Paul Boghossian

Paul Boghossian, çağdaş felsefenin en önemli savunmacılarından biridir. Başta bilgi felsefesi olmak üzere, dil ve zihin felsefesi alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınır. Özellikle nesnel bilgi ve mutlak hakikatin mümkün ve gerekli olduğunu savunan, analitik felsefenin önde gelen isimlerindendir.

Biyografi

1957 doğumlu Amerikalı bir filozoftur. New York Üniversitesi'nde (NYU) felsefe profesörü olarak görev yapmaktadır. Felsefi pozisyonu, postmodernizmin ve rölativizmin eleştirisi üzerine kurulmuştur.


Düşüncesinin Temel Temaları

  1. Bilginin Nesnelliği ve Mutlak Gerçeklik: Boghossian'ın en merkezi tezi, bilginin, belirli bir kültürden, bakış açısından veya tarihsel dönemden bağımsız, nesnel ve mutlak standartlara dayandığıdır. Bu yaklaşım, bilginin bir uzlaşı veya sosyal bir yapıdan ibaret olduğu yönündeki rölativist iddialara doğrudan bir yanıttır.
  2. Epistemik Rölativizmin Eleştirisi: Boghossian, bir inancın doğruluğunun veya haklılığının bir topluluğa veya kavrama göre değiştiğini savunan epistemik rölativizmi reddeder. Ona göre, "tüm hakikatler görecelidir" ifadesinin kendisi de göreceliyse, bu ifade kendini çürütür ve anlamsızlaşır.
  3. Akılcılık ve Doğrulama Standartları: Bilişsel süreçlerimizin ve akıl yürütme yöntemlerimizin, kültürel farklılıklara rağmen evrensel ve nesnel standartlara sahip olduğunu savunur. Bir inancın haklılığı, o inancın elde edilme sürecinin güvenilirliğine ve rasyonel ilkelere uygunluğuna bağlıdır.

Önemli Yapıtları

  • Bilgi Korkusu: Rölativizm ve Yapısalcılığa Karşı (Fear of Knowledge: Against Relativism and Constructivism, 2006): Rölativizmin felsefi olarak neden tutarsız olduğunu ve modern dünyada neden tehlikeli olduğunu savunduğu temel eseridir.
Epistemoloji (bilgi felsefesi) alanında relativizm ve yapısalcılık (constructivism) olarak bilinen yaklaşımlara karşı sert bir eleştiri sunar. Boghossian, akademik çevrelerde giderek popülerleşen bu görüşlerin, nesnel bilginin ve gerçeğin temelini sarsan hatalı varsayımlara dayandığını savunur. Kitap, sezgisel ve "sağduyusal" bir bakış açısını –yani, dünyanın insan görüşlerinden bağımsız gerçeklere sahip olduğu ve inançların nesnel olarak haklı çıkarılabileceği fikrini– güçlü bir şekilde savunur.

Boghossian'ın temel tezi şudur: Bilgi, toplumlar tarafından "yapılandırılan" (constructed) bir şey değildir; aksine, dünya hakkında doğru inançlardan oluşur ve bu inançlar, sosyal veya kültürel bağlamlardan bağımsız olarak nesnel gerçeklere dayanır. Relativizm (görecelilik), her kültürün veya bireyin "gerçeği"ni eşit derecede geçerli kılar; yapısalcılık ise gerçeklerin ve haklılıkların (justification) toplumlar tarafından icat edildiğini iddia eder. Boghossian, bu görüşlerin üç ana yorumunu ele alır ve hepsini reddeder:
  1. Gerçekler Hakkında Yapısalcılık (Fact-Constructivism): Gerçeklerin toplumlar tarafından "yapılandırıldığını" savunan görüş. Boghossian, buna karşı şu argümanları getirir:
    • Dinozorların varlığı gibi tarih öncesi gerçekler, herhangi bir toplumdan önce var olmuşlardır; yani gerçekler zihinden bağımsızdır.
    • Elektronlar gibi varlıklar, insan icadından bağımsız olarak vardır; onları "icat etmek" mümkün değildir.
    • Relativizm, çelişkili iddialara yol açar: Bir gerçek hem doğru hem yanlış olamaz (örneğin, "Paul'un köpeği canlı" ifadesi, sosyal yoruma göre değişmez).
  2. Haklılık Hakkında Yapısalcılık (Justification-Constructivism): Bir inancın haklı olup olmadığını belirlemenin kültürel olarak göreceli olduğunu iddia eder. Boghossian, bunun epistemik (bilgisel) bir felakete yol açtığını söyler: Eğer haklılık kriterleri kültüre göre değişiyorsa, hiçbir bilgi edinme yöntemi diğerinden üstün olamaz. Bu, bilimsel ilerlemeyi imkansız kılar ve çelişkili sonuçlar doğurur (örneğin, bir duvarın rengini gözlemle haklı çıkarma, başka bir kültürde geçersiz kılınamaz).
  3. Küresel Relativizm: Richard Rorty gibi düşünürlerin etkisiyle, tüm bilgi alanlarında (bilim, etik, sanat) göreceliliğin geçerli olduğunu savunan görüş. Boghossian, Rorty'nin "dünya nedensel olarak bağımsız ama temsili olarak bağımlı" iddiasını ele alır ve bunun sonsuz bir gerilemeye (infinite regress) yol açtığını gösterir: Gerçeklerin temsil edilmediğini iddia etmek bile, bir temsil iddiasıdır.
Kitap, bu argümanları adım adım geliştirir: Önce relativizmin tarihsel kökenlerini (örneğin, Protagoras'tan modern postmodernizme) tartışır, sonra bilim felsefesi (Kuhn, Duhem) ve sosyoloji alanındaki yapısalcı yaklaşımları çürütür. Sonuçta, felsefenin (ki relativizmi reddeder) ve beşeri bilimlerin (ki benimser) arasındaki ayrımı vurgular; relativizmin akademideki yayılmasını "bilgi korkusu" olarak niteler.Eleştiriler ve DeğerlendirmelerKitap, genel olarak övgü toplar: Argümanları "güçlü, incelikli ve ikna edici" bulunur; özellikle Rortyvari postmodern relativizme karşı etkili bir kalkan olarak görülür. Eleştirmenler, Boghossian'ın çelişkileri net bir şekilde ortaya koyduğunu ve nesnel gerçeğin savunmasını başarıyla yaptığını belirtir. Ancak bazı eleştiriler de var:
  • Kitap, erişilebilirlik iddiasına rağmen yer yer fazla karmaşıklaşır ve ilgili literatürü (örneğin, Kuhn'un yanıtlarını) yeterince ele almaz; uzmanlar için yetersiz kalabilir.
  • Relativizmin çekiciliğini (belirsizliği ve karmaşıklığı kucaklaması) göz ardı eder; alarmist (korku yaratan) tonu aşırı bulunur.
  • Hedef aldığı "küresel relativizm"e odaklanırken, daha nüanslı epistemik relativizm varyantlarını atlar.

Bağlamı ve İlişkileri

  • Keith Jenkins ve Postmodernizm: Boghossian, Keith Jenkins gibi postmodern tarihçilerin "hakikatin olmadığı" veya "tüm anlatıların eşit olduğu" yönündeki görüşlerine kökten karşıdır. Boghossian, bu türden bir rölativizmin, bilginin ve ilerlemenin temelini yok ettiğini savunur.
  • Lee McIntyre: McIntyre "post-truth" çağına karşı pratik bir mücadele verirken, Boghossian bu mücadelenin arkasındaki felsefi temeli inşa eder. McIntyre'ın savunduğu bilimin ve aklın nesnelliği, Boghossian'ın epistemik rölativizme karşı argümanlarıyla güçlendirilir.
  • Yapısalcılık ve Pragmatizm: Boghossian, bilginin toplumsal bir yapıdan ibaret olduğunu savunan yapısalcılığın (örneğin Rorty'nin pragmatizmi) aksine, bilginin dış dünyadaki nesnel gerçeklik tarafından temellendirildiğini savunur. Bu nedenle, o bir tür anti-yapısalcıdır.
Yapıtları
Bilgi Korkusu (Fear of Knowledge, 2006) dışında, başlıca eserleri şunlardır. Bu liste, ana monografileri ve editörlüklerini kapsar; makaleleri hariç tutulmuştur (çünkü soru "eserler" bağlamında kitaplara odaklanıyor gibi görünüyor). Eserler yayın yılı sırasına göre listelenmiştir:
  • New Essays on the A Priori (2000, Oxford University Press, Christopher Peacocke ile editörlük): A priori bilginin doğasını tartışan makalelerden oluşan bir derleme. Analitik felsefede sentetik-a priori ayrımını ve epistemik gerekçeleri ele alır.
  • Content and Justification: Philosophical Papers (2008, Oxford University Press): Boghossian'ın seçme makalelerini içeren bir toplama. Anlam, içerik ve epistemik haklılık (justification) kavramlarını derinlemesine inceler; özellikle dil felsefesi ve zihin felsefesiyle ilgilidir.
  • Debating the A Priori (2020, Oxford University Press, Timothy Williamson ile): A priori bilginin sınırları üzerine iki filozof arasında geçen tartışmalardan oluşan bir kitap. Boghossian'ın realizmci görüşlerini Williamson'ın eleştirileriyle karşılaştırır; epistemolojide canlı bir diyaloğu yansıtır.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder