirmek için üç ana cihaz türü
önermiştir:
- Tabs
(Sekmeler): Santimetre boyutunda, giyilebilir veya cebe sığan
cihazlar. (Günümüzdeki akıllı saatler ve giyilebilir teknolojiler).
- Pads
(Tabletler): Desimetre boyutunda, ele sığan ve daha büyük bir ekrana
sahip olan cihazlar. (Günümüzdeki tabletler ve akıllı telefonlar).
- Boards
(Panolar): Metre boyutunda, ortak kullanım için duvara asılan
etkileşimli ekranlar. (Günümüzdeki akıllı tahtalar ve interaktif
ekranlar).
Weiser, Yaygın Hesaplamayı sanal gerçekliğin zıttı
olarak görür. Sanal gerçeklik insanı sanal bir dünyaya taşımayı hedeflerken,
Yaygın Hesaplama teknolojiyi gerçek dünyaya, insanların arasına getirerek
onları desteklemeyi amaçlar. Bu da teknolojinin dikkati dağıtmak yerine, "sakin
bir teknoloji" (calm technology) haline gelmesini hedefler.
Ana Yapıtları
- "The
Computer for the 21st Century" (21. Yüzyıl İçin Bilgisayar): 1991
yılında Scientific American dergisinde yayımlanan bu makale, Yaygın
Hesaplama kavramını dünyaya tanıtan en önemli metindir.
- "Calm
Technology" (Sakin Teknoloji): John Seely Brown ile birlikte
yazdığı bu makale, teknolojinin insan dikkatini nasıl yönetmesi
gerektiğini, gürültülü ve dikkat dağıtıcı olmaktan çıkıp, arka planda
sorunsuz bir şekilde çalışması gerektiğini anlatır.
Weiser'ın 90'lı yılların başında öngördüğü bu vizyonun, bugün geldiğimiz akıllı telefonlar, giyilebilir teknolojiler ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi kavramlarla ne kadar örtüştüğünü görüyoruz.
Weiser'ın hayal ettiği "görünmez ve sakin" teknoloji, kolaylıkla sizi izleyen, yönlendiren ve manipüle eden bir araca dönüşebildi.
- Karen
Barad'ın bahsettiği "dijital oligarkların" kontrolündeki "aygıt",
sizin bahsettiğiniz "labirentin" duvarlarını ve yollarını ören "maddesel-söylemsel"
bir yapıdır. Bu aygıt, insanları tüketime yönlendiren "etkin
kesmeler" yaparak düşünsel eylemliliği zayıflatır.
- Thomas
Pogge'nin bahsettiği "yapısal şiddet", sadece
ekonomik adaletsizlikleri değil, aynı zamanda bu teknolojik kontrol
mekanizmalarının bireylerin özgürlüğünü nasıl sistematik olarak
sınırladığını da açıklar.
Mark Weiser bu tehlikelerin farkındaydı. "Sakin
Teknoloji" kavramını ortaya atarken, amacının teknolojiyi dikkati dağıtan,
gürültülü bir öğe olmaktan çıkarıp, insanların hayatlarını daha verimli ve
özgürce yaşamasını sağlayan bir arka plan hizmetine dönüştürmek olduğunu
vurgulamıştı. O, teknolojinin insanlığın hizmetkârı kalmasını, efendisi
olmamasını arzu ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder