21.yüzyıldaki Marksist ve Post Marksist düşünceler ve döneme özgü kavramlar, ancak Marks’ın kavram setiyle bağlantı kurularak anlaşılabilir. Marks (Engels) ve ardılları 19. yüzyılda sanayi kapitalizminin çözümlemesini yaparak, bulguları bağlamında sonuçlar ürettiler. 21.yüzyılın küresel görünümü oldukça farklı. Teknolojideki gelişmeler, çevre sorunları, postkolonyal coğrafya, küresel neoliberal düzen Marx’ın ve klasik Marksizmin bu yeni duruma yanıt verecek şekilde evrilmesine yol açtı. B.Berksan
📖 Artık Değer (Mehrwert)
Tanım
Artık değer, işçinin emek gücünün değerini aşan
kısmın kapitalist tarafından el konulmasıdır.
- İşçi,
emek gücünü bir meta olarak satar. Kapitalist, işçinin emek gücünün
yeniden üretimi için gerekli olandan (ücret) daha uzun süre çalıştırır.
- Bu
fazla çalışma süresinde üretilen değer, işçiye ödenmez; kapitalistin
kârının kaynağı olur.
Temel Unsurlar
- Emek
gücü: İşçinin pazara sunduğu meta.
- Gerekli
emek zamanı: İşçinin kendi geçimini sağlayacak değeri üretmesi için
gereken süre.
- Artık
emek zamanı: Bu sürenin ötesinde kapitalist için çalıştığı süre.
- Artık
değer: Bu ikinci sürede üretilen, işçiye ödenmeyen değer.
Marx’ın Vurgusu
- Kapitalist
üretim tarzının özü, artık değerin üretimi ve el konulmasıdır.
- Kâr,
faiz, rant gibi tüm gelir biçimleri, aslında artık değerin farklı dağılım
biçimleridir.
- Dolayısıyla artık değer, kapitalist toplumun sömürü ilişkisini görünür kılan temel kavramdır.
- Marx’a
göre kapitalist üretim tarzı, tarihsel olarak bu iki yöntemi birlikte
kullanır.
📖 Burjuvazi (Bourgeoisie)
Tanım
- Burjuvazi,
kapitalist üretim tarzında üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip
olan sınıftır.
- Tarihsel
olarak feodal toplumun çözülüşüyle birlikte ortaya çıkmış, ticaret, sanayi
ve finans üzerinden güç kazanmıştır.
- Kapitalist
toplumda burjuvazi, artık değere el koyan sınıftır; yani işçilerin
(proletaryanın) ürettiği fazla emeği kâr, faiz, rant biçiminde sahiplenir.
Marx’ın Vurgusu
- Burjuvazi,
kapitalizmin gelişmesiyle birlikte dünya pazarını kurar, üretim
ilişkilerini küreselleştirir.
- Komünist
Manifesto’da Marx ve Engels, burjuvazinin tarihsel rolünü şöyle
özetler:
- Feodal
bağları çözmüştür.
- Modern
üretici güçleri geliştirmiştir.
- Ama
aynı zamanda kendi “mezar kazıcısı” olan proletaryayı yaratmıştır.
- Burjuvazi,
Marx için yalnızca ekonomik bir sınıf değil, aynı zamanda tarihsel bir
öznedir.
- Kapitalizmin
ilerletici gücü olmuştur; ama aynı zamanda kapitalizmin çelişkilerini
derinleştirerek kendi sonunu hazırlamaktadır.
Değer (Wert, Value)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Değer,
bir metanın toplumsal üretiminde harcanan toplumsal olarak gerekli emek
zamanı ile belirlenir.
- Yani
bir metanın değeri, onu üretmek için ortalama koşullarda, ortalama beceri
ve yoğunlukla harcanan emek zamanına indirgenir.
2. Kullanım Değeri – Değişim Değeri Ayrımı
- Kullanım
değeri (use-value): Bir metanın ihtiyaç gidermeye yarayan niteliği.
Niteliksel, somut, faydaya bağlı.
- Değişim
değeri (exchange-value): Bir metanın başka metalarla değişim oranı.
Niceliksel, toplumsal, pazarda ortaya çıkar.
- Marx’a
göre değer, değişim değerinin arkasındaki toplumsal özdür: emek.
3. Emek-Değer Teorisi
- Klasik
iktisatçılardan (Smith, Ricardo) devralınır, ama Marx’ta dönüştürülür.
- Smith
ve Ricardo için değer = emek miktarı.
- Marx
için değer = toplumsal olarak gerekli emek zamanı.
- Bu
vurgu, bireysel emeği değil, toplumsal üretim ilişkilerini merkeze alır.
📖 Değişim Değeri
(Tauschwert, Exchange Value)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Değişim
değeri, bir metanın başka metalarla belirli niceliksel oranlarda
değiştirilebilme özelliğidir.
- Yani
bir malın, pazarda başka mallarla hangi oranda değiştirilebileceğini ifade
eder.
- Bu
oranlar rastlantısal değildir; arkasında değerin özü olan toplumsal
olarak gerekli emek zamanı vardır.
2. Kullanım Değeri ile Ayrımı
- Kullanım
değeri: Bir metanın ihtiyaç gidermeye yarayan niteliksel özelliği.
- Değişim
değeri: Bir metanın pazarda başka metalarla değişim oranı, yani
niceliksel ilişkisi.
- Marx’a
göre metalar, pazarda kullanım değerleriyle değil, değişim değerleriyle
karşı karşıya gelir.
📖 Devrim (Revolution)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Devrim,
üretim ilişkileri ile üretici güçler arasındaki çelişkinin keskinleşmesi
sonucu ortaya çıkan niteliksel toplumsal dönüşümdür.
- Marx
için devrim, yalnızca siyasal iktidarın el değiştirmesi değil, aynı
zamanda ekonomik temelin ve onun üzerinde yükselen üstyapının
köklü biçimde dönüşmesidir.
2. Tarihsel Materyalizm Bağlamı
- Tarih,
sınıf mücadelelerinin tarihidir.
- Her
üretim tarzı, kendi iç çelişkilerini taşır; bu çelişkiler bir noktada devrimci
dönüşümle çözülür.
- Örnek:
Feodalizm → burjuva devrimleri → kapitalizm.
- Kapitalizm
→ proletarya devrimi → sosyalizm/komünizm.
3. Siyasal ve Toplumsal Boyut
- Siyasal
devrim: İktidarın bir sınıftan diğerine geçişi (ör. burjuva
devrimleri).
- Toplumsal
devrim: Üretim ilişkilerinin kökten dönüşmesi (ör. kapitalizmin yerine
sosyalizmin geçmesi).
- Marx’a
göre gerçek devrim, yalnızca siyasal iktidarı değil, ekonomik temeli
de dönüştürendir.
4. Proletarya Devrimi
- Kapitalizmin
iç çelişkileri (sömürü, krizler, eşitsizlik) proletaryayı devrimci özne
haline getirir.
- Proletarya,
devrim yoluyla burjuvaziyi devirmekle kalmaz; sınıfsız topluma giden yolu
açar.
- Bu
devrim, Marx’a göre tarihin zorunlu bir aşamasıdır.
📖 Diyalektik
1. Tanım
- Diyalektik,
Marx için doğrudan Hegel’den devralınan ama materyalist temelde
dönüştürülen bir yöntemdir.
- En
genel anlamıyla: çelişkilerin birliği ve mücadelesi yoluyla
gelişme.
2. Hegelci Diyalektik ile Farkı
- Hegel:
Diyalektik, düşüncenin (idea’nın) kendi iç çelişkileriyle ilerlemesidir.
- Marx:
Diyalektik, doğanın, toplumun ve tarihin maddi süreçlerindeki
çelişkiler üzerinden işler.
3. Temel İlkeler (Marx ve Engels’te)
- Her
şey hareket ve değişim içindedir.
- Çelişki
evrenseldir: Gelişmenin kaynağıdır.
- Nicelikten
niteliğe geçiş: Küçük değişimler bir noktada sıçrama yaratır.
- Olumsuzlamanın
olumsuzlanması: Tarihsel süreçler, eski biçimlerin aşılmasıyla
ilerler.
4. Marx’ın Kullanımı
- Diyalektik,
kapitalist toplumun analizinde, özellikle sınıf çelişkilerinin
açıklanmasında yöntemdir.
- Örneğin:
sermaye ↔ emek çelişkisi, kapitalizmin içsel dinamiğini açıklar.
📖 Diyalektik Materyalizm
1. Tanım
- Engels’in
sistemleştirdiği biçimiyle: Doğa, toplum ve düşüncenin gelişimini
açıklayan materyalist diyalektik yöntem.
- “Materyalizm”
→ varlığın temelinde madde vardır.
- “Diyalektik”
→ bu madde, çelişkiler yoluyla sürekli değişir ve gelişir.
2. İlkeler
- Doğa:
Evrim, dönüşüm, çelişkilerle ilerler.
- Toplum:
Sınıf mücadeleleri, tarihsel gelişmenin motorudur.
- Düşünce:
İnsan bilinci, maddi yaşamın yansımasıdır; ama aynı zamanda pratiğe geri
dönerek onu değiştirir.
3. Marx–Engels Ayrımı
- Marx:
Diyalektik materyalizmi bir “dogma” olarak değil, eleştirel yöntem
olarak kullandı.
- Engels:
Daha sistematik hale getirerek doğa bilimlerine de uyguladı.
4. Lenin ve Sonrası
- Lenin:
Diyalektik materyalizmi “Marksizmin felsefi temeli” olarak tanımladı.
📖 Emek (Arbeit, Labour)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Emek,
insanın doğayla kurduğu üretici etkinliktir.
- İnsan,
doğayı dönüştürerek kendi ihtiyaçlarını karşılar; bu süreçte hem doğayı
hem de kendisini değiştirir.
- Marx
için emek, insanın türsel varoluşunun (Gattungswesen) temelidir:
insan, emeğiyle kendini gerçekleştirir.
2. Emek ve Emek Gücü Ayrımı
- Emek
gücü (Arbeitskraft): İşçinin sahip olduğu potansiyel, yani çalışabilme
kapasitesi.
- Emek:
Bu kapasitenin fiilen kullanılması, üretim sürecinde harcanması.
- Kapitalist
üretim tarzında işçi, emek gücünü meta olarak satar; kapitalist ise
bu gücü kullanarak işçinin emeğini üretim sürecine sokar.
3. Emek ve Değer
- Marx’ın
emek-değer teorisine göre, metaların değerinin kaynağı emektir.
- Bir
metanın değeri, onu üretmek için gerekli toplumsal olarak gerekli emek
zamanı ile ölçülür.
- Emek,
kapitalist toplumda hem değerin kaynağı hem de sömürü
ilişkilerinin zeminidir.
📖 Emek-Değer Kuramı
(Labour Theory of Value)
1. Tanım
- Marx’ın
Kapital’de geliştirdiği temel iktisat kuramıdır.
- Bir
metanın değeri, onun üretimi için gerekli olan toplumsal olarak
gerekli emek zamanı ile belirlenir.
2. Klasik İktisatçılardan Farkı
- Smith
ve Ricardo: Değerin kaynağı emektir, ancak bu yaklaşımda emek kavramı
daha soyut ve bireysel düzeydedir.
- Marx:
Değer yalnızca bireysel emekle değil, toplumsal üretim ilişkileri
içinde belirlenir.
3. Temel Unsurlar
- Kullanım
değeri: Metanın ihtiyaç giderici niteliği.
- Değişim
değeri: Metaların pazarda birbirine oranlanması.
- Değer:
Bu iki görünümün ardındaki öz → toplumsal emek zamanı.
4. Artık Değer ile Bağlantı
- İşçi,
emek gücünü satar.
- Kapitalist,
işçinin ürettiği değerden yalnızca ücretini öder; geri kalan kısmı artık
değer olarak el koyar.
- Böylece
emek-değer kuramı, kapitalist sömürünün bilimsel açıklamasını sağlar.
📖 Emek Gücü
(Arbeitskraft, Labour Power)
1. Tanım
- Emek
gücü, işçinin sahip olduğu çalışabilme kapasitesidir.
- Kapitalist
üretim tarzında işçi, bu kapasiteyi meta olarak pazara sunar.
2. Emek ile Ayrımı
- Emek
gücü: Potansiyel, yani işçinin çalışabilme yeteneği.
- Emek:
Bu potansiyelin fiilen üretim sürecinde harcanması.
3. Kapitalist Üretimde İşlevi
- İşçi,
emek gücünü satarken, kapitalist bu gücü kullanma hakkını satın
alır.
- İşçi,
gerekli emek zamanını aşan sürede çalıştırıldığında, ürettiği fazla değer
→ artık değer olur.
- Bu
ayrım, Marx’ın kapitalist sömürüyü açıklamasında kritik bir teorik
hamledir.
4. Ücret ile İlişkisi
- Emek
gücünün değeri = işçinin geçimini sağlayacak gerekli emek zamanı.
- Ücret,
bu değeri karşılar; ama işçinin ürettiği toplam değer bundan fazladır.
📖 Ev Emeği (Domestic
Labour)
1. Marx’ın Çerçevesinde
- Marx,
Kapital’de doğrudan “ev emeği”ni ayrı bir kategori olarak işlemez.
- Ancak
emek gücünün yeniden üretimi kavramı, ev emeğinin teorik zeminini
oluşturur.
- İşçinin
ertesi gün yeniden çalışabilmesi için gerekli olan beslenme, bakım,
barınma, çocuk yetiştirme gibi faaliyetler, kapitalist üretim
sürecinin dışında görünür; fakat aslında kapitalist üretim tarzının devamı
için zorunludur.
2. Feminist Marksist Geliştirmeler
- Silvia
Federici, Mariarosa Dalla Costa, Selma James gibi feminist
Marksistler, 1970’lerden itibaren ev emeğini kapitalist üretim açısından
merkezi bir kategori haline getirdiler.
- Argüman:
Ev emeği, ücretli emek gibi doğrudan artık değer üretmez; ama emek
gücünün yeniden üretimini sağlar.
- Bu
nedenle ev emeği, kapitalist sistemin görünmez ama zorunlu bir parçasıdır.
3. Ücretli/Ücretsiz Emek Ayrımı
- Ücretli
emek: Kapitalist üretim sürecinde doğrudan artık değer üretir.
- Ev
emeği (ücretsiz emek): İşçinin emek gücünü yeniden üretir, ama piyasa
tarafından ücretlendirilmez.
- Bu
görünmezlik, hem kadınların emeğinin değersizleştirilmesine hem de
kapitalist sömürünün derinleşmesine yol açar.
Sentez
- Ev
emeği, doğrudan artık değer üretmez ama artık değer üretiminin
koşulunu sağlar.
- Ücretli
emek, kapitalist üretim sürecinde artık değeri doğrudan üretir.
- Artık
değer, kapitalist sömürünün kalbidir; ev emeği ve ücretli emek
birlikte bu mekanizmayı mümkün kılar.
📖 Fetişizm (Marx’ta Meta
Fetişizmi)
1. Tanım
- Marx,
Kapital’de “meta fetişizmi”nden söz eder.
- Meta
fetişizmi, metaların değişim sürecinde, onların arkasındaki toplumsal
emek ilişkilerinin gizlenmesi ve metaların sanki kendi başlarına değer
taşıyormuş gibi görünmesidir.
- Yani
toplumsal ilişkiler, şeyler arasındaki ilişki biçiminde görünür.
2. Köken
- “Fetişizm”
kavramı, aslında din antropolojisinden gelir: İlkel toplumlarda cansız
nesnelere doğaüstü güçler atfetme.
- Marx,
bu kavramı kapitalist toplumun işleyişini açıklamak için kullanır: Metalar
da sanki “doğaüstü” bir değer taşıyormuş gibi algılanır.
3. İşleyişi
- Bir
metanın kullanım değeri → doğrudan faydasıdır.
- Değişim
değeri → pazarda başka metalarla değişim oranıdır.
- Kapitalist
toplumda insanlar, bu değişim değerini metanın “doğal” özelliği sanır.
- Oysa
değişim değerinin kaynağı → toplumsal emek zamanıdır.
- Böylece
emek ilişkileri gizlenir, metalar ise “fetişleşir”.
4. Sonuçları
- İnsanlar
arasındaki toplumsal ilişkiler, şeyler arasındaki ilişkiler gibi görünür.
- Bu,
kapitalist toplumun ideolojik işleyişinin temelidir.
- Marx’ın
ifadesiyle: “Metaların fetiş karakteri, onların toplumsal üretim
ilişkilerinin şeyler arasındaki ilişkiler biçiminde görünmesinden
ibarettir.”
📖 Kapital (Sermaye)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Kapital,
yalnızca bir para veya zenginlik yığını değildir.
- Kapital,
değerin kendini değerlenme sürecidir:
- Para
→ Meta → Daha fazla Para (M–M′).
- Yani
kapital, artık değer üretme amacıyla sürekli genişleyen bir
toplumsal ilişkidir.
2. Kapital’in Özelliği
- Kapital,
üretim araçlarının ve emek gücünün meta olarak satın alınmasıyla
işler.
- İşçi
emek gücünü satar, kapitalist bu gücü kullanarak artık değer üretir.
- Kapital,
bu döngüde kendi kendini büyüten değer haline gelir.
3. Kapital’in Genel Formülü
- Basit
meta dolaşımı: M–P–M (meta–para–meta) → ihtiyaç karşılamaya
yöneliktir.
- Kapitalist
dolaşım: P–M–P′ (para–meta–daha fazla para) → amaç artık değer
üretmektir.
- Bu
fark, kapitalist üretim tarzının özünü oluşturur.
4. Kapital’in Biçimleri
- Sanayi
sermayesi: Doğrudan üretim sürecinde işleyen kapital.
- Ticaret
sermayesi: Malların dolaşımında işleyen kapital.
- Mali
sermaye: Faiz getiren kapital.
- Marx’a
göre bunların hepsi, aslında artık değerin farklı biçimlerde
gerçekleşmesidir.
5. Kapital ve Sömürü
- Kapital,
işçinin emek gücünden elde edilen artık değer sayesinde büyür.
- Bu
nedenle kapital, yalnızca ekonomik bir kategori değil, aynı zamanda sömürü
ilişkilerinin kurumsallaşmış biçimidir.
Kapitalizm (Capitalism)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Kapitalizm,
üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı, emek gücünün meta haline
geldiği ve üretimin temel amacının artık değer üretimi olduğu
toplumsal-ekonomik sistemdir.
- Kapitalizm,
yalnızca bir ekonomik düzen değil, aynı zamanda tarihsel bir üretim
tarzıdır.
2. Temel Özellikler
- Üretim
araçlarının özel mülkiyeti → Burjuvazinin elinde toplanır.
- Emek
gücünün meta olması → İşçi, geçimini sağlamak için emek gücünü satar.
- Artık
değer üretimi → Kapitalist üretimin özü, işçinin ürettiği fazla değere el
konulmasıdır.
- Pazarın
genişlemesi → Kapitalizm, sürekli olarak yeni pazarlar yaratır ve
küreselleşir.
- Rekabet
ve krizler → Kapitalist üretim, kendi iç çelişkileri nedeniyle periyodik
krizler üretir.
3. Tarihsel Rol
- Kapitalizm,
feodalizmi yıkan burjuva devrimleri ile ortaya çıktı.
- Marx
ve Engels’e göre, kapitalizm üretici güçleri görülmemiş ölçüde geliştirdi.
- Ancak
aynı zamanda, kendi mezar kazıcısı olan proletaryayı yarattı.
4. Çelişkiler
- Burjuvazi
↔ Proletarya: Kapitalizmin temel sınıf karşıtlığı.
- Üretici
güçler ↔ Üretim ilişkileri: Kapitalizm, üretici güçleri geliştirirken,
aynı zamanda onları sınırlayan ilişkiler yaratır.
- Zenginlik
↔ Yoksulluk: Kapitalizm, büyük zenginlikler üretirken aynı zamanda
yoksulluğu ve eşitsizliği derinleştirir.
Sentez
- Kapitalizm,
Marx için hem ilerletici (üretici güçleri geliştirir) hem de yıkıcı
(sömürü ve krizler üretir) bir sistemdir.
- Onun
tarihsel zorunluluğu, kendi iç çelişkilerinin sonunda proletarya devrimi
ile aşılacak olmasıdır.
- Dolayısıyla
kapitalizm, Marx’ın tarihsel materyalizminde geçici bir üretim tarzıdır.
📖 Komünizm (Communism)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Komünizm,
kapitalizmin aşılmasıyla ortaya çıkacak, sınıfsız, devletsiz ve ortak
mülkiyete dayalı toplumsal formasyondur.
- Marx
için komünizm, hazır bir “ütopya modeli” değil, tarihsel bir hareketin
sonucudur: üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çelişkinin
çözülmesi.
- Komünist
Manifesto’da: “Komünistler, mevcut toplumsal düzenin yerine, sınıfsız
bir toplumun kurulmasını hedefler.”
2. Temel Özellikler
- Üretim
araçlarının ortak mülkiyeti → özel mülkiyetin kaldırılması.
- Sınıfsız
toplum → burjuvazi ve proletarya ayrımının ortadan kalkması.
- Devletsiz
toplum → devlet, sınıf egemenliğinin aracı olduğundan, sınıflar ortadan
kalktığında devlet de sönümlenir.
- Paranın
ortadan kalkması → üretim ve dağıtım, ihtiyaçlara göre yapılır.
- Özgür
bireylerin birliği → her bireyin tam ve özgür gelişimi, herkesin
gelişiminin koşulu olur.
3. Marx’ın İki Aşamalı Ayrımı
Marx, Gotha Programının Eleştirisi (1875) metninde
komünizmi iki aşamada ele alır:
- Alt
aşama (sosyalizm):
- Üretim
araçları ortak mülkiyettedir.
- Dağıtım,
“herkese emeğine göre” ilkesine dayanır.
- Eşitlik
vardır ama hâlâ “burjuva hukukunun dar ufku” sürer.
- Üst
aşama (olgun komünizm):
- Maddi
bolluk koşullarında, dağıtım “herkesten yeteneğine göre, herkese
ihtiyacına göre” ilkesine dayanır.
- Sınıflar,
devlet, para ortadan kalkar.
4. Tarihsel Rol
- Kapitalizm,
üretici güçleri geliştirerek komünizmin maddi koşullarını hazırlar.
- Proletarya
devrimi, kapitalizmi yıkar ve sosyalizme geçişi başlatır.
- Komünizm,
bu sürecin nihai hedefidir.
- Marx,
Gotha Programının Eleştirisi (1875) metninde bu ayrımı yapar:
- Sosyalizm:
kapitalizmden çıkışın ilk aşaması, hâlâ “burjuva hukuku”nun izlerini
taşır.
- Komünizm:
olgun aşama, sınıfsız ve özgür toplum.
- 20.yüzyılda bu ayrım, özellikle Sovyet Marksizmi’nde resmî ideolojik şema haline geldi.
📖 Kooperasyon
(Cooperation)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Kapital’in
I. cildinde Marx, kooperasyonu kapitalist üretimin en basit ve en temel
biçimi olarak tanımlar.
- Aynı
üretim sürecinde, çok sayıda işçinin birlikte, yan yana, aynı amaç için
çalışmasıdır.
- Bu
birliktelik, tek tek işçilerin üretkenliğini aşan kolektif bir üretici güç
yaratır.
2. Özellikleri
- Basit
kooperasyon: İşçiler aynı işi birlikte yapar (örneğin tarımda ortak
hasat).
- Karmaşık
kooperasyon: İşçiler farklı ama birbirini tamamlayan işleri yapar.
- Kapitalist,
işçilerin bu kolektif gücünü örgütler ve denetler; böylece üretim süreci
üzerinde kontrol kurar.
3. Kapitalist Üretimde İşlevi
- Kooperasyon,
kapitalistin işçileri bir araya getirmesiyle mümkün olur.
- İşçilerin
ortak çalışması, “kolektif işçi” (Gesamtarbeiter) figürünü doğurur.
- Bu
kolektif güç, tek tek işçilerin üretkenliğini aşar ve kapitalistin el
koyduğu artık değeri artırır.
4. Tarihsel Önemi
- Kooperasyon,
kapitalist üretim tarzının ilk tarihsel biçimidir.
- Daha
sonra manüfaktür ve büyük sanayi aşamalarına evrilir.
- Marx’a
göre kooperasyon, kapitalizmin işçileri disipline etme ve üretimi
toplumsallaştırma sürecinin başlangıcıdır.
📖 Kriz (Crisis)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Marx
için kriz, kapitalist üretim tarzının dışsal bir arıza değil, onun içsel
ve zorunlu bir eğilimidir.
- Kapitalizm,
sürekli genişleme ve sermaye birikimi üzerine kurulu olduğundan, bu süreç
kendi içinde dengesizlikler ve tıkanmalar üretir.
- Dolayısıyla
kriz, kapitalizmin “istisnası” değil, normal işleyişinin bir parçasıdır.
2. Krizlerin Kaynağı
- Aşırı
üretim: Kapitalizm, kâr için üretir; ihtiyaçlar için değil. Bu nedenle
piyasada satılamayan mallar birikir.
- Artı
değer gerçekleşme sorunu: Artı değer ancak metalar satıldığında
gerçekleşir. Satılamayan meta → gerçekleşmeyen artı değer → kriz.
- Kullanım
değeri ↔ Değişim değeri çelişkisi: İnsanların ihtiyaçları sürerken, kâr
getirmediği için üretim durur.
- Sermaye
birikiminin çelişkileri: Sermaye fazlası ile işsiz işgücü yan yana var
olur, ama birleşemez.
3. Kriz Türleri (Marx ve Marksist Gelenek)
- Aşırı
üretim krizi: Mallar üretilir ama satılamaz.
- Aşırı
birikim krizi: Sermaye kârlı yatırım alanı bulamaz.
- Finansal
krizler: Kredi ve spekülasyon yoluyla ertelenen çelişkiler patlak verir.
- Döngüsel
krizler: Kapitalizm, büyüme ve çöküş dönemlerinin ritmik tekrarına
sahiptir.
4. Marx’ın Vurgusu
- Krizler,
kapitalizmin “dışsal şokları” değil, içsel çelişkilerinin zorunlu
sonucudur.
- Krizler,
kapitalizmin kendi kendini yeniden üretme biçimidir: sermayeyi
merkezileştirir, zayıf sermayeleri tasfiye eder, ama aynı zamanda sistemi
daha kırılgan hale getirir.
📖 Makineler ve Makine
Üretimi
1. Tanım
- Makine,
Marx için yalnızca teknik bir araç değil, kapitalist üretim tarzında
sömürü ilişkilerinin yoğunlaştığı bir üretim aracıdır.
- Makine,
insan emeğinin yerine geçmez; tersine, emeği daha yoğun ve disiplinli hale
getirir.
- Kapitalist
üretimde makine, işçinin üretici gücünü artırırken, aynı zamanda işçiyi
makinenin bir parçasına indirger.
2. Tarihsel Konum
- Manüfaktür
dönemi: İşbölümü ve el emeği hâkimdir.
- Makine
üretimi: Buhar gücü, mekanik tezgâhlar, otomasyon → üretim sürecinde
niteliksel sıçrama.
- Marx’a
göre bu geçiş, kapitalizmin büyük sanayi aşamasını başlatır.
3. Makinenin Kapitalist İşlevi
- Artık
değer üretimi:
- Makine,
işçinin üretkenliğini artırarak göreli artık değer üretimini genişletir.
- İşgünü
kısalmaz, tersine daha da uzatılır veya yoğunlaştırılır.
- Disiplin
ve denetim: İşçi, makinenin ritmine uymak zorunda kalır.
- Yedek
işçi ordusu: Makine, işçilerin bir kısmını işsiz bırakır; bu da ücretleri
baskılar.
4. Yabancılaşma
- İşçi,
makinenin efendisi değil, kölesi haline gelir.
- Marx’ın
ifadesiyle: “Makine, işçiyi değil, işçi makineyi hizmet eder hale gelir.”
- Bu,
yabancılaşmanın en görünür biçimlerinden biridir.
5. Makine Üretimi
- Marx,
makinelerin kendisinin de artık makineler tarafından üretilmeye
başladığını vurgular.
- Bu,
kapitalist üretimin kendi kendini hızlandıran bir mekanizma haline
gelmesini sağlar.
- Böylece
kapitalizm, sürekli teknik devrimlerle kendi temelini yeniden üretir.
📖 Manüfaktür
(Manufacture)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Manüfaktür,
kapitalist üretim tarzının kooperasyondan sonraki ve makine üretiminden
önceki tarihsel biçimidir.
- Temel
özelliği: işbölümünün sistematikleşmesi.
- Çok
sayıda işçi, aynı üretim sürecinde, farklı ama birbirini tamamlayan kısmi
işler yapar.
2. Özellikleri
- Kısmi
işçi (partial worker): İşçi, bütün bir ürünü değil, yalnızca bir parçasını
üretir.
- İşbölümü:
Üretim süreci, küçük parçalara ayrılır; her işçi tek bir parçaya
yoğunlaşır.
- Üretkenlik:
Tek tek işçilerin becerisi azalır, ama kolektif üretkenlik artar.
- Bağımlılık:
Her işçi, diğerlerinin işine bağımlı hale gelir → kapitalistin denetimi
güçlenir.
3. Kapitalist İşlevi
- Manüfaktür,
işçilerin ustalıklarını parçalayarak onları daha kolay denetlenebilir hale
getirir.
- İşçinin
bütünsel bilgi ve becerisi kaybolur; kapitalist, üretim sürecinin
“kolektif ustası” haline gelir.
- Bu
süreç, artık değer üretimini artırır çünkü işbölümü üretkenliği yükseltir.
4. Tarihsel Konum
- Kooperasyon
→ işçilerin yan yana çalışması.
- Manüfaktür
→ işbölümünün sistematikleşmesi.
- Makine
üretimi → işbölümünün teknik araçlarla devrimci dönüşümü.
- Marx’a
göre manüfaktür, kapitalizmin “çocukluk dönemi”dir.
📖 Meta (Ware, Commodity)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Meta,
kapitalist üretim tarzında değişim için üretilmiş maldır.
- Yani
yalnızca ihtiyaç gidermek için değil, pazarda satılmak üzere üretilmiş
üründür.
- Marx’ın
ifadesiyle: “Meta, hem kullanım değeri hem de değişim değeri taşıyan
şeydir.”
2. Çifte Karakter
- Kullanım
değeri (use-value): Metanın ihtiyaç gidermeye yarayan somut niteliği.
- Değişim
değeri (exchange-value): Metanın pazarda başka metalarla değişim oranı.
- Bu
ikili yapı, kapitalist toplumun bütün çelişkilerinin temelini oluşturur.
3. Değer ile İlişkisi
- Metanın
değeri, onu üretmek için gerekli toplumsal emek zamanı ile belirlenir.
- Dolayısıyla
meta, görünüşte “şey”dir ama özünde toplumsal emek ilişkilerinin
yoğunlaşmış biçimidir.
4. Meta Fetişizmi
- Kapitalist
toplumda metalar, sanki kendi başlarına değer taşıyormuş gibi görünür.
- Oysa
değer, insanların emek ilişkilerinden doğar.
- Bu
yanılsama → meta fetişizmi.
5. Tarihsel Önemi
- Meta,
kapitalist üretim tarzının hücre biçimidir.
📖 Meta Fetişizmi
(Commodity Fetishism)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Meta
fetişizmi, kapitalist toplumda metaların, sanki kendi başlarına değer
taşıyormuş gibi görünmesidir.
- Oysa
metaların değerinin kaynağı, onları üretmek için harcanan toplumsal emek
zamanıdır.
- Bu
yanılsama, toplumsal emek ilişkilerini gizler ve şeyler arasındaki
ilişkiyi, insanlar arasındaki ilişki gibi gösterir.
2. Köken
- “Fetişizm”
kavramı, aslında din antropolojisinden gelir: cansız nesnelere doğaüstü
güçler atfetme.
- Marx,
bu kavramı kapitalist toplumun işleyişini açıklamak için kullanır: metalar
da sanki “doğaüstü” bir değer taşıyormuş gibi algılanır.
3. İşleyişi
- Kullanım
değeri: Metanın somut faydası.
- Değişim
değeri: Pazarda başka metalarla değişim oranı.
- Kapitalist
toplumda insanlar, değişim değerini metanın doğal özelliği sanır.
- Böylece
emek ilişkileri görünmez hale gelir, metalar ise “fetişleşir”.
4. Sonuçları
- İnsanlar
arasındaki toplumsal ilişkiler, şeyler arasındaki ilişkiler biçiminde
görünür.
- Kapitalist
toplumun ideolojik işleyişinin çekirdeği budur.
- Marx’ın
ifadesiyle: “Metaların fetiş karakteri, onların toplumsal üretim
ilişkilerinin şeyler arasındaki ilişkiler biçiminde görünmesinden
ibarettir.”
📖 Mülkiyet (Property)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Mülkiyet,
üretim araçları üzerindeki sahiplik biçimidir.
- Marx
için kritik ayrım:
- Kişisel
mülkiyet → bireyin kendi emeğiyle kullandığı araçlar (örneğin zanaatkârın
aleti).
- Özel
mülkiyet (kapitalist) → üretim araçlarının bir sınıfın (burjuvazinin)
elinde toplanması.
2. Tarihsel Gelişim
- İlkel
komünal toplum → ortak mülkiyet.
- Köleci
toplum → köleler mülkiyet haline gelir.
- Feodalizm
→ toprak beylerinin toprağa dayalı mülkiyeti.
- Kapitalizm
→ üretim araçlarının özel mülkiyeti, emek gücünün meta haline gelmesi.
- Komünizm
→ üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti.
3. Marx’ın Eleştirisi
- Kapitalist
özel mülkiyet, işçinin kendi emeği üzerindeki denetimini ortadan kaldırır.
- İşçi,
emek gücünü satarak yaşamını sürdürür; üretim araçları üzerinde söz hakkı
yoktur.
- Marx’ın
ifadesiyle: “Komünistlerin amacı, burjuva özel mülkiyetini ortadan
kaldırmaktır.” (Komünist Manifesto).
4. Mülkiyet ve Sömürü
- Özel
mülkiyet, artık değere el koymanın kurumsal temelidir.
- Burjuvazi,
üretim araçlarının mülkiyeti sayesinde proletaryayı sömürür.
- Bu
nedenle mülkiyet, yalnızca hukuksal bir kategori değil, sınıf
ilişkilerinin özüdür.
📖 Piyasa (Market)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Piyasa,
metaların değişim alanıdır.
- Burada
üretim sürecinde yaratılan değerler, değişim değeri biçiminde karşılaşır.
- Piyasa,
kapitalist üretim tarzında zorunlu bir alandır çünkü artık değer ancak
piyasada gerçekleştiğinde kapitalist için kâr haline gelir.
2. İşlevi
- Değerin
gerçekleşmesi: Üretim sürecinde yaratılan değer, ancak piyasada
satıldığında kapitalist için gerçek kâr olur.
- Rekabet:
Kapitalistler arasında rekabet, fiyatların üretim fiyatı etrafında
dalgalanmasına yol açar.
- Genel
kâr oranı: Piyasa, farklı sektörlerdeki sermayelerin kâr oranlarını
ortalama bir düzeyde eşitleme eğilimi yaratır.
- Dünya
pazarı: Marx’a göre kapitalizm, ulusal sınırları aşarak sürekli genişleyen
bir dünya pazarı yaratır.
3. Piyasa ve Görünüş
- Piyasa,
kapitalist üretim ilişkilerini “özgür ve eşit bireylerin değişimi” gibi
gösterir.
- Oysa
gerçekte, bu özgürlük görünümü altında emek gücünün sömürüsü gizlenir.
- Bu
nedenle piyasa, kapitalizmin ideolojik yanılsama alanıdır.
4. Piyasa Fiyatı – Piyasa Değeri
- Piyasa
değeri: Bir metanın toplumsal olarak gerekli emek zamanı ile belirlenen
değeri.
- Piyasa
fiyatı: Rekabet, arz-talep dalgalanmaları nedeniyle metanın piyasada
gerçekleşen fiyatı.
- Uzun
vadede piyasa fiyatları, piyasa değerine yaklaşma eğilimindedir.
📖 Praxis (Praksis)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Praxis,
insanın dünyayı yalnızca yorumlaması değil, onu dönüştürmeye yönelik
etkinliğidir.
- Marx’ın
ünlü Feuerbach Üzerine Tezler’inde (özellikle 11. tez):
- Burada
praxis, teori ile pratiğin birliği olarak kavranır.
2. Özellikleri
- Bilinçli
etkinlik: İnsan, doğayı ve toplumu dönüştürürken aynı zamanda kendini de
dönüştürür.
- Tarihsel
etkinlik: Praxis, bireysel değil, toplumsal-tarihsel bir süreçtir.
- Teori–pratik
birliği: Teori, praksis içinde sınanır; praksis, teoriyi besler.
3. Marx Öncesi ve Sonrası
- Aristoteles:
Praxis, “poiesis”ten (üretim) farklı olarak, etik-politik eylem anlamına
gelir.
- Hegel:
Praxis, Tin’in kendini gerçekleştirme sürecinde yer alır.
- Marx:
Praxis, soyut felsefi bir kavram olmaktan çıkar, devrimci toplumsal eylem
anlamına gelir.
4. Marksist Gelenekte Praxis
- Lukács:
Praxis, proletaryanın tarihsel özne olarak kendini gerçekleştirmesidir.
- Gramsci:
“Praksis felsefesi” → ideoloji, hegemonya ve devrimci bilinçle
bağlantılıdır.
- Freire:
Eğitimde praxis, “eleştirel bilinç” ile “dönüştürücü eylem”in birliğidir.
📖 Proletarya
(Proletariat)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Proletarya,
üretim araçlarına sahip olmayan, geçimini sağlamak için emek gücünü meta
olarak satan sınıftır.
- Kapitalist
toplumda proletarya, artık değer üretiminin kaynağıdır.
- Marx
ve Engels’in Komünist Manifesto’da vurguladığı gibi: “Proletaryanın
zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur.”
2. Temel Özellikler
- Mülkiyetsizlik:
Üretim araçlarına sahip değildir.
- Emek
gücü: Tek metası, kendi emek gücüdür.
- Sömürü:
Kapitalist, işçinin ürettiği artık değere el koyar.
- Kolektif
özne: Proletarya, kapitalizmin çelişkilerini aşabilecek tarihsel özne
olarak görülür.
3. Tarihsel Rol
- Kapitalizm,
proletaryayı sürekli büyütür ve yoğunlaştırır.
- Proletarya,
kapitalizmin mezar kazıcısıdır.
- Marx’a
göre proletarya devrimi, kapitalizmin yıkılması ve komünizme geçişin
zorunlu koşuludur.
4. Proletarya ve Bilinç
- Sınıf
“kendinde”: Proletarya, başlangıçta yalnızca ekonomik koşullarıyla
tanımlanır.
- Sınıf
“kendisi için”: Politik bilinç kazandığında, kendi tarihsel rolünü kavrar
ve devrimci özne haline gelir.
📖 Sınıf (Class)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Sınıf,
üretim araçlarıyla kurulan ilişkiye göre toplumsal grupların ayrımıdır.
- Marx
için sınıf, yalnızca gelir veya statü farkı değil, üretim ilişkilerindeki
konum ile belirlenir.
- Temel
ayrım:
- Burjuvazi
→ üretim araçlarının sahibi.
- Proletarya
→ üretim araçlarından yoksun, emek gücünü satan.
2. Sınıfın Belirlenmesi
- Üretim
araçlarına sahiplik → sınıfın temel ölçütü.
- Artık
değere el koyma biçimi → sınıflar arasındaki sömürü ilişkisini belirler.
- Toplumsal
bilinç → sınıfın kendisini “kendinde sınıf”tan “kendisi için sınıf”a
dönüştürür.
3. Sınıf Mücadelesi
- Marx
ve Engels’in Komünist Manifesto’da vurgusu:
- Sınıf
mücadelesi, kapitalizmin içsel çelişkilerinin motorudur.
- Burjuvazi
↔ Proletarya karşıtlığı, kapitalizmin temel antagonizmasıdır.
4. Ara Sınıflar
- Küçük
burjuvazi: Küçük üreticiler, esnaf, köylüler.
- Kapitalizmin
gelişmesiyle ya proletaryaya katılırlar ya da burjuvaziye yaklaşırlar.
- Marx’a
göre bu ara sınıflar, tarihsel olarak istikrarsızdır.
📖 Sınıf Mücadelesi (Class
Struggle)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Marx
ve Engels’in Komünist Manifesto’da ünlü ifadesi:
- Sınıf
mücadelesi, üretim araçları üzerindeki farklı konumlara sahip toplumsal
sınıflar arasındaki çıkar çatışmasıdır.
- Kapitalizmde
bu mücadele, burjuvazi ile proletarya arasındaki temel antagonizma
biçiminde yoğunlaşır.
2. Tarihsel Boyut
- Antik
toplumlar: Efendi ↔ Köle.
- Feodalizm:
Feodal bey ↔ Serf.
- Kapitalizm:
Burjuvazi ↔ Proletarya.
- Marx’a
göre her tarihsel dönemde egemen sınıf, üretim araçlarını kontrol ederek
diğer sınıfları sömürür.
3. Kapitalizmde Sınıf Mücadelesi
- Ekonomik
düzeyde: Ücret pazarlıkları, grevler, sendikal mücadele.
- Politik
düzeyde: İşçi sınıfının örgütlenmesi, devrimci partiler, devlet iktidarı
mücadelesi.
- İdeolojik
düzeyde: Egemen sınıfın ideolojisi ↔ işçi sınıfının karşı ideolojisi.
4. Sonuç ve Amaç
- Kapitalizmde
sınıf mücadelesi, yalnızca ücret ve çalışma koşulları için değil, sistemin
aşılması için de yürütülür.
- Marx’a
göre proletarya, bu mücadele aracılığıyla kapitalizmi yıkacak ve komünizme
geçişi sağlayacaktır.
📖 Sömürü (Exploitation)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Sömürü,
işçinin ürettiği değerin bir kısmına kapitalist tarafından el
konulmasıdır.
- İşçi,
emek gücünü ücret karşılığında satar; fakat ücreti, ürettiği toplam
değerden daha azdır.
- Bu
fark → artık değer → kapitalistin kârının kaynağıdır.
2. Sömürünün Mekanizması
- Emek
gücü meta olarak satılır.
- İşçi,
emek gücünün değerini (yaşamını sürdürecek ücret) alır.
- Ama
işçi, bu değerden daha fazlasını üretir.
- Kapitalist,
bu fazlalığa (artık değer) el koyar → sömürü.
3. Mutlak ve Göreli Sömürü
- Mutlak
sömürü: İşgününün uzatılmasıyla elde edilir.
- Göreli
sömürü: Üretkenliğin artırılması (makine, işbölümü) yoluyla işçinin aynı
sürede daha fazla değer üretmesi.
4. Sömürünün Görünmezliği
- Piyasa
ilişkilerinde işçi “ücretini alıyor” gibi görünür.
- Bu,
özgür ve eşit değişim yanılsaması yaratır.
- Oysa
gerçekte, işçi kendi emeğinin bir kısmını ücretsiz olarak kapitaliste
vermektedir.
📖 Tarihsel Materyalizm
(Historical Materialism)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Tarihsel
materyalizm, Marx ve Engels’in geliştirdiği, toplumsal gelişmeyi üretim
tarzlarının evrimi üzerinden açıklayan yöntemdir.
- Temel
tez: “Toplumların tarihi, üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki
çelişkilerin tarihidir.”
- Yani
tarihin motoru, fikirler ya da büyük şahsiyetler değil, maddi üretim
ilişkileridir.
2. Temel Unsurlar
- Üretici
güçler: İnsan emeği, teknik, bilgi, doğa ile kurulan üretim ilişkileri.
- Üretim
ilişkileri: İnsanların üretim sürecinde birbirleriyle kurdukları
toplumsal ilişkiler (mülkiyet, sınıf yapısı).
- Altyapı
(base): Ekonomik yapı (üretici güçler + üretim ilişkileri).
- Üstyapı
(superstructure): Hukuk, siyaset, ideoloji, kültür.
- Altyapı,
üstyapıyı belirler; üstyapı da altyapının yeniden üretimine katkıda
bulunur.
3. Tarihsel Aşamalar
Marx’a göre toplumlar, üretim tarzlarının evrimiyle
ilerler:
- İlkel
komünal toplum
- Köleci
toplum
- Feodalizm
- Kapitalizm
- Sosyalizm
→ Komünizm
4. Çelişki ve Devrim
- Her
üretim tarzı, kendi içinde çelişkiler taşır.
- Üretici
güçler geliştikçe, mevcut üretim ilişkileri bu gelişimi engellemeye
başlar.
- Bu
çelişki, sınıf mücadelesi yoluyla çözülür ve yeni bir üretim tarzı doğar.
📖 Tekelci Kapitalizm
(Monopoly Capitalism)
1. Tanım
- Tekelci
kapitalizm, kapitalizmin serbest rekabetçi aşamasından sonra ortaya çıkan,
sermayenin yoğunlaşması ve merkezileşmesi sonucu tekellerin ve
oligopollerin egemen hale geldiği aşamadır.
- Lenin’in
Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması (1916) eserinde
sistematik olarak işlenmiştir.
2. Marx’tan Lenin’e
- Marx:
Sermaye birikimi → sermayenin merkezileşmesi → rekabetin tekellere
evrilmesi.
- Lenin:
Bu süreci 20. yüzyıl başında gözlemledi ve “serbest rekabetin yerini
tekellerin aldığı” aşamayı emperyalizm ile özdeşleştirdi.
3. Özellikleri
- Sermaye
yoğunlaşması: Büyük şirketler küçükleri yutar, devasa tekeller oluşur.
- Finans
kapital: Banka sermayesi ile sanayi sermayesinin kaynaşması.
- Dünya
pazarı paylaşımı: Tekeller ve emperyalist devletler arasında pazar ve
hammadde rekabeti.
- Devlet
müdahalesi: Devlet, tekellerin çıkarlarını koruyan bir aygıt haline gelir.
- Kriz
eğilimi: Tekelci yapı, kapitalizmin çelişkilerini çözmez, daha da
derinleştirir.
4. Marksist Gelenekte Yorumlar
- Lenin:
Tekelci kapitalizm = emperyalizm. Kapitalizmin “en yüksek ve son aşaması”.
- Baran
& Sweezy (Monopoly Capital, 1966): Tekelci kapitalizm, sürekli “artık
ürün fazlası” üretir; bu fazlalık militarizm, reklam, israf gibi alanlarda
tüketilir.
- Çağdaş
tartışmalar: Küreselleşme, çokuluslu şirketler, finansallaşma → tekelci
kapitalizmin güncel biçimleri.
📖 Temel (Altyapı) ve
Üstyapı
1. Temel (Altyapı)
- Tanım:
Toplumun ekonomik yapısıdır.
- İçerir:
- Üretici
güçler (emek, teknik, bilgi, doğa ile ilişki)
- Üretim
ilişkileri (mülkiyet biçimleri, işbölümü, sınıf ilişkileri)
- Marx’a
göre: “Toplumun ekonomik yapısı, üzerinde hukuki ve politik bir
üstyapının yükseldiği gerçek temeldir.”
2. Üstyapı
- Tanım:
Ekonomik temelin üzerinde yükselen hukuki, politik, ideolojik ve
kültürel kurumlardır.
- İçerir:
Devlet, hukuk, din, ahlak, felsefe, sanat, ideoloji.
- İşlevi:
Temeli meşrulaştırmak, sürdürmek, yeniden üretmek.
3. İlişki
·
Belirleyicilik: Temel, üstyapıyı
belirler.
· Diyalektik etkileşim: Üstyapı da temeli
etkileyebilir (örneğin devrimci ideolojiler, politik mücadeleler).
·
Marx’ın ünlü formülü:
4. Tarihsel İşleyiş
- Belirli
bir aşamada üretici güçler, mevcut üretim ilişkileriyle çatışmaya girer.
- Bu
çatışma → toplumsal devrim → yeni bir temel → yeni bir üstyapı.
- Örnek:
Feodal üretim ilişkileri ↔ gelişen ticaret ve sanayi → burjuva
devrimleri → kapitalist temel ve burjuva üstyapı.
📖 Ücretli Emek (Wage
Labour)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Ücretli
emek, kapitalist üretim tarzında işçinin emek gücünü meta olarak
satmasıdır.
- İşçi,
üretim araçlarına sahip olmadığı için yaşamını sürdürebilmek adına tek
metası olan emek gücünü kapitaliste satar.
- Kapitalist,
işçiye emek gücünün değerini (yani geçim için gerekli ücret) öder; fakat
işçi bu değerden daha fazlasını üretir → artık değer.
2. Ücretin Görünümü ve Gerçekliği
- Görünüşte:
İşçi, emeğinin karşılığını ücret olarak alıyor gibi görünür.
- Gerçekte:
İşçi, yalnızca emek gücünün değerini alır; ürettiği toplam değerin
fazlasına kapitalist el koyar.
- Bu
fark → sömürü mekanizmasının özü.
3. Ücret Biçimleri
- Zaman
ücreti: İşçinin saatlik/günlük emeği üzerinden ücretlendirilmesi.
- Parça
başı ücret: Üretilen ürün miktarına göre ücretlendirme.
- Marx’a
göre her iki biçim de sömürüyü gizler, çünkü işçi ürettiği değerin
tamamını almaz.
4. Ücretli Emek ve Kapitalizm
- Kapitalizmin
varlık koşulu: ücretli emek + özel mülkiyet.
- Ücretli
emek olmadan artık değer üretilemez, kapitalist sistem çöker.
- Bu
nedenle Marx, ücretli emeği kapitalizmin “temel taşı” olarak görür.
📖 Üretim Tarzı (Mode of
Production)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Üretim
tarzı, bir toplumun maddi yaşamını sürdürmek için kullandığı üretici
güçler (emek, teknik, bilgi, doğa ile ilişki) ile üretim ilişkilerinin
(mülkiyet biçimleri, sınıf ilişkileri, işbölümü) bütünüdür.
- Marx
için üretim tarzı, toplumsal yapının temel belirleyenidir.
2. Bileşenler
- Üretici
Güçler: İnsan emeği, üretim araçları, teknik, bilim.
- Üretim
İlişkileri: İnsanların üretim sürecinde birbirleriyle kurdukları toplumsal
ilişkiler (mülkiyet, sınıf yapısı).
- Bu
ikisinin birliği → üretim tarzı.
3. Tarihsel Üretim Tarzları
Marx’ın şeması:
- İlkel
komünal toplum
- Köleci
toplum
- Feodalizm
- Kapitalizm
- Sosyalizm
→ Komünizm
4. Çelişki ve Değişim
- Her
üretim tarzı, kendi içinde çelişkiler taşır.
- Üretici
güçler geliştikçe, mevcut üretim ilişkileri bu gelişimi engellemeye
başlar.
- Bu
çelişki → sınıf mücadelesi → toplumsal devrim → yeni üretim tarzı.
5. Kapitalist Üretim Tarzı
- Özel
mülkiyet + ücretli emek + artık değer sömürüsü üzerine kurulu.
- Marx’a
göre bu üretim tarzı, kendi çelişkileri nedeniyle tarihsel olarak aşılmaya
mahkûmdur.
📖 Yabancılaşma
(Entfremdung, Alienation)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Yabancılaşma,
insanın kendi emeğinin ürünü, üretim süreci, kendi tür-varlığı ve diğer
insanlarla ilişkisi üzerinde denetimini kaybetmesi durumudur.
- Kapitalist
üretim tarzında işçi, emeğini satmak zorunda kaldığı için kendi yaratıcı
etkinliğine yabancı hale gelir.
2. Marx’ın 4 Boyutu (1844 Elyazmaları)
- Ürüne
yabancılaşma → İşçi, ürettiği ürüne sahip olamaz; ürün kapitalistin mülkü
olur.
- Üretim
sürecine yabancılaşma → İşçi, üretim sürecini kendi etkinliği olarak
değil, dışsal ve zorlayıcı bir süreç olarak yaşar.
- Tür-varlığına
yabancılaşma → İnsan, yaratıcı ve özgür etkinlik yoluyla kendini
gerçekleştirmesi gerekirken, kapitalizmde bu özünü kaybeder.
- Diğer
insanlara yabancılaşma → Rekabet ve mülkiyet ilişkileri, insanları
birbirine karşıt hale getirir.
3. Kapital’deki Yansıması
- Marx,
Kapital’de “yabancılaşma” terimini doğrudan kullanmaz, ama kavramı
“şeyleşme” (Verdinglichung) ve “meta fetişizmi” analizlerinde sürdürür.
- İşçi,
makinenin bir parçasına indirgenir; toplumsal ilişkiler şeyler arasındaki
ilişkiler gibi görünür.
4. Marksist Gelenekte Yorumlar
- Lukács:
Yabancılaşmayı “şeyleşme” kavramıyla sistemleştirir.
- Frankfurt
Okulu: Yabancılaşmayı kültür endüstrisi, teknoloji ve modern toplum
bağlamında yeniden yorumlar.
- Ekososyalist
yorumlar: Yabancılaşmayı yalnızca emek bağlamında değil, doğadan kopuş
olarak da ele alır.
📖 Zorunlu Emek (Necessary
Labour)
1. Tanım (Marx’a göre)
- Zorunlu
emek, işçinin kendi yaşamını ve emek gücünü yeniden üretmek için gerekli
olan emek miktarıdır.
- Yani
işçi, işgünü içinde önce kendi geçim araçlarının değerini üretir.
- Bu
kısım → zorunlu emek zamanı.
2. Artık Emek ile İlişkisi
- İşgünü
= Zorunlu emek zamanı + Artık emek zamanı.
- Zorunlu
emek → işçinin ücretini karşılar.
- Artık
emek → kapitaliste kalan, artık değerin kaynağıdır.
- Sömürü,
bu ikiliğin üzerine kuruludur.
3. Örnek
- Diyelim
ki bir işçi günde 8 saat çalışıyor.
- 4
saat → kendi geçim araçlarının değerini üretir (zorunlu emek).
- 4
saat → kapitalist için artık değer üretir (artık emek).
- İşçi,
görünüşte 8 saatlik emeğinin karşılığını alıyor gibi görünür; gerçekte
yalnızca 4 saatin karşılığını alır.
4. Kapitalist Stratejiler
- Mutlak
artık değer: İşgününü uzatarak zorunlu emek oranını düşürmek.
- Göreli
artık değer: Üretkenliği artırarak zorunlu emek süresini kısaltmak, artık
emek süresini artırmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder