Peter Hallward

Peter Hallward (d. 1968), çağdaş siyaset felsefesi ve kritik teori alanlarında öne çıkan, özellikle Fransız felsefesi ve post-kolonyalizm üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bir filozoftur.


Biyografi ve Akademik Kariyeri

  • Eğitim: Oxford Üniversitesi'nde lisans ve Yale Üniversitesi'nde (Fransızca ve Afro-Amerikan Çalışmaları alanında) doktora derecelerini tamamladı.
  • Kariyer: King's College London'da Fransız felsefesi ve edebiyatı dersleri verdikten sonra, Middlesex Üniversitesi'nden Kingston Üniversitesi'ne taşınan Modern Avrupa Felsefesi Araştırma Merkezi (CRMEP)'nde profesör olarak görev yapmaktadır.
  • Dergi Katkıları: Etkili akademik dergiler olan Radical Philosophy'nin yayın kurulunda ve Angelaki: Journal of the Theoretical Humanities'in katkıda bulunan editör kadrosunda yer almaktadır.

Başlıca Düşünce Alanları

Hallward'ın felsefi çalışmaları, özellikle iki ana eksen etrafında yoğunlaşır: Fransız felsefesinin önemli isimleri üzerine monografiler ve radikal siyaset kuramının temeli olan siyasal istenç (political will) kavramının savunulması.

1. Fransız Filozofları Üzerine Çalışmaları

Hallward, Alain Badiou ve Gilles Deleuze üzerine yazdığı kapsamlı monografilerle tanınır ve bu iki önemli figürü net bir şekilde karşılaştırarak Fransız felsefesindeki temel felsefi ayrılıkları ortaya koymuştur.

  • Alain Badiou: Badiou: A Subject to Truth adlı eseri, Badiou'nun hakikat, olay ve özne kavramlarına odaklanarak felsefesinin en erişilebilir ve sistematik kılavuzlarından biri kabul edilir.
  • Gilles Deleuze: Out of this World: Deleuze and the Philosophy of Creation adlı eseri, Deleuze'ün yaratım felsefesini eleştirel bir mercekle incelemiştir. Hallward, Deleuze'ün "oluş" ve "yaratım" kavramlarının, somut siyasal eylemden uzaklaşma riskini taşıdığını savunur.

2. İstenççi Siyaset Kuramı (Voluntarizm)

Hallward'ın son dönem ve en özgün çalışması, siyasal istenç (political will) veya diyalektik gönüllülük (dialectical voluntarism) kavramına odaklanır. Bu, onun felsefesinin merkezini oluşturur.

  • Merkezi Tez: Hallward'a göre gerçek demokrasi, sıradan insanların kolektif öz-belirlenim için rasyonel, kasıtlı ve özerk bir kapasitesi olarak anlaşılan halkın istençinin (the will of the people) empoze edilmesi anlamına gelir. Demokrasi, ayrıcalıklı bir azınlığın (oligarşinin) çıkarlarına üstün gelme gücüdür.
  • Felsefi Kökler: Bu istenççi siyaset anlayışını Jean-Jacques Rousseau'nun genel istenç (volonté générale) kavramından, ayrıca Marx, Lenin, Mao, Blanqui ve Gramsci gibi devrimci figürlerin pratik ve teorik çalışmalarından besler. Hallward, bu figürleri "ortodoks Marksistler" yerine, birleşik bir istemci siyasal düşünce hattının parçaları olarak görmeyi önerir.
  • Otonomi ve Kapasite: Hallward, bu kolektif öz-belirlenim kapasitesinin, toplanma, eğitim, örgütlenme ve karar alma gibi karşılıklı olarak güçlendirici bir dizi kolektif beceriye (yeteneğe) bağlı olduğunu savunur.

3. Post-Kolonyalizm ve Haiti Çalışmaları

Hallward, teorik felsefenin yanı sıra somut siyasi olaylara da odaklanmıştır.

  • Haiti: Damming the Flood: Haiti, Aristide, and the Politics of Containment adlı eseri, Haiti'deki siyasi mücadeleleri, özellikle Jean-Bertrand Aristide'in popülist hareketini inceler. Bu eserde, demokratik halk istençinin uluslararası ve yerel elitler tarafından nasıl sürekli olarak engellendiğini ve kısıtlandığını gösterir.
  • Post-Kolonyalizm: Absolutely Postcolonial: Writing Between the Singular and the Specific adlı çalışması, post-kolonyal eleştirinin felsefi temelini inceler ve evrenselci siyasal eylemin olanaklarını araştırır.

Başlıca Yapıtları

  • Absolutely Postcolonial: Writing Between the Singular and the Specific (2001)
  • Badiou: A Subject to Truth (2003)
  • Out of this World: Deleuze and the Philosophy of Creation (2006)
  • Damming the Flood: Haiti, Aristide, and the Politics of Containment (2007)
  • The Will of the People: The Struggle for Mass Sovereignty (Yakında yayımlanacak; temel tezlerini makalelerde ve derslerde sunmuştur.)

Peter Hallward, modern Avrupa felsefesini, radikal siyaset felsefesi ve devrimci eylem kavramlarını yeniden canlandırma çabasıyla birleştiren, günümüzün en etkili siyasal düşünürlerinden biridir.

Hallward'ın Marksist Kanattaki Konumu

1. Radikal Siyasal İradeye Odaklanma

Hallward'ın felsefesinin kalbinde yatan halkın siyasal istençini (political will of the people) savunması, Marksist ve devrimci gelenekle güçlü bağlar taşır.

  • O, siyasal öznenin kendisini kolektif ve bilinçli eylemle inşa ettiğini savunur. Bu, Marx'ın eylemi, toplumsal dönüşümün motoru olarak gören vurgusuyla ve devrimci Marksistlerin (özellikle Lenin ve Mao gibi figürlerin) iradeci (voluntarist) eylem çizgisiyle uyumludur.
  • Hallward, bu iradeci siyaseti savunurken, klasik Marksizm'in ekonomik determinizme kayma eğilimini eleştirir ve siyasi özerkliği öne çıkarır.

2. Devrimci ve Anti-Kapitalist Duruş

Hallward, kapitalist tahakküm yapılarına karşı açıkça eleştirel ve devrimci bir duruş sergiler.

  • Haiti üzerine yazdığı eserler ve genel siyaset yazıları, küresel kapitalizmin ve emperyalizmin yol açtığı baskı ve sömürüyü ifşa eder.
  • Hallward, siyasi mücadelenin nihai amacının, azınlık bir yönetici sınıfın çıkarlarına karşı sıradan insanların egemenliğini (mass sovereignty) kurmak olduğunu belirtir; bu, özünde Marksist bir sınıf mücadelesi perspektifini sürdürmektir.

3. Çağdaş Fransız Felsefesiyle İlişkisi

Hallward, Marksizm'i güncel Fransız felsefesi üzerinden yeniden yorumlar.

  • Alain Badiou üzerine çalışması, Badiou'nun Marksizm'den ilham alan ve olay kavramına dayanan radikal siyaset kuramını anlamada kilit rol oynar.
  • Aynı zamanda, Gilles Deleuze'ün oluş (becoming) ve yaratım (creation) kavramlarını, somut siyasal eylemi ve kolektif iradeyi görmezden gelme riski taşıdıkları gerekçesiyle eleştirmesi, onu Marksist eylem ve praksis geleneğine yakın tutar.

Sonuç olarak: Hallward, Marksizm'in klasik kalıplarını kırmış (bu nedenle "post-Marksist" etiketini hak edebilir), ancak bunu sınıf, mücadele ve devrim kavramlarını tamamen terk eden bir kopuş olarak değil, bu kavramları siyasal irade ve kolektif öz-belirlenim ekseninde radikalleştiren bir devamlılık olarak yapar. Bu nedenle, onu radikal-Marksist veya devrimci-Marksist geleneğin çağdaş bir temsilcisi olarak görmek en doğru yaklaşımdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder