Wendy Brown

 Wendy Brown (d. 1953), Amerikalı bir siyaset teorisyeni ve eleştirel düşünürdür. Özellikle neoliberalizm, egemenlik, kimlik siyaseti ve biyopolitika gibi çağdaş konular üzerine yaptığı radikal analizlerle tanınır. Brown, Michel Foucault ve Karl Marx gibi düşünürlerin mirasını kullanarak, modern iktidar biçimlerini ve bunların toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini inceler.

Hayatı ve Düşünsel Gelişimi

Brown, siyaset teorisi alanında doktorasını Princeton Üniversitesi'nden aldı ve kariyerinin büyük bir kısmını Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde geçirdi. Düşünsel olarak, 1960'lı ve 70'li yılların feminist ve Marksist hareketlerinden etkilendi, ancak zamanla bu yaklaşımların neoliberalizmin karmaşık yapılarını açıklamakta yetersiz kaldığını fark etti. Bu nedenle, eleştirel teorisini post-yapısalcı ve post-Marksist fikirlerle harmanlayarak, neoliberalizmi yeni bir iktidar mantığı olarak analiz etmeye başladı.

Ana Düşünceleri

Brown'ın temel düşüncesi, neoliberalizmin sadece bir ekonomik sistem değil, aynı zamanda siyaseti, özgürlüğü ve insanı yeniden tanımlayan bir yönetim biçimi ve bir rasyonellik olduğu yönündedir.

  1. Neoliberalizm bir Yönetim Biçimidir: Brown'a göre neoliberalizm, piyasa mantığını (rekabet, performans, kar-zarar analizi) sadece ekonomiye değil, aynı zamanda tüm toplumsal alanlara (eğitim, hukuk, aile, siyaset) yayar. Birey, bu yeni düzende bir **"insan sermayesi"**ne dönüşür. Kendi değerini, kendi piyasa becerilerini sürekli artırarak kanıtlamak zorunda kalır. Bu, sizin de daha önce bahsettiğiniz "kontrolsüz çoğalma" mantığının bir parçasıdır.
  2. Devletin Rolü: Brown, neoliberalizmin devleti yok etmediğini, aksine onu yeni bir işleve büründürdüğünü savunur. Neoliberal devlet, doğrudan sosyal hizmetler sunmak yerine, piyasanın işleyişi için gerekli yasal ve kurumsal altyapıyı sağlar. Örneğin, sendikaların gücünü azaltır, özelleştirmeyi teşvik eder ve bireysel sorumluluğu ön plana çıkarır. Bu, devletin artık vatandaşın refahından sorumlu olmadığı, sadece piyasa için uygun koşulları hazırlayan bir araç haline geldiği anlamına gelir.

1.      Kimlik Siyaseti Eleştirisi: Brown, kimlik siyasetini (identity politics) eleştirerek, bu siyaset biçiminin neoliberal düzenin bir parçası haline geldiğini iddia eder. Ona göre, kimlikler üzerinden siyaset ya pmak, neoliberalizmin yarattığı derin ekonomik eşitsizlikleri ve toplumsal sorunları gözden kaçırmamıza neden olabilir. Kimlik siyaseti, ortak bir sınıf mücadelesi yerine, farklı grupların kendi "mağduriyetlerini" rekabetçi bir şekilde öne sürmesine yol açar.

Başlıca Yapıtları

  • Neoliberalizmin Yıkıntıları: Demokrasinin Geleceği (2015): Brown'ın en bilinen eseridir. Bu kitapta, neoliberalizmin toplumu nasıl parçaladığını ve demokratik kurumları nasıl işlevsiz hale getirdiğini derinlemesine inceler.
  • Biyografi: Hayatın Politikası (2002): Neoliberalizmin, biyolojik yaşamın kendisini nasıl bir kar ve yatırım alanı haline getirdiğini araştırır.
  • Siyasetin Kırılganlığı (2006): Brown'ın, çağdaş siyasetin karşılaştığı zorlukları ele aldığı ve modern iktidar biçimlerini incelediği bir eserdir.

Wendy Brown'ın düşünceleri, günümüzdeki siyasi ve ekonomik sorunları anlamak için önemli bir bakış açısı sunar. Onun analizleri, neoliberalizmin sadece bir ekonomik model değil, aynı zamanda toplumun ruhunu ve bireyin kimliğini yeniden şekillendiren derin bir olgu olduğunu gösterir.

Wendy Brown'ın düşüncelerinin hangi yönüyle devam etmek istersiniz? Örneğin, neoliberalizmin birey üzerindeki etkileri veya kimlik siyaseti eleştirisi gibi konulara odaklanabiliriz.

Devletin rolünü detaylandıralım.

Wendy Brown'a Göre Neoliberalizmin Devlet Anlayışı


Wendy Brown'ın felsefesinde devlet, geleneksel siyaset teorisinden çok farklı bir rol üstlenir. Neoliberalizm, devleti yok etmez; aksine, ona yeni bir işlev yükler ve onu kendi mantığının hizmetine sunar.

Brown'a göre, neoliberalizmde devletin rolü üç temel alanda detaylandırılabilir:

1. Devleti Özelleştirmek: Piyasa İçin Çalışan Bir Yapı

Geleneksel liberalizmde devlet, piyasanın işleyişine en az müdahale eden bir "gece bekçisi" olarak görülürdü. Ancak Brown, neoliberal devletin daha aktif olduğunu savunur. Neoliberalizmde devletin temel amacı, piyasanın rekabetçi mantığını toplumun tüm alanlarına yaymaktır.

  • Örnek: Devletin temel hizmetleri (sağlık, eğitim, ulaşım) özel şirketlere devredilir veya bu hizmetler, birer "piyasa ürünü" gibi yönetilmeye başlanır. Okullar, öğrenciler ve veliler için rekabet eden "hizmet sağlayıcıları"na dönüşürken, hastaneler de "kâr merkezleri" gibi çalışır. Devlet, artık bu hizmetleri sunan değil, sadece bu piyasaların düzenli işlemesini sağlayan bir "kolaylaştırıcı" haline gelir.

2. Vatandaşları "İnsan Sermayesi"ne Dönüştürmek

Neoliberal devletin en önemli işlevlerinden biri, vatandaşları pasif tüketicilerden veya hak sahibi bireylerden, aktif birer **"insan sermayesi"**ne dönüştürmektir.

  • Örnek: Eğitim politikaları, bireyleri birer "girişimci" gibi yetiştirmeyi hedefler. Öğrencinin aldığı eğitim, birer "yatırım" olarak görülür ve bu yatırımın getirisi (iyi bir iş, yüksek maaş) sürekli olarak ölçülür. Bu durumda, işsizlik veya başarısızlık, kolektif bir toplumsal sorun olmaktan çıkar ve bireyin kendi beceri eksikliğinden kaynaklanan kişisel bir sorumluluğu haline gelir. Devlet, bu yeni bireyi "başarılı" hale getirecek piyasa koşullarını oluşturmakla görevlidir.

3. Demokrasinin Kurallarını Aşındırmak

Brown'a göre, neoliberalizm demokratik kurumları ve siyasi tartışmaları da dönüştürür. Demokrasi, kolektif kararların alındığı bir alan olmaktan çıkar ve piyasa mantığının bir uzantısı haline gelir.

  • Örnek: Seçimler, partilerin birer "marka" gibi yarıştığı, vatandaşların ise "tüketici" gibi oy kullandığı bir platforma dönüşebilir. Siyasi söylemler, ekonomik terimlerle (verimlilik, büyüme, rekabet gücü) dolup taşar. Bu durum, sosyal adalet, eşitlik veya kolektif dayanışma gibi konuların siyasetin gündeminden dışlanmasına yol açar. Devlet, bu süreçte, demokrasinin özünü değil, sadece piyasanın ihtiyaçlarını karşılayan araçsal bir rol üstlenir.
Özetle, Wendy Brown için neoliberal devlet, klasik anlamda "halkın devleti" olmaktan çıkmıştır. O, bir piyasa mantığının hizmetinde çalışan, vatandaşlarını ekonomik aktörlere dönüştüren ve demokrasinin temel ilkelerini aşındıran bir aygıttır.


Yorumlayıcı Notlar

  • Brown, neoliberalizmi bir “sinsi devrim” olarak tanımlar; bu devrim, yurttaşlığı piyasa mantığına indirger.
  • Butler, öznenin kırılganlığını siyasal bir imkân olarak görürken, Brown bu kırılganlığı neoliberal tahakkümün sonucu olarak okur.
  • Mouffe, siyasal çatışmayı meşru bir demokratik unsur olarak savunur; Brown ise çatışmanın yerini teknokratik yönetişimin aldığını vurgular.
  • Rancière, siyasal olanı eşitlik iddiasıyla tanımlar; Brown ise bu iddianın neoliberal akıl tarafından sessizce iptal edildiğini gösterir.

📚 Türkçeye Çevrilmiş Eserleri

  1. Brown, W. (2010). Tarihten Çıkan Siyaset (Çev. E. Ayhan). İstanbul: Metis Yayınları. (Politics Out of History, 2001)
  2. Brown, W. (2011). Yükselen Duvarlar, Zayıflayan Egemenlik (Çev. E. Ayhan). İstanbul: Metis Yayınları. (Walled States, Waning Sovereignty, 2010)
  3. Brown, W. (2018). Halkın Çözülüşü: Neoliberalizmin Sinsi Devrimi (Çev. B. E. Aksoy). İstanbul: Metis Yayınları. (Undoing the Demos: Neoliberalism’s Stealth Revolution, 2015)
  4. Brown, W. (2020). “Fedakâr Vatandaşlık: Neoliberalizm, İnsan Sermayesi ve Tasarruf Siyaseti.” Demokrasi Ne Âlemde? içinde (Der. E. Nazan). İstanbul: Metis Yayınları.

🧠 Wendy Brown Üzerine Akademik Çalışmalar (Türkçe)

  1. Duman, M. Z. (2018). “Wendy Brown’un Eserlerinde Neoliberalizmin Siyasal Rasyonalitesi ve Demokrasinin Çöküşü.” Sosyoloji Notları, 1(1), 1–15. DergiPark üzerinden erişilebilir.
  2. Yıldız, M. (2021). “Wendy Brown’da Egemenliğin Krizi ve Duvarın Siyaseti.” İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 10(2), 1234–1250.
  3. Aksoy, B. E. (2019). “Neoliberalizm ve Siyasal Öznenin Çözülüşü: Wendy Brown’un Eleştirisi.” Felsefelogos, 2(3), 45–60

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder