J.L. Mackie, 20. yüzyıl felsefesinin en önemli ve en çok tartışılan etik düşünürlerinden biridir. Onun ahlaki yanılgı teorisi, etik alanında objektif ahlaki gerçeklerin varlığını savunanlara karşı en güçlü meydan okumalardan biridir.
Biyografi
John Leslie Mackie (1917-1981), Avustralyalı bir filozoftur. Sidney Üniversitesi'nde ders verdikten sonra, Oxford Üniversitesi'nde mantık ve metafizik profesörü olarak görev yapmıştır. Felsefenin birçok alanında önemli çalışmalar yapmış olsa da, en çok meta-etik ve din felsefesi üzerine yazdıklarıyla tanınır.
Düşüncesinin Temel Temaları
Ahlaki Yanılgı Teorisi (Moral Error Theory): Mackie'nin en önemli tezidir. Bu teoriye göre, "cinayet yanlıştır" veya "yardımseverlik iyidir" gibi tüm ahlaki iddialarımız sistematik olarak yanlıştır. Bunun nedeni, bu iddiaların referans verdiği objektif ve evrensel ahlaki gerçeklerin basitçe var olmamasıdır. Ahlaki yargılarımız, bizim öznel duygularımızın veya toplumsal kodlarımızın birer yansımasıdır, ancak biz onların objektif gerçekler olduğunu varsayarak yanılırız.
Ahlaki Garabet Argümanı (Argument from Queerness): Bu, Mackie'nin ahlaki gerçekçiliğe karşı en ünlü argümanıdır ve iki ana bölümden oluşur:
Metafiziksel Garabet: Eğer objektif ahlaki değerler var olsaydı, bunlar evrendeki diğer her şeyden çok farklı ve "garip" varlıklar olurdu. Onlar, hem birer nesne hem de eylem yönlendirici (bir şeyi yapmamız gerektiğini söyleyen) birer nitelik olmak zorunda kalırdı. Böylesi garip varlıklar, fiziksel evrenin doğasına aykırıdır.
Epistemolojik Garabet: Bu garip ahlaki gerçekleri nasıl bilebilirdik? Onları algılamak için beş duyumuzdan farklı, özel bir "ahlaki sezgi" ya da algılama yeteneğimizin olması gerekirdi. Bu epistemolojik süreç, bilimsel bilgi edinme yöntemlerimize aykırı olduğu için şüphelidir. Bu argüman, Russ Shafer-Landau'nun ahlaki sezgiye dayanan tezine doğrudan bir cevaptır.
Ahlaki Görecelik Argümanı (Argument from Relativity): Mackie, farklı kültürler ve toplumlar arasındaki ahlaki yargıların ve değerlerin çeşitliliğine dikkat çeker. Bu çeşitliliğin en iyi açıklamasının, ahlakın toplumsal bir ürün olduğu, evrensel ve objektif bir ahlaki gerçekliği yansıtmadığı olduğunu savunur.
Önemli Yapıtları
Ethics: Inventing Right and Wrong (1977): Ahlaki yanılgı teorisini ve ahlaki garabet argümanını detaylı olarak sunduğu temel eseridir. Kitabın başlığı, etiğin dışarıda keşfedilecek bir şey değil, bizim tarafımızdan icat edilecek bir şey olduğunu vurgular.
The Miracle of Theism (1982): Din felsefesi alanındaki bu eserinde, kötülük probleminden yola çıkarak Tanrı'nın varlığına ilişkin argümanları eleştirmiştir.
Bağlamı ve İlişkileri
Russ Shafer-Landau ile Tartışma: Mackie ve Shafer-Landau, meta-etik tartışmasının iki zıt kutbunu temsil eder. Shafer-Landau, objektif ahlaki gerçeklerin var olduğunu savunurken, Mackie bu gerçeklerin var olmadığını iddia eder. Sizin de bahsettiğiniz, "yeni bir evrensel yasa" arayışında olan düşünürler için Mackie'nin tezi, bu arayışın temelden anlamsız olduğunu söyler.
Nihilizm ve Görecelik: Mackie'nin ahlaki yanılgı teorisi, ahlaki nihilizmin (ahlaki değerlerin var olmadığına inanç) güçlü bir biçimidir. Ahlaki görecelik, ahlaki doğruların kültüre bağlı olduğunu söylerken, ahlaki yanılgı teorisi, bu doğruların hiçbir yerde var olmadığını savunarak daha radikal bir pozisyon alır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder