Patricia Smith Churchland

Patricia Smith Churchland, hem nörofelsefe alanının kurucu figürlerinden biri hem de zihin felsefesini 21. yüzyılda laboratuvar verileriyle yeniden tanımlayan isimlerden.

🧬 Biyografi

  • Doğum: 16 Temmuz 1943, Oliver, British Columbia, Kanada
  • Eğitim:
    • Lisans: British Columbia Üniversitesi (1965, onur derecesi)
    • Yüksek Lisans: Pittsburgh Üniversitesi (Woodrow Wilson bursu ile)
    • B. Phil: Oxford Üniversitesi (British Council & Canada Council bursları)
  • Akademik Kariyer:
    • 1969–1984: Manitoba Üniversitesi, Felsefe Bölümü
    • 1984–…: California Üniversitesi, San Diego (UCSD) – Felsefe Bölümü Profesörü (emerita)
    • 1989–…: Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü, yardımcı profesör
  • Üyelikler: Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi (2015’ten beri)
  • Kişisel: Filozof Paul Churchland ile evli; ikili, nörofelsefe ve eliminatif materyalizm alanında ortak çalışmalarıyla tanınır.

🧠 Felsefi Yaklaşımı

  • Nörofelsefe: Churchland, zihinsel süreçlerin anlaşılmasında sinirbilimin verilerini merkeze alır. Ona göre, bilinç, özgür irade, inanç gibi kavramlar ancak beynin işleyişi üzerinden yeniden tanımlanabilir.
  • Eliminatif Materyalizm: “Halk psikolojisi”nin (günlük dilde kullandığımız inanç, arzu, niyet gibi terimler) bilimsel olarak yetersiz olduğunu, nörobilim ilerledikçe bu kavramların yerini daha doğru sinirbilimsel açıklamaların alacağını savunur.

Eliminatif materyalizm (eliminative materialism), zihin felsefesinde radikal bir materyalist görüş olup, günlük dilde kullandığımız "halk psikolojisi" kavramlarının (folk psychology) –örneğin inanç, arzu, ağrı, niyet gibi zihinsel durumların– gerçekte var olmadığını savunur. Bu kavramlar, beyin süreçlerini yanlış veya eksik bir şekilde tanımlayan eski bir "teori" olarak görülür ve ilerleyen nörobilimsel keşiflerle tamamen "elimine" edilerek (ortadan kaldırılarak) yerlerine daha doğru, bilimsel açıklamalar konulmalıdır. Bu yaklaşım, zihin-beyin ilişkisini tamamen fiziksel süreçlere indirger ve geleneksel dualizmi (zihin-madde ayrımı) reddeder.

2. Ana Argümanlar

Eliminatif materyalizm, halk psikolojisini bir "teori" olarak ele alır ve bu teorinin başarısız olduğunu savunur. Ana argümanlar şu şekildedir:

  • Halk Psikolojisinin Yanlışlığı: Halk psikolojisi, davranışları "inanç" ve "arzu" gibi kavramlarla açıklar (örneğin, "Su içiyorum çünkü susadım ve suyun susuzluğumu gidereceğine inanıyorum"). Ancak bu kavramlar, bilimsel olarak yetersizdir: Açıklama gücü sınırlıdır, tahminleri yanlıştır ve nörobilimle çelişir. Tıpkı eski "flojiston" teorisi gibi, halk psikolojisi de elimine edilmelidir.
  • Bilimsel İndirgeme ve Eliminasyon: Nörobilim, zihinsel durumları beyin süreçlerine indirger. Örneğin, "ağrı" aslında C-fiber aktivasyonu veya nörotransmitter salınımıdır; "inanç" ise nöral ağlardaki paternlerdir. Eğer halk psikolojisi bu süreçlerle eşleşmezse, tamamen terk edilmelidir. Churchland, bunu "teori değişimi" olarak görür: Eski teori (halk psikolojisi) yenisi (nörobilim) ile değiştirilir.
  • Ontolojik İddia: Zihinsel durumlar "gerçekten" var değildir; bunlar, beyin süreçlerini yanlış kategorize eden dilsel yapılar veya kültürel mitlerdir. Bu, radikal bir ontolojik revizyon gerektirir: Gelecekte, "inanç" yerine "nöral aktivasyon vektörü" diye konuşabiliriz.
  • Evrimsel ve İşlevsel Temel: İnsan beyni, evrimsel süreçlerle şekillenmiştir; halk psikolojisi ise kültürel bir kolaylaştırıcıdır, bilimsel doğruluk içermez. Bu, teoriyi empirik verilere dayandırır.

3. Örnekler ve Uygulamalar

  • Ağrı Örneği: Halk psikolojisi, ağrıyı öznel bir "hissi durum" olarak görür. Eliminatif materyalizm ise, bunu beyin süreçlerinin (nöron ateşlemesi, opioid reseptörleri) bir sonucu olarak elimine eder. Patolojik vakalarda (örneğin asymbolia), ağrı davranışı var ama "hissi" yok; bu, kavramın tutarsızlığını gösterir.
  • Psikoterapi ve AI: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), inançları değiştirmeyi amaçlar; ancak eliminatif materyalizm, bunun nöral yeniden yapılandırma olduğunu savunur. AI'de, "inanç" yerine makine öğrenimi algoritmaları kullanılır.
  • Bilimsel Örnekler: Eski teoriler gibi (simya → kimya), halk psikolojisi de nörobilimle yer değiştirebilir. Churchland, bunu "bilimsel devrim" olarak niteler.
  • Karar Verme ve Sorumluluk: Karar süreçlerinin mantıksal tümdengelimden çok, sinir ağlarının dinamik etkileşimlerine benzediğini öne sürer. Bu, özgür irade ve ahlaki sorumluluk anlayışımızı kökten dönüştürebilecek bir perspektiftir.
  • Bilim–Felsefe İlişkisi: Richard Feynman’dan ilhamla, felsefenin güncel bilimi göz ardı etmesinin onu işlevsiz kılacağını savunur.

Patricia S. Churchland’ın Braintrust: What Neuroscience Tells Us about Morality (Güvenen Beyin, Türkçe çeviri: Yelda Türedi, Alfa Bilim, 2013) kitabı, ahlakın kökenini biyolojik ve evrimsel temeller üzerinden açıklayan kapsamlı bir çalışma. Ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir:

🧠 Temel Tez

  • Ahlak, soyut akıl yürütme ya da yalnızca kültürel normlardan değil, beynin biyolojisinden doğar.
  • Evrimsel süreçte şekillenen “nörobiyolojik bağlanma platformu”, memelilerde yavru bakımı ve sosyal işbirliği gibi davranışların temelini oluşturur.
  • Bu biyolojik altyapı, kültürel değerler ve toplumsal kurumlarla etkileşerek insanın ahlaki davranış biçimlerini şekillendirir.

🔍 Ana Temalar

  1. Bakım ve Şefkatin Evrimsel Kökeni
    • Tüm memelilerde ortak olan yavru bakımı, ahlaki değerlerin biyolojik çekirdeğidir.
    • İnsan beyni, yalnızca kendini değil, “müttefik benliklerin” (eş, akraba, grup üyeleri) refahını gözetmeye evrilmiştir.
  2. Sosyal Bağlar ve Nörokimya
    • Oksitosin gibi nöropeptitler, stres tepkisini azaltarak güven ve yakın bağların kurulmasını kolaylaştırır.
    • Sosyal bağların kopması “sosyal acı” üretir; bu da beynin ödül–ceza devreleriyle ahlaki davranışı pekiştirir.
  3. Kültür ve Yerel Uyum
    • Beyin, sosyal acı ve haz sinyallerine göre devrelerini yerel geleneklere uyarlar.
    • Böylece “vicdan” biçimlenir, ahlaki sezgiler yerleşir.
  4. Dine ve Mutlak Kurallara Eleştiri
    • Ahlakın kaynağını yalnızca dine, mutlak kurallara veya saf akla dayandıran yaklaşımları sorgular.
    • Ahlakın biyolojik temelleri, bu kaynaklardan bağımsız olarak da açıklanabilir.
  5. Evrimsel–Kültürel Etkileşim
    • Evrimsel biyoloji, ahlaki eğilimlerin altyapısını sağlar; kültür ise bu eğilimleri biçimlendirir ve genişletir.  
Touching a Nerve: The Self as Brain (2013) – Benlik kavramının sinirbilimsel yorumu.

Kitabın temel tezi, "benlik beynin ta kendisidir"dir: Düşünceler, duygular, irade ve ahlak gibi unsurlar, beyindeki elektriksel ve kimyasal aktivitelerden kaynaklanır; hiçbir ayrı "ruh" veya "zihin" yoktur. Churchland, bu materyalist görüşü Galileo'nun evren keşfine benzetir: Nasıl ki Güneş merkezli model eski inançları yıktıysa, nörobilim de benlik ve ruh kavramlarını dönüştürür. Amaç, ikiciliği (dualizm) çürütmek, batıl inançları ortadan kaldırmak ve insan koşullarını bilimsel empatiyle anlamaktır. Kitap, bilinç, özgür irade, ahlak, agresyon ve ölüm gibi konuları nörobilimsel kanıtlarla yeniden yorumlar; bilincin sadece insanlara özgü olmadığını, memelilerde ve kuşlarda da bulunduğunu savunur. Churchland, bilincin "zor problemi"nin (neden fiziksel süreçler öznel deneyim üretir?) çözülemez olmadığını, nörobilimin ilerlemesiyle açıklanacağını iddia eder.

Ana konular şöyle özetlenebilir:

  1. Giriş ve Benlik Kavramı: Beynin benliği nasıl oluşturduğunu tartışır. Örnekler: Derin beyin stimülasyonu ile mekansal belleğin iyileşmesi, temporal lob hasarlarının kişiliği değiştirmesi. Beyin hasarlı hastalar (frontal lob yaralanmaları impulsivite yaratır, medial temporal lob bellek kaybına yol açar) üzerinden benliğin beyin temelli olduğunu gösterir.
  2. Bilinç ve Ruh: Ruhun metaforik olduğunu, ölümle bilincin sona erdiğini savunur. Yakın ölüm deneyimleri (NDE) ve ruhsal deneyimleri beyin süreçleri (oksijen eksikliği, nörokimya) ile açıklar; bunlar öbür dünya kanıtı değildir. Bilinç, beyin evrimi ve sosyal etkilerle şekillenir; hayvanlarda da vardır.
  3. Özgür İrade ve Karar Alma: Kontrakausal özgür irade (nedenlenmemiş düşünceler) yoktur; özgür irade, prefrontal korteks temelli öz-kontrol olarak yeniden tanımlanır. Determinizmle uyumludur. Etik ve hukukta, bireysel öz-kontrol temelinde vaka bazlı değerlendirme önerir. Örnek: Ergenlikte beyin gelişimi sorumluluğu etkiler.
  4. Ahlak, Agresyon ve Empati: Ahlakın evrimsel kökenini tartışır; empati ve altruizm gen-çevre etkileşimiyle şekillenir. "Soykırım genleri" gibi basit iddiaları reddeder, ancak agresyonu beyin mekanizmaları (örneğin manyetik stimülasyonla moral yargıların değişmesi) ile açıklar. Cinsiyet kimliği, öğrenme ve sosyal biliş gibi konuları biyolojik ve kültürel faktörlerle inceler.
  5. Beyin ve Günlük Hayat: Bilinçaltı biliş, alışkanlıklar, uyku ve dil dışı düşünme (hayvanlarda veya görselleştirmede) gibi konuları ele alır. İllüzyonlar (somatoparaphrenia, beden dışı deneyimler, efference copy) üzerinden "ben" ve "ben olmayan" ayrımını beyinle açıklar.

Epilogda, indirgemeciliği (yüksek seviye olguları düşük seviyeyle açıklama) savunur; eliminatif materyalizmi "kayboluşçuluk" olarak niteler.





📚 Başlıca Yapıtları

  • Neurophilosophy: Toward a Unified Science of the Mind-Brain (1986) – Nörofelsefenin manifestosu.
  • The Computational Brain (Paul Churchland ile, 1992) – Beyin işleyişinin hesaplamalı modelleri.
  • Brain-Wise: Studies in Neurophilosophy (2002) – Nörofelsefenin güncel sorunları.
  • Braintrust: What Neuroscience Tells Us about Morality (2011) – Ahlakın nörobilimsel temelleri.
  • Touching a Nerve: The Self as Brain (2013) – Benlik kavramının sinirbilimsel yorumu.
  • Conscience: The Origins of Moral Intuition (2019) – Vicdanın evrimsel ve nörobilimsel kökenleri.

1. Birincil Eserler (Türkçe Çeviriler)

  • Güvenen Beyin: Nörobilim Ahlak Hakkında Bize Ne Anlatır? (Braintrust: What Neuroscience Tells Us About Morality, 2011) – Çev. Yelda Türedi, Alfa Bilim, 2013.

  • Nörofelsefe: Zihin Felsefesine Nörobilimsel Bir Yaklaşım (Neurophilosophy: Toward a Unified Science of the Mind-Brain, 1986) – Çev. M. Cemal Balcı, Alfa Bilim, 2019.

  • Beyin ve Ahlak (çeviri derleme içinde bölümler) – çeşitli derlemelerde makale çevirileri.

2. İkincil Literatür ve Makaleler

  • Begüm Merve Çabuk, “Güvenen Beyin: Nörobilim Ahlak Hakkında Bize Ne Anlatır?” – Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2023.

  • Patricia Churchland – Vikipedi (Türkçe biyografi ve eser listesi).

  • K. Cankocak (haz.), Güvenen Beyin’den seçilmiş bölümler – İstanbul Teknik Üniversitesi çevrimiçi ders notları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder