Postkolonyalizm




Postkolonyalizm, sadece sömürgecilik sonrası dönemi inceleyen bir alan değildir. Daha çok, sömürgeci iktidarın kültürel, psikolojik ve felsefi mirasının günümüzde nasıl devam ettiğini sorgulayan eleştirel bir düşünce akımıdır.


Postkolonyal Düşüncenin Felsefi Yönleri

  1. Kimlik ve "Ötekileştirme": Postkolonyalizm, sömürgeleştirilmiş halkların kimliklerinin nasıl parçalandığını ve yeniden inşa edildiğini inceler. Sömürgeci söylemlerin yarattığı "öteki" kimliği, yerli halklarda bir kimlik bunalımına yol açar. Bu düşünce, kimliğin durağan ve sabit olmadığını, aksine tarihsel süreçte sürekli olarak müzakere edildiğini savunur.
  2. Dil ve Söylem Üzerine Eleştiri: Edward Said'in "bilgi-iktidar" ilişkisini temel alan bu yaklaşım, sömürgeci gücün dil ve edebiyat aracılığıyla nasıl kültürel bir hegemonya kurduğunu inceler. İngilizce veya Fransızca gibi sömürgeci diller, bir yandan eğitim ve bilgiye erişimi sağlarken, bir yandan da yerli dilleri ve düşünce biçimlerini baskılamıştır.
  3. Melezleşme ve Hibritleşme (Hybridity): Bu kavram, sömürgeci ve sömürgeleştirilen kültürlerin karşılaşmasından doğan melez kimlik ve kültürleri tanımlar. Sömürgeciliğin sadece baskılamaya dayalı bir süreç olmadığını, aynı zamanda iki kültürün birbirini etkilediği, hatta yeni bir "üçüncü mekân" yarattığı savunulur. Bu, kültürel safiyet fikrine karşı bir argümandır.
  4. Temsil ve "Sessizlerin Sesi": Postkolonyal düşünce, sömürgeleştirilmiş halkların ve bu halkların içinde en çok marjinalleştirilmiş olanların ("subaltern") tarihsel olarak nasıl sessizleştirildiğini sorgular. Bu alandaki düşünürler, "sessizleştirilmiş" bu seslerin tarihin ana anlatısına nasıl dahil edilebileceğini araştırır.

Öne Çıkan Felsefeciler

  • Frantz Fanon: "Siyah Deri, Beyaz Maskeler" adlı eseriyle, sömürgeciliğin siyahi bireylerin psikolojisi üzerindeki etkisini derinlemesine analiz etmiştir.
  • Homi K. Bhabha: Özellikle hibritleşme kavramı üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.
  • Gayatri Chakravorty Spivak: "Sessizler Konuşabilir mi?" (Can the Subaltern Speak?) makalesiyle, temsil ve iktidar ilişkisini sorgulamıştır.

Homi K. Bhabha, postkolonyal düşünce içinde, Edward Said'den farklı olarak, sömürgeciliğin kültürel ve psikolojik boyutlarına odaklanan önemli bir figürdür. Said'in "büyük anlatıların" eleştirisine karşı, Bhabha, sömürgecilik deneyiminin bireysel ve kolektif düzeydeki nüanslarını, çelişkilerini ve direniş potansiyellerini inceler.

İşte Bhabha'nın anahtar kavramları:


Homi K. Bhabha'nın Temel Kavramları

  1. Melezleşme (Hybridity): Bu, Bhabha'nın en ünlü ve en merkezi kavramıdır. Melezleşme, sömürgeci ve sömürgeleştirilen kültürlerin karıştırılmasıyla ortaya çıkan yeni kültürel biçimleri, kimlikleri ve anlamları tanımlar. Bu, sadece iki kültürün basit bir birleşimi değil, aynı zamanda sömürgeci otoritenin sorgulandığı ve direnişin gerçekleştiği bir alandır.
  2. Taklit (Mimicry): Taklit, sömürgeleştirilen bireylerin sömürgecinin dilini, kıyafetlerini, davranışlarını ve kültürel pratiklerini taklit etme sürecidir. Bhabha'ya göre taklit, iki ucu keskin bir kılıç gibidir. Bir yandan sömürgeci iktidarın gücünü gösterse de, bu taklit hiçbir zaman "mükemmel" olamaz. Tam da bu kusurlu taklit, sömürgecinin kendi "üstün" kimliğinin bir kurgu olduğunu açığa çıkarır ve alaycı bir direniş biçimi haline gelir.
  3. Üçüncü Mekân (The Third Space): Bu, melezleşme ve taklit gibi süreçlerin gerçekleştiği kavramsal bir alandır. Ne sömürgecinin kültürü, ne de sömürgeleştirilenin kültürüdür. Üçüncü Mekân, bu iki kültürün çarpıştığı, anlamların müzakere edildiği, sömürgeci otoritenin sallandığı ve yeni kimliklerin ortaya çıktığı belirsiz ve çelişkili bir alandır.
Ambivalans (Ambivalence): Bhabha'nın çalışmalarında sıkça bahsettiği bir psikolojik durumdur. Sömürgecinin, "öteki"ne karşı duyduğu hem çekim hem de iticilik (örneğin, hem egzotik bulma hem de küçümseme) arasındaki sürekli çelişkiyi ifade eder. Benzer şekilde, sömürgeleştirilen birey de sömürgeciye karşı hem hayranlık hem de nefret duyar.

 Postkolonyal düşünce, kendi içinde ve dışarıdan gelen eleştirilerle sürekli gelişen ve dönüşen dinamik bir alandır. Bir düşünce akımını tam olarak anlamak için, ona yöneltilen eleştirilere de bakmak gerekir.

İşte postkolonyal teoriye yöneltilen başlıca eleştiriler:

Postkolonyal Teoriye Yönelik Eleştiriler

  1. Aşırı Akademik Dil ve Erişilemezlik: Bu, özellikle Homi K. Bhabha ve Gayatri Chakravorty Spivak gibi düşünürlere yöneltilen en yaygın eleştiridir. Bu eleştirmenler, teorisyenlerin kullandığı dilin son derece karmaşık, soyut ve jargon dolu olduğunu savunur. Bu durum, teorinin, adına konuştuğunu iddia ettiği sıradan insanlar ve aktivistler için anlaşılmaz hale gelmesine neden olur.
  2. Tarihsel ve Maddi Gerçeklikten Kopukluk: Özellikle Marksist teorisyenler, postkolonyal düşüncenin kültürel ve söylemsel analizlere aşırı odaklandığını, ancak sömürgeciliğin ekonomik ve siyasi temellerini, yani sınıf mücadelesini ve maddi sömürüyü göz ardı ettiğini ileri sürer. Eleştirmenlere göre, postkolonyal teori, ekonomik eşitsizliklerin ve tarihsel şiddetin önemini hafife almaktadır.
  3. Batı Merkezli Olma İronisi: Bu, en keskin eleştirilerden biridir. Teori, Batı'nın egemenliğini eleştirirken, bunu Batı'nın kendi entelektüel çerçevelerini (örneğin, post-yapısalcılık, psikanaliz) kullanarak yapar. Eleştirmenler, bu durumun, sömürgeciliğin odağını yine Batı'da tuttuğunu ve Batı dışı düşünce biçimlerini yeterince öne çıkaramadığını savunur.
Direnişi Romantikleştirmek: Bazı eleştirmenler, Bhabha'nın melezleşme ve taklit gibi kavramlarının, sömürgeciliğin yarattığı acıyı ve şiddeti romantikleştirdiği yönünde görüş bildirir. Bu görüşe göre, bu tür kavramlar, sömürgecilikteki gerçek ve acımasız baskıyı göz ardı edebilir ve direnişi, basit bir "kültürel oyun" gibi gösterebilir.

Kaynaklar

📚 Türkçe Telif Eserler

  • Ali BalcıOrtadoğu ve Postkolonyalizm (Pınar Yayınları, 2018) → Ortadoğu siyaseti, şarkiyatçılık ve postkolonyal teori ilişkisi; Fanon ve Said’den güncel tartışmalara uzanan bir çerçeve.
  • Nihan Bozok & Abdurrahman Yılmaz (der.)Antroposen’in İzleri içinde postkolonyal ekoloji bölümleri → Çevre, iklim krizi ve sömürgecilik sonrası bağlamların kesişimi.

🌍 Türkçeye Çevrilmiş Temel Eserler

  • Ania LoombaKolonyalizm/Postkolonyalizm (Ayrıntı Yayınları, yeni edisyon, 2023) → Postkolonyal çalışmaların kavramsal haritası; Marksizm, iklim krizi ve yerli halk mücadeleleriyle güncellenmiş baskı.
  • Edward W. SaidŞarkiyatçılık (Metis Yayınları) → Batı’nın Doğu’yu temsil etme biçimlerinin eleştirisi; postkolonyal teorinin kurucu metinlerinden.
  • Homi K. BhabhaKültürel Konumlanış (İnsan Yayınları) → Melezlik, üçüncü mekân ve kültürel kimlik tartışmaları.
  • Gayatri Chakravorty SpivakMadun Konuşabilir mi? (Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi) → Maduniyet çalışmaları ve temsil sorunları.
  • Frantz FanonSiyah Deri, Beyaz Maskeler (Encore Yayınları) & Yeryüzünün Lanetlileri (Versus Kitap) → Sömürgecilik sonrası psikoloji, şiddet ve özgürleşme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder