William James (1842-1910)
Charles Sanders Peirce ve
John Dewey ile birlite pragmacılık
görüşünün kurucuları arasında gösterilen Amerikalı ruhbilimci ve felsefeci.
Felsefe sorunlarının, özellikle varlıkbilgisel sorunların ve dinsel çözümsüzlüklerin
pragmacı bir bakış açısıyla çözülebileceğini göstermeye çalışmıştır. James'in
felsefe sorunlarına doğru yaklaşım biçimi olarak düşündükleri Pragmatism: A
Neıv Name for Some Old W ay so/Thinking (Pragmacılık Bazı Eski Düşünme Biçimleri İçin Yeni Bir
İsim, 1907) başlıklı eserinde verdiği çarpıcı örnekte özetlenmiştir. Bu
örnekte, iki grup insan bir ağacın arka tarafında ve gövdesi üzerindeki bir
sincabın -bizimle aynı yönde, aynı açısal hızda hareket ettiği koşulda—
etrafında dolaştığımızı kabul etmemiz için ağacın etrafını dolaşmamızın yeterli
olup olmadığını tartışmaktadır. Böyle bir durumda biz ağacın etrafını her
dolaşışımızda, ne kadar hızlı olursak olalım, sincap bizimle aynı açıyı
katedecektir. Örneğin biz bir tur atsak o da ağacın gövdesi üzerinde bir tur
atmış olacaktır. O halde, biz sincaba hiçbir zaman yetişemeyeceğimize göre
etrafında dolaşmış sayılamayız. Öte yandan, bir bakıma da bizim ağacın
etrafını dolaşırken çizdiğimiz çember sincabın çizdiğinden daha büyük
olacağından sincabın etrafında dönmekteyizdir. İşte bu iki farklı bakış açışını
birbirlerine kabul ettirmeye çalışan insanlara James'in tavsiyesi, ortadaki
sorunun "etrafında dönmek" kavramından ne anladıklarına ve
karşılarındakilerin bu kavramdan ne anladığına ilişkin olduğuna dikkat etmeleridir.
"Etrafında dönmek" kavramından karşımızdakilerle aynı şeyi anlamadığımızı
görünce, boşu boşuna tartıştığımızı da anlarız ve "etrafında dönmek"
kavramına da iki farklı şekilde bakmayı öğrenmiş oluruz. Benzer şekilde,
"insanın özgür iradesi var mıdır?", "dünya maddesel midir;
tinsel midir?" gibi sorular da bizim ve diğer insanların bu sorulardan ne
anladığımıza bağlıdır. Sorulara doğru yaklaşım biçimi görüş farklılığı
olasılığını göz önünde bulundurmaktan ve durumumuza daha uygun olan bakış
açışını seçebilme esnekliğinden geçer.
James'in ruhbilim alanında
yaptığı katkılarında da bu görüşlerinin izlerine rastlanır. The Principles of Psychology (Ruhbilimin
İlkeleri, 1890) adlı
kitabında James, ruhbilim ve varlıkbilgisi sorunlarını birbirinden ayırmıştır.
James'e göre ruhbilim amaçları gereği zihin-beden ikiliğini kabul eder ve
zihin ile beden arasındaki etkileşim sorununu yadsır. Bu ruhbilimin
gelişebilmesi ve insanların yararı adına kullanılabilmesi için gereklidir. Oysa
varkkbilgisel bir sorun olarak zihin-beden ikilğinin tartışılacağı yer olan
felsefe, işe ruhbilim gibi zihin-beden ikiliğiyle ilgili sorunları görmezden
gelerek başlamaz, çünkü felsefenin amacı bu sorunu anlamak ve çözmektir.
James'in ilk dönemlerindeki görüşlerine göre zihin de aynı beden gibi
atomlardan (zihinsel atomlar) oluşan bir yapı olarak ele alınabilir. James daha
sonra "The Knowing of Things Together" ("Şeyleri
Birarada Bilme", 1894) başlıklı yazısında zihin-beden ikikliğinden tümüyle vazgeçmiştir. James
1912 tarihli Essays in Radical Empiricism (Köktenci
Deneycilik Üzerine Denemeler) adlı derlemesinde yansız tekçilik diye
adlandırılan, zihnin ve bedenin aynı tür ama ne fiziksel ne de zihinsel olan
tek bir tözden oluştuğu görüşünü benimsemiştir.
Felsefe
Sözlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder