E

Edimsel
Gerçek olan; etkili olan; olabilir durumda olmanın karşıtı olarak edim durumunda olan. (TDK)
1.
Almanca: aktuell
Fransızca: actuel
İngilizce: actual
İtalyanca: attuale
Osmanlıca: bilfiil, mûtâ, mâlûm, hâlî, hazır, mütekabil
Gizil ve tasarlı terimleri karşılığında kullanılır ve güç halinde olandan edim haline geçmiş olanı dile getirir. Örneğin tohum gizil, bitki edimseldir. Tohumdaki gizil güç bitkide gerçekleşmiştir.
2.
Almanca: wirklich
Fransızca: effectif
İngilizce: actual
İtalyanca: effectuale
Osmanlıca: fiilî, hakikî, hakikaten
Gerçekleşen.
Olabilir ve olanaklı terimleri karşılığında kullanılır ve olmuş olanı dile getirir.
O.H.


Efendi Ahlakı
[Alm. Herrenmoral]:
Nietzche'nin egemen, özgür, güçlü insana özgü olan ve yaşamla dolup taşma, hoşgörü, kendine güven, gurur, yüreksiz ve dar kafalı olan her şeyi küçük görme, acımama, aldırışsızlık gibi özellikler taşıyan yaşama tutumuna verdiği ad. Karşıtı bkz. köle ahlakı.


En yüksek iyi
[Alm. das höchste Gut]
[Fr. le souverain bien]
[İng., Lat. summum bonum]
[es. t. hayr-i âlâ]:
1-     (Öznel açıdan) İnsan çabalarının en yüksek ereği.
2-     (Nesnel açıdan) Varoluşun son ereği.
3-     Değerli olanların nesnel aşama düzeyinde en yüksek basamakta olduğu değer.

Entelekheia

[Alm. Entelechie ]
[Fr. entelechie ]
[İng. entelechy ]
[es. t. kemal-i evvel]
[Yun. entelekheia< en = içinde, telos = erek, khein = sahip olmak]:
1-      (Aristoteles'te) Kendisini görünüşlerinde gerçekleştiren öz, özdeğe biçim veren, olanağı gerçekliğe çeviren etkin ilke,
2-      (Yeni doğa felsefesinde) Hans Driesch'in ileri sürdüğü, özdeksel olmayan, uzaysız olan gerçeklik ilkesi. // Organizmadaki bütünleyici süreci açıklamak için kullanılır.


Epistemoloji
[Alm. Epistemologie]
[Fr. epistemologie]
[İng. epistemology]
[Yun. episteme = bilim; logos = öğreti]:
1-Bilim kuramı (Fransızcâ da sözcüğün kök anlamına uygun olarak kullanılır.) Bilimlerin koyduğu sorunları inceleyen felsefe dalı.
Bilim felsefesi ile eşanlamlı. Ancak bilim felsefesi bilimlerin tarihini felsefe açısından inceler, Epistemoloji ise çeşitli bilimlerin ilkelerini, varsayımlarını ve ve sonuçlarını eleştirerek inceler, onların mantıksal kökenini (ruhbilimsel değil), nesnel değerini belirlemeye çalışır. (Almancada da epistemoloji, bilgi öğretisi, bilim öğretisi anlamına, gelir, ancak az kullanılan bir terimdir.)
2-Bilgi kuramı. (İngilizce konuşan ülkelerde bu anlamda kullanılır. Oysa Fransızcada bilgi kuramının teknik terimi, Yunanca gnosis'ten türetilmiş olan gnoseologie'dir.)
epokhe bkz. yargısızlık.

Eytişim
Os: Cedel-Münazara-Kelam-Nazar
Fr: Dialectique
Al: Dialektik
İng: Dialectic
İt: Dialettica (O.H.)
Doğayı, toplumu ve düşünceyi karşıtlıklarının çatışması ve aşılmasıyla durmaksızın devindiren ve geliştiren süreç.
ETİMOLOJİ: Türkçemizde ki eytişim terimi, soru-karşılık yöntemiyle tartışmak anlamına gelen eytişmek kökünden türetilmiştir. (O.H.)
İLKÇAĞ: Dialektik terimi ilkçağ Yunalılarında tartışmacılık anlamında kullanılıyordu ve bu bakımdan bütün bilgiciler eytişimci sayılıyordu.
ORTAÇAĞ: Eytiim Ortaçağda biçimsel mantık anlamında kullanılmıştır. Bu anlam, tartışma sanatı anlamıyla karşılık olarak staocılardan alınmıştır.
SOKRATES: Doğruya varmak, kavramları açıklığa kavuşturmak, belirlemek ve bunların kesin tanımlarını bulmak için karşıtlıklar içinde ilerleyen karşılıklı konuşma yöntemi.(TDK Bedia Akarsu)
PLATON: İdeallerin bilgisine vardıran yol, en yüksek bilim, mantıksal yöntem.( B.A)
ARİSTOTELES: Tanıtlama yolu.( B.A)
Yanlış sonuçlara götüren uslamlamalar mantığıdır.(O.H.)
Kesin sonuçlara varmaz. Kılıkırk yararak olasılıklar üstünde dolaşıp durur.
HEGEL: Hegel, Herakleitostan beri ve Herakleitostan üstün bir düzeyde, eytişimin evrenselliğini meydana koyan ilk büyük düşünürdür. Bilgisel süreçle doğasal süreci kapsayan saltık varlık’ın gelişme süreci, eytişimle gerçekleşir. Her sav karşı savıyla yadsınarak bireşime ulaşır.( O.H.)



Bölüme Aktaran: V.Şener

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder