Yeni Gerçekçilik, XX yüzyılın başında yaşamını
"idealizmin çürütülmesi"ne adayan George Edward Moore'un önderliğinde
İngiltere'de -Cambridge Üniversitesi'nde- gelişmiş; daha sonra kendisini
ABD'de de kabul ettirmiştir. Özellikle idealist geleneğin o
dönemdeki uzantısı Yeni Hegelciliğe karşı savaşım veren Yeni Gerçekçilik, gerek
her şeyi birden açıklama savında olan felsefe dizgelerine karşı olmasıyla,
gerek felsefe sorunlarına doğa bilimlerinden yardım alarak yönelmesiyle,
gerekse felsefenin yönteminin bilimsel yönteme olabildiğince yaklaşması gerektiğini savunmasıyla kendine özgü
felsefece bir yol tutturmuştur.
Hepsi de şu ya da bu ölçüde birer deneyci olan Yeni Gerçekçiler, doğayı temel aldıklarından matematik ile fiziğe özel bir önem atfetmişler ve daha çok bilgikuramı ile mantık üzerine yoğunlaşmışlardır. Dizgeci felsefe yapma yordamına karşı oluşları, Yeni Gerçekçileri tıpkı pozitif bilimlerde yapıldığı gibi felsefe sorunlarını ayrıştırarak çözümleme yöntemine yöneltmiştir. "Gerçekçilik Okulu" diye de bilinen Yeni Gerçekçiliğin en önemli temsilcileri arasında İngiltere'de kurucuları sayılan G. E. Moore ve Bertrand Russell'la birlikte Samuel Alexander (1859-1938) ile C. D. Broad'ın (1887-1971) ve Amerika'da F. J. Woodbridge (1867-1940) ile R. B. Perry'nin (1876-1957) adlan daha bir öne çıkmaktadır.
Ayrıca kimi felsefe tarihçileri yeni olguculukla içiçe geçmiş bir Yeni Gerçekçilik anlayışının başlatıcısı olarak A. J. Ayer'i (1910-1989) göstermektedir. Yeni Gerçekçilik neredeyse tüm felsefesini idealizm karşıtı bir tutumla biçimlendirmiş, bilimin "gerçek" kanıtlarıyla idealizmin kof bulduğu uslamlamalarını karşılaştırarak felsefede yol almıştır.
Felsefe Sözlüğü- A.Baki Güçlü; Erkan Uzun; Serkan Uzun; Ü.Hüsrev Yoksal-Bilim ve Sanat Yayınları
🧠 Yeni Realizm –
Günümüzdeki Görüşler ve Temel Tezler
🔹 1. Markus Gabriel – Anlam
Alanları Ontolojisi
- Gerçeklik,
tek bir bütünlük değil; çoklu “anlam alanları”ndan oluşur.
- Her
alan (etik, estetik, bilim, din) kendi gerçekliğini üretir.
- Zihinden
bağımsız bir gerçeklik vardır, ama bu gerçeklik yalnızca fiziksel değil,
anlam yüklü bir yapıdır.
“Dünya diye bir şey yoktur; ama dünyalar vardır.” – Markus
Gabriel
🔹 2. Maurizio Ferraris – Dokümantal
Ontoloji
- Gerçeklik,
belgelenebilir ve iz bırakabilir bir yapıdır.
- Sosyal
gerçeklik, yazılı belgeler, dijital izler ve kayıtlar üzerinden
şekillenir.
- Bu yaklaşım, dijital çağda gerçekliğin izlenebilirliğini felsefi zemine taşır.
🔹 İnsan Hakları
Bağlamında Yeni Realizm
- İnsan
hakları, yalnızca kültürel bir inşa değil; etik anlam alanında gerçek bir
varlıktır.
- Markus
Gabriel’e göre insan hakları, “etik anlam alanı”nın bir parçası olarak
evrensel geçerliliğe sahiptir.
- Bu
yaklaşım, hakların yalnızca sözleşmeye değil, gerçekliğe dayalı olduğunu
savunur.
“Gerçekliğin dışsal varlığı varsa, biz onu gerçekten
bilebilir miyiz?” sorusu, Yeni Realizm’in klasik epistemolojiyle olan
gerilimini ortaya koyar. Bu noktada birkaç temel yaklaşımı ayırt etmek önemli:
🧭 Dışsal Gerçeklik
Bilinebilir mi?
🔹 1. Yeni Realizm’in
Tezi: Evet, ama sınırlı biçimde
- Gerçeklik
zihinden bağımsızdır; yani bizden önce ve bizden ayrı olarak vardır.
- Ancak
onu “tam ve doğrudan” değil, “anlam alanları” aracılığıyla biliriz.
- Bu,
gerçekliğin temsil edilemezliği değil; çoklu temsillerle
yaklaşılabilirliği anlamına gelir.
Markus Gabriel: “Gerçeklik, kendini bize tümüyle açmaz; ama
anlam alanları içinde bize görünür.”
🔹 2. Klasik Eleştiri: Kantçı
Sınır
- “Ding-an-sich”
(şeyin kendisi) bize kapalıdır; biz yalnızca fenomenleri algılarız.
- Yeni
Realizm, bu görüşü kısmen reddeder: Gerçeklik, yalnızca fenomen değil,
anlamlı bir yapı olarak da bilinebilir.
🔹 3. Günümüzdeki
Yaklaşım: Epistemik Alçakgönüllülük
- Gerçekliği
tümüyle bilmek mümkün değildir; ama bu, onu hiç bilemeyeceğimiz anlamına
gelmez.
- Bilim,
etik, tarih gibi alanlar, gerçekliğe farklı açılardan yaklaşır.
- Bu
yaklaşım, post-truth çağında “her şey yoruma açıktır” iddiasına karşı bir
duruştur.
Deneysel bilim alanında Yeni Realizm’in “gerçeklik zihinden
bağımsızdır ve kısmen bilinebilir” iddiası oldukça tartışmalıdır ama aynı
zamanda güçlü bir savunma zemini bulur. Bu bağlamda birkaç temel noktayı ayırt
etmek gerekir:
🔬 Deneysel Bilim ve Yeni
Realizm: Uyumlu mu?
🔹 1. Gerçekliğin Zihinden
Bağımsızlığı
- Deneysel
bilim, doğa yasalarının insan zihninden bağımsız olarak işlediği
varsayımına dayanır.
- Bu,
Yeni Realizm’in temel teziyle örtüşür: Gerçeklik vardır ve deneysel
yollarla ona yaklaşabiliriz.
🔹 2. Temsil Sorunu
- Bilimsel
modeller, gerçekliğin “tam kendisi” değil; onun temsilleridir.
- Yeni
Realizm, bu temsilleri “anlam alanları” olarak görür: Gerçekliğe
yaklaşmanın yolları.
- Örneğin
kuantum fiziği, gerçekliğin doğrudan değil, olasılıksal ve bağlamsal
biçimde temsil edildiğini gösterir.
🔹 3. Epistemik
Alçakgönüllülük
- Bilimsel
bilgi, sürekli revize edilen, geçici doğrular sunar.
- Bu,
Yeni Realizm’in “gerçeklik vardır ama tümüyle bilinemez” görüşüyle
uyumludur.
- Bilim,
gerçekliğe yaklaşır ama onu tüketmez.
🔹 4. Postmodern
Eleştiriye Karşı Bilim
- Postmodernizm,
bilimsel bilginin de bir anlatı olduğunu savunur.
- Yeni
Realizm, buna karşı çıkar: Bilimsel bilgi, gerçekliğe dair nesnel bir
yaklaşım sunar.
- Bu, özellikle iklim değişikliği, pandemi gibi alanlarda “gerçeklik sonrası” söylemlere karşı güçlü bir duruştur.
- Evrimsel
biyoloji, doğadaki süreçlerin insan zihninden bağımsız olarak işlediğini
varsayar.
- Yeni
Realizm de gerçekliğin zihinden bağımsız olduğunu savunur.
- Bu
ortak zemin, evrimsel süreçlerin “gerçek” ve “nesnel” olduğunu kabul eder.
🔹 2. Anlam Alanı Olarak
Biyoloji
- Markus
Gabriel’in “anlam alanları” kuramına göre biyoloji, kendi içsel mantığı
olan bir gerçeklik alanıdır.
- Evrimsel
süreçler, bu anlam alanı içinde gözlemlenebilir ve temsil edilebilir.
🔹 3. Epistemik
Alçakgönüllülük
- Evrim
teorisi, mutlak doğrular değil; sürekli güncellenen modeller sunar.
- Yeni
Realizm, gerçekliğin tümüyle değil, bağlamsal olarak bilinebileceğini
savunur.
- Bu,
evrimsel biyolojinin hipotez-temelli doğasıyla örtüşür.
🔹 4. Postmodern
Göreceliğe Karşı Bilimsel Direnç
- Evrim
teorisi, postmodern göreceliğin “her şey yoruma açıktır” iddiasına karşı
bilimsel bir duruş sergiler.
- Yeni
Realizm, bu duruşu felsefi olarak destekler: Gerçeklik vardır ve bilim onu
anlamaya çalışır.
📊 Kavramsal Tablo: Evrim
Teorisi – Yeni Realizm
Kavram |
Evrim Teorisi |
Yeni Realizm |
Gerçeklik |
Doğal süreçlerle işleyen, gözlemlenebilir |
Zihinden bağımsız, anlam alanlarıyla görünür |
Bilgi |
Deneysel, hipotez-temelli, revize edilebilir |
Bağlamsal, kısmi ama nesnel |
Temsil |
Genetik, fosil, davranışsal modeller |
Kavramsal ve disiplinlerarası temsiller |
Eleştiri |
Yaratılışçılık ve postmodern görecelik |
Postmodernizm ve idealizm |
1. Transhümanizm: Evrimsel Teknolojinin Yeni Realizm ile
Kesişimi
Transhümanizm, insanın biyolojik sınırlarını teknoloji
aracılığıyla aşmayı hedefleyen bir düşünce akımıdır. Evrim teorisinin “canlı
organizmaların çevreye uyum sağlama” ilkesi, transhümanizmde “teknolojiye uyum
sağlama”ya evrilir.
Yeni Realizm bu bağlamda, teknolojik dönüşümlerin de
zihinden bağımsız bir gerçeklik alanı yarattığını kabul eder. Yani yalnızca
genetik mutasyonlar değil, yapay zekâ, gen düzenleme, nöro-arayüzler gibi
insan-ötesi araçlar da “gerçek” olarak ontolojik statü kazanır.
🔹 Temel Bağlantı
Noktaları
- Zihinden
Bağımsız Teknoloji Evrimsel süreçlerde genetik değişimler dışsal bir güç
tarafından yönlendirilmez. Transhümanizmde de benzer şekilde, CRISPR,
beyin-bilgisayar arayüzleri gibi araçlar insan zihninden bağımsız olarak
“varlık alanı”na katılır.
- Anlam
Alanı Olarak Teknoloji Markus Gabriel’ın anlam alanları ontolojisinde
biyolojinin yanına artık “teknoloji” de eklenir. Teknoloji, kendi mantığı
ve gerçeklik posiblitesi ile bir anlam alanı oluşturur.
- Epistemik
Alçakgönüllülük Transhümanizm pratikte büyük umutlar vadeder; ancak Yeni
Realizm’in tavrıyla bu umutlar mutlak kabul edilmez. Teknolojinin
risklerini ve öngörülemez yanlarını tanıyan bir epistemik tutum
benimsenir.
- Postmodern
Göreceliğe Karşı Direnç “Her yeni teknoloji göreceli bir anlatıdır”
iddiası, transhümanistlere karşı sıkça öne sürülür. Yeni Realizm,
teknolojinin ontolojik gerçekliğini savunarak, bu eleştiriyi çürütme
zeminine kavuşur.
2. Evo-Devo: Evrimsel Gelişimsel Biyoloji ve Yeni Realizm
Evo-Devo, canlı organizmaların gelişim süreçleriyle evrimsel
değişim arasındaki bağı inceler. Yeni Realizm açısından bu, biyolojinin kendi
“anlam alanı” olarak ontolojik statüsünü güçlendirir.
🔹 Temel Bağlantı
Noktaları
- Zihinden
Bağımsız Gelişimsel Programlar Gen düzenleyici ağlar ve morfogenetik
gradyanlar, insan algısından bağımsız gerçeklik katmanlarıdır.
- Anlam
Alanı Olarak Evo-Devo Markus Gabriel’in ontolojisinde biyolojiye ek olarak
“gelişimsel süreçler” yeni bir dal oluşturur.
- Temsil
Yaklaşımı Embriyolojik gelişim haritaları ve gen ekspresyon profilleri,
gerçekliğe dair çoklu temsiller sunar.
- Epistemik
Alçakgönüllülük Gelişim modelleri, evrensel bir program değil; kısmen
bilinebilir, bağlamsal ve revize edilebilir yapılar olarak kabul edilir.
📊 Kavramsal Tablo:
Evo-Devo ve Yeni Realizm
Kavram |
Evo-Devo |
Yeni Realizm |
Gerçeklik |
Genetik ve gelişimsel süreçler |
Zihinden bağımsız, anlam alanlarında varlık |
Bilgi |
Hipotez-temelli deneysel modeller |
Kısmi, bağlamsal ve disiplinlerarası |
Temsil |
Embriyolojik haritalar, gen ağ diyagramları |
Kavramsal haritalar ve zaman dizinleri |
Ontolojik Katman |
Gelişimsel programlar |
Biyoloji ve gelişim “anlam alanı” |
📚 Akademik Makaleler
Doğrucan, Mehmet Fatih & Karamolla, Muhammed (2020). Pragmatizm ve Yeni-Realizm. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, Cilt 9, Sayı 27, s. 729-750. – Yeni Realizm’in pragmatizmle ilişkisi, ontolojik ve epistemolojik temelleri üzerine kapsamlı bir inceleme.
Duignan, Brian. New Realism. Encyclopaedia Britannica çevrimiçi makalesi (erişim: 12.09.2020). – Kavramın İngilizce tanımı ve tarihsel bağlamı; Türkçe çalışmalarda atıf yapılmış.
🗂 Özgün Kaynaklar (İngilizce, Türkçe çalışmalarda atıf yapılan)
Holt, E. B., Marvin, W. T., Montague, W. P., Perry, R. B., Pitkin, W. B., & Spaulding, E. G. (1910). The Program and Platform of Six Realists. Journal of Philosophy, VII(15), 393–401
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder