Metamodernizm

Modernizm, moderniteye bir tepki olarak sanat ve felsefede köklü değişikliklere yol açtı. Postmodernizm de bu tepkiyi daha da ileri taşıyarak, büyük anlatıların sonunu ve nesnel hakikatin parçalandığını ilan etti. Şimdilerde ise metamodernizm kavramı, hem sanatsal hem de felsefi bağlamda bu iki dönemin ötesine geçme arayışını temsil ediyor.  Burada kavramların birbirlerinin yerine kullanıldığını da belirtmeliyim. "izm" eki daha çok sanatsal alana atıf yaparken, modernite ve postmodernite bir durumu betimlemeyi hedef almıştır.

Postmoderniteyi anlamak başlığıyla tüm alanları bir araya getirmeye çalışmıştım. 

🔎Postmoderniteyi Anlamak

Metamodernizm Modern(ite)izim ile Postmodernizm arasındaki gerilimden kaynaklanıyor. Görüldü ki 21.yüzyılda özellikle dijital alandaki gelişmeler bir çok yeni sorun ortaya çıkarttı. Henüz o kapsamda ve etkide olmasa da Metamodernizm bir düşünce alanı olarak yerini alıyor.

B.Berksan

Metamodernizm, Postmodernizmin ironi, alaycılık ve şüpheciliğinden yorulan bir kuşağın, samimiyet ve idealizm gibi kavramlara geri dönüşünü işaret eder. Ancak bunu, Modernizmin saf naifliğiyle değil, Postmodernizmin getirdiği şüpheciliğin bilincinde olarak yapar.

Metamodernizm, modernizm ve postmodernizm sonrası ortaya çıkan bir kültürel ve felsefi yaklaşımdır. Postmodernizmin ironi, alaycılık ve büyük anlatılara olan şüpheciliğine bir tepki olarak gelişmiştir. Metamodernizm, bu iki akım arasında bir salınım (oscillation) durumu olarak tanımlanır. Yani ne modernizmin naif iyimserliğini tamamen benimser ne de postmodernizmin karamsar nihilizmini. Bunun yerine, her ikisinin de unsurlarını alarak yeni bir duygu ve düşünce yapısı oluşturur.



Metamodernite: Felsefi Bir Dönem Olarak Mümkün mü?

Metamodernite kavramı, metamodernizmden daha az yaygın olsa da, felsefi ve kültürel bir dönem olarak tartışılmaktadır. Bu tartışmanın temelinde, Modernizmin ve Postmodernizmin temel felsefi varsayımlarının aşılıp aşılamayacağı sorusu yatar.

  1. Modernite ve Aydınlanma: Modernite, Aydınlanma'nın temelini oluşturduğu rasyonel akıl, ilerleme, evrensel hakikatler ve büyük anlatılar (örneğin, tarihin ilerlemesi veya bilimin her şeyi açıklayacağı) üzerine kuruludur. Modernizm, sanatsal ve felsefi bir hareket olarak bu idealleri hem kutlar hem de kendi içinde eleştirir.
  2. Postmodernite ve Şüphecilik: Postmodernite, bu büyük anlatıların yıkılışıdır. Jacques Derrida ve Jean-François Lyotard gibi filozoflar, nesnel hakikatin olanaksızlığını ve dilin kendi içindeki oyunlarını vurgular. Bu dönem, ironi, parçalanmışlık ve otoriteye karşı duyulan şüphecilikle karakterize edilir.
  3. Metamodernitenin Olanakları: Metamodernite, Postmodernizmin getirdiği şüpheciliği ve parçalanmışlığı tamamen reddetmez, aksine onu bir başlangıç noktası olarak kabul eder. Metamodernite, salınım (oscillation) olarak adlandırılan bir durumla karakterize edilebilir: Modernizmin idealizmini ve Postmodernizmin şüpheciliğini sürekli olarak arasında salınır. Bu, hem bir şeye inanma arzusunu (Modernizmin samimiyeti) hem de o inancın kırılganlığının farkında olmayı (Postmodernizmin ironisi) aynı anda taşımaktır.

Felsefi bir dönem olarak metamodernite, bu salınımın bir ürünüdür. Artık büyük bir anlatıya körü körüne inanmasak da, bir anlam arayışından vazgeçmiyoruz. Bu durum, yeni bir felsefi yaklaşım için zemin hazırlar.

Metamodernizmin Öncü Düşünürleri

Metamodernizm üzerine çalışan ve bu kavramın şekillenmesinde önemli rol oynayan isimlerin başında Hollandalı kültür teorisyenleri Timotheus Vermeulen ve Robin van den Akker gelir. 2010 yılında yayımladıkları "Metamodernizm Üzerine Notlar" (Notes on Metamodernism) başlıklı makale, bu akımın en önemli metinlerinden biri olarak kabul edilir.

Diğer önemli düşünür ve yazarlar arasında ise şunlar yer alır:

  • Hanzi Freinacht: Metamodernizm'i siyasi ve sosyal gelişim bağlamında ele alır.
  • Luke Turner: "Metamodernist Manifesto"yu yazarak bu akımın temel ilkelerini belirlemiştir.
  • David Foster Wallace: Romanlarında ironi ve samimiyet arasındaki gerilimi işlemesiyle metamodern düşünceye zemin hazırlamıştır.
  • Alexandra Dumitrescu: Metamodernizmi, postmodernizme uyum, ondan çıkış ve ona tepki olarak tanımlar.

Temel Düşünceler ve Kavramlar

Metamodernizm, özellikle 2000'li yıllardan sonra yükselişe geçen, dijital çağın getirdiği belirsizlik ve küresel krizlere (iklim değişikliği, ekonomik krizler vb.) bir yanıt niteliği taşır. Temel düşüncelerini ve anahtar kavramlarını şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Salınım (Oscillation): Metamodernizmin en temel kavramıdır. Modernizmin idealist coşkusu ile postmodernizmin ironik mesafesi arasında sürekli bir gelgit hareketini ifade eder. Ciddi bir konuya hem samimiyetle yaklaşmak hem de bu samimiyetin farkında olup ironik bir mesafe koyabilmek bu salınımın bir parçasıdır.
  • Bilgili Naiflik (Informed Naivety): Postmodernizmin tüm büyük anlatıları ve idealleri reddetmesinden sonra, metamodernizm bu kavramları yeniden değerlendirir. "Büyük anlatıların gerekli ama aynı zamanda sorunlu olduğunu" kabul ederek, umut ve inanç gibi kavramlara bilgili bir naiflikle yaklaşır.
  • Duygu ve Samimiyetin Geri Dönüşü: Postmodernizmin getirdiği duygusal kopukluğa ve alaycılığa karşı bir duruş sergiler. Sanat, edebiyat ve sosyal yaşamda samimiyet, empati ve duygusal bağ kurma arayışı yeniden önem kazanır. Bu, saf bir romantizmden ziyade, ironinin farkında olan bir samimiyettir.
  • Yeni Büyük Anlatılar: Postmodernizmin reddettiği evrensel doğrular ve büyük anlatılar, metamodernizmde "ihtiyatlı bir şekilde" yeniden ele alınır. Bireysel kimliklerin ve kolektif bilincin karmaşıklığını anlayan, ancak ortak hedeflere ve değerlere de yer açan yeni hikâyeler oluşturma çabası vardır.
  • İş Birliği ve Kolektivite: Bireyselciliğin öne çıktığı bir çağda, metamodernizm başkalarıyla iş birliğini, farklı bakış açılarının ve düşüncelerin birleşimini teşvik eder. Kolektif çabaların yaratıcılığı ve sorun çözme potansiyeli ön plana çıkarılır.

Modernizm, moderniteye bir tepki olarak sanat ve felsefede köklü değişikliklere yol açtı. Postmodernizm de bu tepkiyi daha da ileri taşıyarak, büyük anlatıların sonunu ve nesnel hakikatin parçalandığını ilan etti. Şimdilerde ise metamodernizm kavramı, hem sanatsal hem de felsefi bağlamda bu iki dönemin ötesine geçme arayışını temsil ediyor.

Metamodernizm, Postmodernizmin ironi, alaycılık ve şüpheciliğinden yorulan bir kuşağın, samimiyet ve idealizm gibi kavramlara geri dönüşünü işaret eder. Ancak bunu, Modernizmin saf naifliğiyle değil, Postmodernizmin getirdiği şüpheciliğin bilincinde olarak yapar.


Metamodernite: Felsefi Bir Dönem Olarak Mümkün mü?

Metamodernite kavramı, metamodernizmden daha az yaygın olsa da, felsefi ve kültürel bir dönem olarak tartışılmaktadır. Bu tartışmanın temelinde, Modernizmin ve Postmodernizmin temel felsefi varsayımlarının aşılıp aşılamayacağı sorusu yatar.

  1. Modernite ve Aydınlanma: Modernite, Aydınlanma'nın temelini oluşturduğu rasyonel akıl, ilerleme, evrensel hakikatler ve büyük anlatılar (örneğin, tarihin ilerlemesi veya bilimin her şeyi açıklayacağı) üzerine kuruludur. Modernizm, sanatsal ve felsefi bir hareket olarak bu idealleri hem kutlar hem de kendi içinde eleştirir.
  2. Postmodernite ve Şüphecilik: Postmodernite, bu büyük anlatıların yıkılışıdır. Jacques Derrida ve Jean-François Lyotard gibi filozoflar, nesnel hakikatin olanaksızlığını ve dilin kendi içindeki oyunlarını vurgular. Bu dönem, ironi, parçalanmışlık ve otoriteye karşı duyulan şüphecilikle karakterize edilir.
  3. Metamodernitenin Olanakları: Metamodernite, Postmodernizmin getirdiği şüpheciliği ve parçalanmışlığı tamamen reddetmez, aksine onu bir başlangıç noktası olarak kabul eder. Metamodernite, salınım (oscillation) olarak adlandırılan bir durumla karakterize edilebilir: Modernizmin idealizmini ve Postmodernizmin şüpheciliğini sürekli olarak arasında salınır. Bu, hem bir şeye inanma arzusunu (Modernizmin samimiyeti) hem de o inancın kırılganlığının farkında olmayı (Postmodernizmin ironisi) aynı anda taşımaktır.

Felsefi bir dönem olarak metamodernite, bu salınımın bir ürünüdür. Artık büyük bir anlatıya körü körüne inanmasak da, bir anlam arayışından vazgeçmiyoruz. Bu durum, yeni bir felsefi yaklaşım için zemin hazırlar.


Metamodernizmin Temel Felsefi Önerileri

Metamodernizm, felsefi olarak şu yeni yaklaşımları sunabilir:

  • Yeni Bir İdealizm: Postmodernizmin sonunu getirdiği idealizme, bu kez kırılganlığının farkında olarak yeniden yaklaşmak. Toplumsal değişim için çabalamak, çevre için endişelenmek veya samimi bir ilişki kurmak gibi eylemler, Postmodernizmin "her şey ironik" tutumunun aksine, ciddi bir anlam taşıyabilir.
  • "Yapıbozumu Yeniden Kurmak": Derrida'nın yapıbozum (deconstruction) felsefesi, metinlerin ve kavramların anlamını parçalamayı hedefler. Metamodernizm ise bu yapıbozumun ardından yeni bir anlam ve yapı inşa etme arayışıdır. Bu, yıkılan büyük anlatıların yerine yenilerini koymak değil, küçük, yerel ve esnek anlatılar kurmaktır.
  • Eşik Anı (Liminality): Metamodernite, iki dönem arasında salınan bir eşik anını (liminality) temsil eder. Ne tamamen Modernizmin saflığındayız, ne de tamamen Postmodernizmin alaycılığındayız. Bu eşikte olmak, iki dönemin de en iyi yönlerini alıp, yeni bir sentetik yaklaşım yaratma potansiyeli taşır.

Felsefi bir dönem olarak metamoderniteden söz edilebilir. O, Postmodernizmin getirdiği nihilist ve şüpheci çıkmazdan kurtulma çabasıdır. Bu, Modernitenin naif idealizmine tam bir geri dönüş değil, aksine, iki dönemin de derslerini almış, yeni bir umut ve samimiyet arayışıdır..

Metamodernizmin felsefi duruşunu iki ana başlıkta ele alabiliriz:

1. Epistemik Hakikat Arayışının Dönüşümü

Metamodernizm, epistemik hakikat arayışından tamamen vazgeçmez, ancak bu arayışın doğasını ve kapsamını yeniden tanımlar.

  • Evrensel Hakikatlerden Vazgeçiş: Postmodernizmin etkisiyle, evrensel, tek ve mutlak bir hakikatin varlığına olan inancımız zayıfladı. Metamodernizm bu durumu kabul eder. Artık "doğanın tek bir doğru açıklaması vardır" gibi büyük iddialara şüpheyle yaklaşılır.
  • "Küçük Gerçekler" ve Bağlamsal Doğruluk: Metamodernizm, bunun yerine "küçük gerçeklere" ve bağlamsal doğruluklara odaklanır. Felsefi arayış, artık mutlak hakikati bulmak yerine, belirli bir bağlamda (örneğin, bir toplulukta, bir çevresel sorunda veya kişisel bir deneyimde) geçerli olan hakikati anlamaya yönelir. Örneğin, bir iklim bilimcisinin hakikati, bir aktivistin hakikatinden farklı olabilir. Bu farklılıklar, birbiriyle çelişmek zorunda değildir; aksine, ortak bir sorunu farklı açılardan aydınlatarak daha kapsamlı bir anlayışa yol açabilir.

2. Pratik Kaygıların Felsefenin Merkezi Haline Gelmesi

Metamodernizmin pratik kaygıları ön plana çıkarması, felsefenin soyut teorik tartışmaların ötesine geçerek, somut sorunlarla yüzleşmesini sağlar. Bu, felsefenin yeniden bir araç değil, yaşamı dönüştürme potansiyeli taşıyan bir eylem olarak görülmesidir.

  • Etik ve Siyaset Felsefesinin Yükselişi: Postmodernizmin ahlaki rölativizminin aksine, metamodernizmde etik ve siyaset felsefesi yeniden önem kazanır. Tek bir evrensel ahlaki kural olmasa da, belirli bir topluluk veya durum için en doğru eylemin ne olduğunu bulma çabası, felsefenin temel bir görevi haline gelir. Bu, çevresel felaketler, eşitsizlik veya teknolojik tehditler gibi somut sorunlarla yüzleşmeyi gerektirir.
  • Teori ve Pratiğin Birleşmesi: Metamodernizm, felsefenin soyut teoriler üretip pratiğe yabancılaşmasını eleştirir. Felsefe, artık sadece bir bilgi üretme faaliyeti değil, aynı zamanda bu bilgiyi kullanarak dünyayı daha yaşanabilir kılma çabasıdır. Bu, felsefenin bilim, sanat ve sosyal aktivizm gibi alanlarla daha fazla diyalog kurmasını gerektirir.

Özetle, metamodernizm felsefesi, epistemik hakikat arayışını bir sorun olarak görmez; ancak bu arayışın Modernizm ve Postmodernizmin sınırları içinde kaldığını fark eder. Bu yaklaşım, evrensel bir hakikatin peşinde koşmak yerine, pratik sorunlara odaklanarak, bağlamsal ve yerel gerçeklikleri bulmayı amaçlar. Bu dönüşüm, felsefenin soyut teorilerden kurtularak, çağımızın acil sorunlarına somut çözümler üretebilen bir düşünme biçimi haline gelmesini sağlar.

Mini Sözlük

Samimi İroni

Tanım: İroniyi tamamen yıkıcı değil, anlam inşasına katkı sağlayacak şekilde kullanmak.

Örnek: Hem kendi üslubuyla dalga geçen hem de onu içtenlikle savunan sanatçı.

İtiraz: İroni samimiyeti gölgeleyebilir mi?

Salınım

Tanım: Modernist ciddiyet ile postmodern şüphe arasında sürekli gidip gelme hali.

Örnek: Bir romanda hem ütopyacı ideal hem distopik farkındalık taşımak.

İtiraz: Bu salınım kararsızlık mı yaratır, yoksa yaratıcılık mı?

Olasılıklar Etiği

Tanım: Mutlak hakikat olmadığını bilerek yine de “daha iyi”nin peşinden gitme anlayışı.

Örnek: İklim krizinde tek doğru çözüm olmadığını bilip çoklu çözümler geliştirmek.

İtiraz: Görecelilik etik sorumluluğu zayıflatır mı?

Yapı–Söküm Diyaloğu

Tanım: Bir fikri hem kurmak hem de eleştirel biçimde sökmek.

Örnek: Kurulan bir tarih anlatısını, kendi dipnotlarıyla eleştiriye açmak.

İtiraz: Bu yöntem anlatıyı güçlendirir mi yoksa parçalar mı?

Yeni Samimiyet

Tanım: Postmodern ironi sonrası bilinçli bir yeniden içtenlik arayışı.

Örnek: Seyirciyle doğrudan bağ kuran, duyguyu saklamayan bir performans sanatı.

İtiraz: Bu samimiyet “naif” bulunup küçümsenebilir mi?

Duyguda Karma

Tanım: Aynı anda umut, melankoli, kuşku ve neşeyi barındırmak.

Örnek: Bir filmde hem trajik kayıplar hem komik sahnelerin yer alması.

İtiraz: Bu karışım duygusal yoğunluğu artırır mı, dağıtır mı?

Metaforik Köprü

Tanım: Ayrı düşünce gelenekleri veya üsluplar arasında geçiş alanı kurmak.

Örnek: Modernist yapı ile postmodern söylemi tek eserde harmanlamak.

İtiraz: Bu köprüler yapay mı olur, yoksa gerçek bağ mı kurar?

İnterdisipliner Zemin

Tanım: Farklı disiplinlerden malzeme alarak hibrit bir anlam evreni oluşturma.

Örnek: Sanat eserinde sosyoloji, felsefe ve ekoloji referanslarını birlikte kullanmak.

İtiraz: Çokluk, bütünlük duygusunu zayıflatır mı?

Metamodernizm eleştirisi

📌 1. Kavramsal Belirsizlik

  • Net tanım eksikliği: Metamodernizm, modernizm ve postmodernizm arasında gidip gelen bir “duygu yapısı” olarak tanımlansa da, bu salınımın sınırları ve ölçütleri net değil.

  • Bazı akademisyenler, bunun güçlü bir kuramdan çok, “dönemin ruhunu” tarif eden gevşek bir çerçeve olduğunu savunuyor.

📌 2. İdeolojik Tutarsızlık

  • Samimiyet + ironi birlikteliği: Luke Turner’ın da belirttiği gibi, metamodernizm hem samimiyeti hem ironiyi aynı anda mümkün görüyor. Eleştirmenler, bu durumun politik ve etik konumlanmada kararsızlığa yol açabileceğini söylüyor.

  • “Pragmatik idealizm” ve “ılımlı fanatizm” gibi kavramlar, bazılarına göre fazla eklektik.

📌 3. Politik Etkisizlik

  • Postmodernizmin eleştirel araçlarını korurken modernist umut ve büyük anlatılara yeniden alan açması, kimi eleştirmenlere göre politik olarak yetersiz.

  • “Hem eleştirel hem yapıcı” olma iddiası, pratikte net bir toplumsal dönüşüm stratejisine dönüşmeyebiliyor.

📌 4. Akademik ve Sanatsal Alanla Sınırlılık

  • Kavram, çoğunlukla sanat, edebiyat ve kültür teorisi çevrelerinde tartışılıyor; geniş kitlelerce bilinirliği düşük.

  • Bu da, toplumsal etkisinin sınırlı kalmasına yol açtığı yönünde eleştiriler getiriyor.

📘 Metamodernizm – Mini Diyalektik

Tez (Olumlayıcı Bağlam)

  • Metamodernizm, modernizmin yapı kurucu ciddiyeti ile postmodernizmin çözümleyici ironisi arasında salınan bir düşünme biçimi önerir.

  • Bu salınım, yalnızca estetik bir tavır değil — ontolojik, epistemik ve etik düzeyde yeni bir paradigma imkânı sunar.

  • Posthümanizm, yeni materyalizm, spekülatif realizm gibi akımlar metamodernizmin “üst çerçevesi” içinde alt katmanlar olarak konumlanabilir.

  • Umut ile eleştiri, ironi ile içtenlik, geçmiş ile gelecek arasında dinamik bir denge kurar.

Anti-tez (Eleştirel Karşı Argüman)

  • Metamodernizm henüz postmodernizm kadar güçlü bir felsefi temellendirme ve kuramsal yaygınlık kazanmış değil; daha çok kültürel analizlerde ve sanat eleştirilerinde görünür.

  • “Salınım” metaforu, eleştirel derinlikten çok duygusal bir moda dönüşme riski taşır.

  • Postmodernizmin güçlü yapısöküm mirası karşısında, metamodernizm hâlâ teorik olarak dağınık ve kavramsal olarak sınırları belirsiz görünebilir.

  • Bazı eleştirmenler, metamodernizmin “her şeyi kapsama” eğiliminin, net politik veya etik pozisyon almaktan kaçınmasına yol açabileceğini savunur.

Sentez (Gerilimi Koruyarak)

  • Metamodernizm, 21. yüzyılın çoklu krizleri karşısında hem eleştirel hem kurucu bir çerçeve sunma potansiyeline sahip; ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi için:

    • Ontolojik, epistemik ve etik boyutlarda felsefi temellendirme güçlendirilmeli

    • Postmodernizm sonrası düşünürlerle (Braidotti, Haraway, Barad, Mbembe vb.) açık bağlar kurulmalı

    • “Salınım” kavramı, yalnızca estetik bir tavır değil — düşünsel bir yöntem olarak tanımlanmalı

    • Kültürel analizlerin ötesine geçerek, politik ve etik müdahale kapasitesi netleştirilmeli

Metamodernizm – Türkçe Kaynakça

KategoriKaynak / YazarTürİçerik ve Katkısı
Genel Tanıtım Çevrim içi   ansiklopediKavramın tanımı, tarihçesi, Vermeulen & van den Akker’in “sarkaç” metaforu.
Kuramsal ZeminBest, S. & Kellner, D. – Postmodern Teori (Ayrıntı Yayınları, 2011, çev. M. Küçük)Kitap (çeviri)Postmodern sonrası tartışmalar; metamodernizme giden düşünsel arka plan.
Sanat / EstetikNadir Buçan (2021) – “Bir Metamodernist Uygulama Olarak Performatist Fotoğraf ve Öznenin Dönüşü”Akademik   makaleFotoğraf sanatı üzerinden metamodern öznellik tartışması.
Sanat KuramıRaoul Eshelman – Performatism, or What Comes After PostmodernismMakale / KitapMetamodern estetikle bağlantılı, “Performatism” kavramını tanıtır. Türkçe sanat yazılarında sıkça atıf alır.
Akademik TaramaSobiad Atıf DiziniVeri tabanıTürkçe makalelerde “metamodernizm” anahtar kelimesiyle literatür taraması imkânı.
Bağlantılı KavramlarAlexandra Dumitrescu (2007) – “Interconnections in Blakean and Metamodern Space”Makaleİngilizce, fakat yerli akademik çalışmalarda atıf alır; kavramsal çeşitliliği anlamak için.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder