21.yüzyılda Marksist Feminizm, temelde kapitalizmin kadın emeği üzerindeki sömürüsünü inceleyen klasik teorileri geliştirerek, yeni ekonomik ve kültürel formasyonlara (dijitalleşme, ekolojik kriz, küresel tedarik zincirleri) odaklanan bir dizi yeni ve derinleştirilmiş düşünce üretmiştir.
Sosyal Üreme Teorisi (Social Reproduction Theory - SRT)
yüzyıl Marksist Feminizminin en merkezi ve en etkili akımıdır.
Ana Tezi: Kapitalist üretim (kâr elde etmek için mal ve hizmet üretimi) süreci, sosyal üreme süreci (işgücünü ve toplumun kendisini yeniden üretmek için gereken ev içi, bakım ve duygusal emek) olmadan var olamaz.
Derinleşen Analiz: 1970'lerin "ev işi için ücret" kampanyasını takip eden SRT, sosyal üremenin sadece ev içi emekle sınırlı olmadığını, eğitim, sağlık, barınma ve toplumsal değerlerin aktarılması gibi devlet ve toplum tarafından sunulan hizmetleri de kapsadığını vurgular.
21. Yüzyıl Katkısı: Küreselleşme ve kemer sıkma politikaları çağında, sosyal üreme krizinin (eğitim ve sağlık hizmetlerindeki kesintiler, yaşam maliyetinin artması) kapitalizmin kendisini nasıl tehdit ettiğini ve bu yükün büyük ölçüde düşük ücretli göçmen kadın işçilere veya yeniden kadınların omuzlarına nasıl yüklendiğini inceler.
2. Marksist Feminizm ve Kesimselcilik (Intersectionality)
Marksist feminizm, kendi analizine diğer baskı biçimlerini (ırk, etnisite, ulus, cinsellik) entegre etme ihtiyacını derinleştirmiştir.
Sınıfın Irk/Cinsiyetle Kesişimi: Bu yaklaşım, kadınların yalnızca sınıf ve cinsiyet üzerinden değil, aynı zamanda ırksal ve coğrafi konumları üzerinden de farklı biçimlerde sömürüldüğünü gösterir.
Küresel Tedarik Zincirleri: Küresel Güney'deki fabrika işçisi kadınların hem kapitalist sömürüye hem de ırksal/cinsiyetçi baskıya nasıl maruz kaldığını analiz eder.
Ücret Emeği ve Ücretsiz Emek: Beyaz, orta sınıf kadınlar ücretli emek piyasasına daha fazla katılırken, onların sosyal üreme yüklerinin, genellikle göçmen ve düşük ücretli, ırksallaştırılmış kadın işgücüne (çocuk bakımı, yaşlı bakımı, temizlik) devredilmesini inceler.
3. Dijital Kapitalizm ve Enformasyon Emeği Analizi
yüzyılın yeni fenomeni olan dijital ekonomi ve sosyal medya, Marksist feministler için yeni bir çalışma alanı açmıştır.
Gözetim ve Veri Emeği: Dijital platformlarda kadınların (ve tüm kullanıcıların) ürettiği ücretsiz verinin (beğeniler, yorumlar, paylaşımlar) kapitalist kâr için nasıl bir hammaddeye dönüştüğünü inceler.
Duygusal ve Bakım Emeğinin Dijitalleşmesi: "Influencer" ekonomisinin ve dijital bakım işlerinin (online eğitim, ruh sağlığı uygulamaları) kadınların duygusal ve bakım emeğini nasıl metalaştırdığını ve sömürdüğünü analiz eder. Bu, sosyal üremeyi dijital alana taşır.
4. Eko-Feminizm ile Kesişim ve Ekolojik Yarık
John Bellamy Foster'ın Marksist ekoloji teorisinden etkilenen Marksist feministler, kapitalizmin doğayla olan metabolik yarık ilişkisini cinsiyet temelinde analiz ederler.
Çifte Yarık: Kapitalizmin hem işgücünü (sosyal üreme) hem de doğayı (ekolojik üreme) sömürerek çifte bir yarık yarattığını savunur.
Ekolojik Yük: Küresel çapta, çevresel yıkımın ve iklim değişikliğinin etkilerinin (kuraklık, doğal afetler) geçimlik tarıma dayanan ve suya erişimden sorumlu olan kadınlar üzerinde orantısız bir yük oluşturduğunu gösterir.
5. Kriz ve Mücadele Olarak Feminizm
yüzyıl Marksist Feminizmi, akademik analizden öte, örgütlü mücadele için teorik zemin hazırlamıştır.
Feminist Grev Hareketi: 2017'de başlayan küresel feminist grevler, Sosyal Üreme Teorisi'nin politik bir uygulamasıdır. Bu hareket, kadınların ücretli ve ücretsiz emeğini durdurarak (grev yaparak) kapitalist sisteme karşı çıkmayı hedefler.
Kriz Analizi: Finansal krizler, sağlık krizleri (COVID-19 pandemisi) ve iklim krizlerinin, sermaye birikimi süreçleriyle ne kadar yakından ilişkili olduğunu ve bu krizlerin ağırlığının nasıl kadınların omuzlarına yüklendiğini analiz ederek bu krizlere karşı mücadele yollarını formüle eder.
Marksist Feminizmin Temel Klasikleri (Çeviriler)
Bu eserler, akımın temel argümanlarını ve ev işi tartışmasını başlatmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder