21. Yüzyıl Perspektifi: Yapay zeka (AI) epistemolojisi, bilgi felsefesinin (epistemoloji) AI ile kesişimini temsil eder. Bu alan, AI sistemlerinin bilgi nasıl edindiği, temsil ettiği, akıl yürüttüğü ve "anladığı" soruları inceler. Geleneksel epistemolojinin temel kavramları (doğru inanç, gerekçe, adalet) AI bağlamında yeniden yorumlanır: Bir AI, veri setlerinden "öğrenerek" bilgi edinebilir mi? Bu bilgi, insan benzeri bir anlayış mı içerir yoksa sadece simülasyon mu? 21. yüzyılda, AI'nin hızlı gelişimi (makine öğrenimi, derin öğrenme) bu tartışmaları dijital epistemik sorunlara (önyargılı veri, deepfake'ler, algoritmik karar alma) taşır. Alan, sembolik mantık, olasılıksal akıl yürütme ve hibrit modeller etrafında şekillenir. Ana Konular ve TartışmalarAI epistemolojisi, şu ana sorular etrafında döner:
- Bilgi
Temsili ve Edinimi: AI, bilgiyi sembolik (mantıksal kurallar) mı yoksa
bağlantıcı (nöral ağlar) yolla mı temsil eder? Bilgi, veriyle mi yoksa
deneyimle mi edinilir?
- Akıl
Yürütme ve Belirsizlik: AI, mantıksal çıkarımlarda (dedüksiyon) veya
olasılıksal modellerde (Bayes teoremi) nasıl rasyonel davranır?
Non-monotonik mantık (yeni kanıtlarla inanç revizyonu) gibi sorunlar,
AI'nin epistemik esnekliğini test eder.
- Anlama
ve Bilinç: AI, "anlama"ya sahip midir? (Örn. Chinese Room
argümanı: Sembol manipülasyonu anlama mı getirir?)
- Epistemik Sorumluluk: AI'nin ürettiği bilgi, önyargılı mıdır? İnsan epistemik ajansını (karar verme özerkliği) nasıl etkiler?
- Diğer
Etkiler: Roger Penrose (Gödelian argümanlar, 1994-2014), AI'nin
non-komputabl bilgi sınırlılığını savunur. John Searle'in Chinese Room'u
(1980, 21. yy'da devam eden), AI'nin semantik anlama eksikliğini vurgular.
Daniel Kahneman'ın ikili sistem teorisi (2011), AI'ye sezgisel vs.
analitik bilgi modellemesi için ilham verir.
Sonuç
21.yüzyılda AI epistemolojisi, bilgi üretimini
demokratikleştirirken (veri erişimi) yeni sorunlar doğurur: Algoritmik
önyargılar, deepfake'ler ve epistemik balonlar (echo chambers). Düşünürler,
AI'yi epistemik bir araç olarak konumlandırırken, insan-merkezli bilgi
normlarını koruma ihtiyacı vurgulanır. Bu alan, etik ve bilgi felsefesiyle iç
içedir; örneğin, Floridi'nin çalışmaları dijital epistemik adaleti önceler.
Russell ve Norvig'in Yapay Zeka Epistemolojisi: Rasyonel
Ajan Yaklaşımı
Russell ve Norvig, YZ'yi dört temel yaklaşımla tanımlarlar,
ancak kitaplarının ana teması, YZ'yi rasyonel olarak hareket eden sistemler
inşa etme (Acting Rationally) olarak görmeleridir. Bu, epistemolojik
sorunları pratik ve hesaplamalı sorunlara dönüştürür.
1. Rasyonel Ajan ve Bilgi İlişkisi
Kitabın merkezinde yer alan "ajan" kavramı,
ortamı algılayan ve buna göre eylemler gerçekleştiren bir varlıktır. Bu ajanın
rasyonel (akılcı) olması demek, mevcut bilgisine ve algılarına dayanarak
beklenen faydayı maksimize edecek şekilde hareket etmesi demektir.
- Epistemolojik
Problem: Ajanın bilgisi (Knowledge) ve gerekçelendirmesi
(Justification) ne anlama gelir?
- Russell/Norvig
Cevabı: Ajanın bilgisi, ortam hakkında sahip olduğu temsiller
(representations) kümesidir. Gerekçelendirme ise, bu bilginin ajanın rasyonel
eylemlerini (yani beklenen faydayı maksimize eden eylemleri) üretme
yeteneği ile sağlanır.
2. Bilgi ve Muhakeme (Knowledge and Reasoning)
Kitapta, epistemolojinin ana konuları olan bilgi ve muhakeme
(akıl yürütme), YZ sistemlerinin temel yapı taşları olarak incelenir.
Epistemolojiden Aksiyolojiye (Değer Kuramına) Geçiş
Geleneksel epistemoloji "Ne bilebilirim?" sorusuna
odaklanırken, Russell ve Norvig'in "rasyonel ajan" modeli, kaçınılmaz
olarak değer kuramı (aksiyoloji) ve etik alanına geçer.
- Fayda
(Utility) ve Performans Ölçüsü: Bir YZ ajanının eylemleri, ajanın
dünyadaki hedeflerini (yani arzu edilen durumları) maksimize etme
yeteneği ile değerlendirilir. Bu hedefler, ajanın performans ölçüsünü ve
dolayısıyla onun değer sistemini oluşturur.
- Problem:
Ajan rasyonel hareket etse bile, rasyonel eylem her zaman etik
eylem midir?
- Kitabın
son baskıları, "Yararlı YZ" (Beneficial AI) bölümü ile
bu epistemolojik/aksiyolojik sorunu ele alır. Russell, ajanın gerçek
insan hedeflerini kesin olarak bilmemesi gerektiğini ve ajanın insan
hedefleri hakkında belirsizlik içinde hareket etmesi gerektiğini
savunarak (bir tür bilişsel alçakgönüllülük), kontrol sorunlarına çözüm
aramıştır.
Özetle
Stuart Russell ve Peter Norvig'in YZ epistemolojisi, felsefi
spekülasyondan çok, mühendislik odaklı bir yaklaşımdır:
Bilgi, rasyonel bir ajanın başarılı eylemler üretmesini
sağlayan, biçimsel olarak temsil edilmiş bir yapıdır. Muhakeme ise, bu bilgiyi
algılara dayanarak yeni, eyleme rehberlik eden sonuçlara ulaştıran hesaplamalı
bir süreçtir.
Bu yaklaşım, epistemolojiyi soyut bir alandan çıkarıp,
bilgisayar bilimleri ve mühendislik için pratik, uygulanabilir araçlar (mantık,
olasılık, öğrenme algoritmaları) sunan bir temel disiplin haline getirir.
- AIMA’nın
epistemolojik tezi: YZ, “bilgi nedir?” sorusunu yalnızca teorik değil,
işlevsel ve pratik bir düzlemde yanıtlar.
- Bilgi:
temsil edilen, işlenen, belirsizlik altında güncellenen ve eyleme
dönüştürülen bir şeydir.
- Epistemoloji
ile köprü: Platon’un “gerekçelendirilmiş doğru inanç” tanımı, YZ’de
“temsil + çıkarım + öğrenme + eylem” olarak yeniden inşa edilir.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder