Teknoloji, yalnızca araçların, makinelerin ya da
algoritmaların toplamı değildir; o, düşüncenin biçimlerini, değerlerini ve
dünyayla kurduğu ilişkiyi dönüştüren bir varlık alanıdır.
Bu bölümde, teknolojiyi felsefi bir mercekten ele alıyoruz:
varlık anlayışımızı yeniden kuran tekno-ontolojiden, yaşamın sınırlarını
sorgulayan biyoteknoloji ve biyoetik tartışmalarına; savaşın ve
güvenliğin anlamını dönüştüren askerî teknolojiden, kimliğimizi ve
toplumsal dokuyu yeniden tanımlayan dijital teknolojiye; insan ile
makine arasındaki sınırları bulanıklaştıran yapay zekânın etik ve
ontolojik boyutlarına kadar uzanan bir düşünce haritası.
Burada her başlık, yalnızca kendi alanını değil, diğer
alanlarla kurduğu köprüleri de görünür kılar. Çünkü teknoloji, felsefenin
karşısında duran bir “nesne” değil; onunla birlikte var olan, onunla birlikte
sorular üreten bir düşünce alanıdır.
Aşağıdaki bağlantılarda, teknolojinin karmaşık ve çok katmanlı yapısını anlamak için “Teknoloji şemsiyesi” altında konunun birçok yanını derlemeye çalıştım. Bu yolculukta, teknolojinin sadece kodlardan ve makinelerden ibaret olmadığını, aynı zamanda insanlığın en derin korkularını, umutlarını ve ahlaki ikilemlerini yansıttığını göreceğiz.
Sayfalarımızda yer alan isimler kuşkusuz bu alanda düşünenlerin bir kısmını içermektedir. Teknolojinin, kontrol edilemez ve kendiliğinden gelişen doğası düşünüldüğünde, buradaki tezlerin dayanıklılığı da sorgulanabilir.
Yolu düşenlerin uyarıcı yorumları, biz meraklıların anlama sürecine katkı sağlayacaktır. B.Berksan.
🔎Teknoloji Felsefesi (21.yy)
🔎 Yuk Hui
🔎 Biyoteknolojinin toplumsal tarihi
🔎 Dijital Çağı Felsefe ile Yorumlama
🔎Düşünce Merceğinden Yapay Zeka
Konu bağlamında
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder