Hermann Cohen (1842-1918),
Marburg Okulu’nun kurucusudur. 1876’da Lange’nin Marburg’daki kürsüsünü
devralır ki, bu tarih Okul’un kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
Ona göre, gerçekliğin arkasına sarkmaya
çalışan her felsefi girişim, her metafizik, boşuna bir çabadır. Logik der
reinen Erkenntnis, 1902 (Salt
Bilginin Mantığı) adlı yapıtında gerçekliğin metafiziksel bir temeli
olmadığını, bilimin de felsefenin de matematik modelinde yeniden inşa
edilmeleri gerektiğini savunur. Ethik der reinen Willens, 1904 (Salt İstenç Etiği)
adlı yapıtında ise bir “salt etik bilimi” geliştirme çabasına girmiştir.
Ästhetik der reinen Gefühls, 1912 (Salt Duygunun –Hissedişin– Estetiği)
adlı yapıtında ise sanat eserinin neliğini çözümlemiştir.
Cohen, yapıtlarının
adlarından da anlaşılacağı üzere, Kant’ın Üç Kiritik’ine koşut, üç bölümlü
bir sistem geliştirmek istemiştir. Daha önce Cohen Kant’ın Üç Kritik’ini
derinliğine yorumlayan üç kitap yayımlamıştı. Onlar ve bu son üç kitap,
Cohen’in sisteminin ana yapıtlarıdır. Cohen özellikle son üç kitabında Kantçı
epistemoloji ve Kant’ın önsellik (apriorite) öğretisinden hareketle, her
türlü kültürel ürüne Kantçı önsellik öğretisinin öğrettiği şekliyle a
priorilerin öngeldiğini ileri sürmüştür. Cohen, Kant’ın “kendinde şey”
kavramına getirdiği yorumla da ünlüdür. Ona göre “kendinde şey”, ne kadar
çaba sarfedilirse edilsin, metafiziğe ait bir kavram olmaktan kurtulamaz. Bu
kavram her anıldığında reddedilmelidir, onun bir varlık kavramı olarak
anlaşılmasına izin verilmemelidir. “Kendinde şey” yoktur; bununla birlikte o,
bilginin sınırlarının çizilmesi bakımından gerekli bir kavram olarak
korunmalıdır. Ve Kant’ın bu kavrama başvurmaktaki amacının da yeni bir
metafiziğe kapı aralamak değil, tam tersine fenomenal bilgiye meşru bir sınır
çizmek olduğu görülmelidir.
Son yıllarında ise Cohen, Kant etiğinde Eski
Ahit’te, Tevrat’taki ahlak anlayışının bir formülasyonunu görmek istemiş,
Religion der Vernunft aus der System der Philosophie, 1919 (Felsefe Sisteminden Çıkan Akıl Dini)
ve Begriff der Religion im System der Philosophie, 1915 (Felsefe Sistemi İçinde Din Kavramı)
adlı son yapıtlarında Alman idealist felsefe geleneği ile Yahudiliği
bağdaştırmaya çalışmıştır. Onun bu konudaki düşünceleri Yahudi düşmanlığının
başladığı o yıllarda etki bırakmamış veya olumsuz karşılanmıştır. Fakat
Cohen’in düşünceleri öğrencileri Nicolai Hartmann, Franz Rosenzweig, Paul
Natorp ve Ernst Cassirer’i etkilemiştir. Hartmann ve Rosenzweig daha sonra
yollarını ayırmışlarsa da, Okul Natorp ve Cassirer’le gelişimini
sürdürmüştür.
Kant ve Yeni Kantçılık-Doğan Özlem-Cogito Sayı: 41-42 2005-Yapı Kredi Yayınları |
Akımlar
- Felsefi "izm"ler
- Sofizm
- Stoacılık
- Kuşkuculuk
- İdealizm
- Yeni Platonculuk
- İnsancılık (Hümanizm)
- Usçuluk
- Deneycilik
- Eleştiricilik (Kritisizm)
- Materyalizm
- Liberalizm
- Hiççilik (Nihilizm)
- Sosyalizm
- Marksizm
- Olguculuk (Pozitivizm)
- Postpozitivizm
- Pragmatizm
- Fenomenoloji (Görüngübilim)
- Yeni Kantçılık
- Mantıkçı Pozitivizm
- Yeni Hegelcilik
- Yapısalcılık
- Çözümleyici Felsefe
- Varoluşçuluk
- Yorumbilgisi (Hermeneutik)
- Frankfurt Okulu
- Feminizm
- Postyapısalcılık
H.Cohen
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder