Hélène Cixous (1937)
Dişil yazının en ateşli savunucularından Cezayir asıllı Fransız feminist şair, yazar ve felsefeci. Cixous kendisini öncelikle bir şair ve düşünür olarak görme eğiliminde olsa da, gerek 1974'te Paris VIII. Üniversitesinde Fransa'nın önde gelen birkaç Kadın Çalışmaları Merkezi'nden birini kurmuş olmasıyla, gerekse dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere ve katılımcılara vermiş olduğu seminerlerle eylemci düşünür yönünü açıkça ortaya koyar.
Cixous'un ister yazınsal ister felsefi olsun bütün çalışmaları metafiziksel kapalılığın ve bu kapalı oluşun getirdiği baskıcı kavramsal ve sözdizimsel yapının birer eleştirisidir. Ele aldığı konuların çok çeşitli olmasının getirdiği yorumlar bolluğu ve yazılar çeşitliliği içerme, dışlama ve olumsuzlamaya dayanan bütünleştirici dizgeleri bozar. Nitekim Cixous'un çalışmalarında karşıtlıklara ve hiyerarşiye (sıradüzene) dayalı ikici düşünme biçimlerini yıkma çabası ile bedene yönelik dişil yazı uygulamalarına verilen önem hep ön plandadır. Öteki'nin ruhsal "titreşimlerine" ilişkin keskin algıları Cixous'u mükemmel bir okuyucu ve eleştirmen kılmıştır. Cixous'a göre, "erkek" olarak tanımlanan öznenin eleştirisi ruhçözümlemenin konusudur. Ancak Cixous ruh-çözümlemeyi, ruhçözümsel "doğrulardın açık uçlu, kişisel anlatılar adına reddedildiği yoğun bir yapısöküme uğratmıştır. Cixous'un 1960'ların sonlarındaki ve 1970'lerin başlarındaki öncü yazıları, özneyi bundan böyle buyurgan ve özerk olarak değil de diğer metinsel ya da yaşayan öznelerle ya da seslerle diyalog içinde kavramamız gerektiğini bize yetkin bir biçimde gösterir. Bu özne kavrayışında, özne kendisini inşa eder ya da çeşitli metinler ile tarihin kesişim noktalarında etkin bir şekilde "doğar" ve "yeniden doğar". Bu kavramlaştırmanın felsefi temeli Hegel'in ve onun efendi-köle ilişkisine dair açıklamasında örneklenen diyalektik aküyürütme geleneğinin eleştirisidir.
Cixous, Catherine Clément ile ortak çalışması Yeniden Doğan Kadın'da (La Jeune Née, 1975) toplumu doğa/kültür, konuşma/yazı ve erkek/kadın gibi hiyerarşik olarak biçimlenmiş karşıtlıklar aracılığıyla düzenleyen simgesel pratikleri "yapısökümcü" bir okuma yordamıyla eleştirir. Tıpkı Derrida gibi karşıtlıklarda yer alan terimlerden birinin daima diğerine göre daha üstün tutulduğunu belirten Cixous, bu karşıtlıkları erkek ile kadın arasındaki karşıtlıklarla ilişkilendirir. Cixous bu diyalektik yapıların öznelliğin biçimlenişi, dolayısıyla da cinsel ayrım üzerinde baskı kurduğunu göstermek için Hegel'in efendi-köle ilişkisini kullanır. Efendi-köle ilişkisinde öznenin bir başkası tarafından tanınmaya gereksinimi vardır. Özne bu tanımayı bir gözdağı olarak deneyimler; öteki baskı altına alınır. Kadın-erkek ilişkisinde ise, kadın kimliğinin oluşumu ve farkedilişi bakımından geleneksel olarak daima öteki diye temsil edildiğinden, bu kimliğe sürekli bir gözdağı verilmesi durumu yaşanır. Dolayısıyla Cixous'a göre, cinsel ayrım, ayrım ile ötekiliğin bastırılma yoluyla hoş görüldüğü bir iktidar yapısına kapatılmaktadır.
Derrida "yazı" ve "kadın" terimlerinin metarıziğindeki eşzamanlı dışlamanın Cixous'un üretken ama tartışmalı ifadesi "dişil yazı"yı (écriture féminine) yaratmasını olanaklı kıldığını ileri sürer. Hiç de özgün olmayan bir anlamda kadın yazını olarak da okunan "dişil yazı" terimi başka düşünürlerce yer yer bilinç yükseltmek için de kullanılmıştır. Oysa Derridacı anlamda yazı daima (bilinçsiz) bir sahneyle ilişkilidir ve onun içinde oluşur. Nitekim, Cixous da bedenin asla kaba bir verilen olmayıp daima kodlanmış olduğunu savunur; özcülüğün o yersiz suçlamalarını tek tek elinden alır. "Ben" birden fazladır, çünkü sürekli ötekilerle diyalog içindedir ve kimlik dışardan dayatılır. Cixous hüküm süren kültürel düzen tarafından dayatılan durağan cinsel kimliklerin dengesini bozar. Cixous'a göre yazı düzeni, özellikle kültürel çarkın dayattığı durağan cinsel kimlikleri yeniden üretmek zorunda değildir. Bu nedenle Cixous ikili-cinsiyeti somutlaştıran, kadının çıkarlarını gözeten bir yazı biçiminin üretilebileceğini savunur ve kültüreli yeniden biçimlendiren yazma ediminin kadın için özel bir önemi olduğuna inanır.
|
Akımlar
- Felsefi "izm"ler
- Sofizm
- Stoacılık
- Kuşkuculuk
- İdealizm
- Yeni Platonculuk
- İnsancılık (Hümanizm)
- Usçuluk
- Deneycilik
- Eleştiricilik (Kritisizm)
- Materyalizm
- Liberalizm
- Hiççilik (Nihilizm)
- Sosyalizm
- Marksizm
- Olguculuk (Pozitivizm)
- Postpozitivizm
- Pragmatizm
- Fenomenoloji (Görüngübilim)
- Yeni Kantçılık
- Mantıkçı Pozitivizm
- Yeni Hegelcilik
- Yapısalcılık
- Çözümleyici Felsefe
- Varoluşçuluk
- Yorumbilgisi (Hermeneutik)
- Frankfurt Okulu
- Feminizm
- Postyapısalcılık
H.Cixous
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder