Stephen Gill

Stephen Gill, uluslararası siyasal ekonomi (IPE) alanının önde gelen düşünürlerinden biridir. Küresel kapitalizmin iktidar dinamikleri, neoliberalizmin siyasi sonuçları ve ulus devletlerin artan disiplin altına alınışı üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.


Düşüncesinin Temel Temaları

  1. Disipliner Neoliberalizm (Disciplinary Neoliberalism): Gill'in en temel ve en etkili kavramıdır. Ona göre, neoliberalizm sadece ekonomik bir politika değil, aynı zamanda devletleri ve toplumları "disipline etmeyi" amaçlayan küresel bir siyasi projedir. Uluslararası ticaret anlaşmaları, finansal piyasa baskıları ve ekonomik politikalar, bir tür "disiplin aracı" olarak kullanılarak, ülkelerin demokratik seçeneklerini kısıtlar.
  2. Yeni Anayasacılık (The New Constitutionalism): Bu kavram, disipliner neoliberalizmle yakından ilişkilidir. Gill, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) veya NAFTA gibi uluslararası anlaşmaların, neoliberal politikaları geri dönülmez şekilde güvence altına alan "yeni anayasalar" gibi işlev gördüğünü savunur. Bu durum, küresel sermayeyi demokratik değişimden ve halkın iradesinden korur.
  3. Büyük Sermayenin Gücü: Gill, küresel ekonomideki asıl aktörlerin uluslararası şirketler ve finansal kurumlar olduğunu vurgular. Bu aktörlerin, kamuoyunun gözünden uzak, gizli bir şekilde siyasi ve ekonomik güç kullandığını ve devletlerin bağımsızlıklarını aşındırdığını iddia eder.

Önemli Yapıtları

  • Power and Resistance in the New World Order (Yeni Dünya Düzeninde Güç ve Direniş, 2003): Küresel politik ekonomiye dair temel görüşlerini sunduğu önemli bir eseridir.

Bağlamı ve İlişkileri

  • Michel Foucault ile İlişkisi: Gill'in disipliner neoliberalizm kavramı, Michel Foucault'nun "disipliner iktidar" teorisinden esinlenir. Gill, iktidarın kaba kuvvet yerine, kurallar, normlar ve sistemler aracılığıyla nasıl işlediğini küresel ekonomiye uygular.
  • Shoshana Zuboff ile İlişkisi: Zuboff gözetim kapitalizminin mikro düzeydeki veri ve davranışsal kontrol mekanizmalarına odaklanırken, Gill makro düzeydeki devlet politikaları ve uluslararası anlaşmalarla gücün nasıl uygulandığını inceler. Her ikisi de demokratik kontrolü aşındıran sistemleri eleştirir, ancak farklı açılardan yaklaşır.
  • John Roemer ile İlişkisi: John Roemer adil bir sistemin matematiksel olarak nasıl tasarlanabileceğini incelerken, Gill mevcut sistemin, sermaye gücünü kullanarak adil bir bölüşümü nasıl engellediğini analiz eder. Biri adaletin teorik bir modelini sunarken, diğeri adaletsizliğin pratik mekanizmalarını ortaya koyar.

Gill'in disipliner neoliberalizm kavramının gücü de buradan gelir: Sistem, bir tartışma konusu olmaktan çıkıp, tıpkı doğal bir kanun gibi, değiştirilemez bir "koşul" haline gelir. İnsanlar, ekonomik ve siyasi tercihlerinin küresel bir ağ tarafından kısıtlandığını hisseder ancak bu ağın mekanizmalarını ve adını koymakta zorlanır.

Gill'in Foucault'dan esinlenerek bahsettiği "disipliner iktidar," tam da bu durumu anlatır. Güç, doğrudan bir baskıdan ziyade, farkında olmadan içine doğduğumuz ve içselleştirdiğimiz kurallar bütünü olarak işler.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder