Jacques Rancière (d. 1940), çağdaş Fransız felsefesinin en önemli ve özgün isimlerinden biridir. Siyaset felsefesi, estetik ve eğitim gibi alanlardaki çalışmalarıyla tanınır. Düşüncesi, genellikle Marksist gelenekten kopuşu ve siyaseti, "bölüşüm" (partage) ve "uyuşmazlık" (mésentente) gibi kavramlar üzerinden yeniden tanımlamasıyla öne çıkar.
Hayatı ve Felsefi Gelişimi
Rancière, 1960'lı yıllarda, ünlü Marksist filozof
Louis Althusser'in öğrencisi olarak Paris'te felsefe eğitimi aldı. O
dönemde, Althusser'in liderliğindeki Marksist grup "Cahiers pour
l'analyse"ın bir üyesiydi ve 1968 yılında yayımlanan Kapital'i
Okumak kitabının ortak yazarlarından biriydi. Ancak, 1968 Mayıs
olaylarının ardından Althusser'in katı yapısalcı Marksist yaklaşımından
ayrıldı. Rancière, bu kopuşu, Althusser'in, işçi sınıfının kendi deneyimlerini
ve eylemlerini göz ardı ederek, onları sadece teorik bir yapıya indirgemesini
eleştirerek açıklamıştır. Bu ayrılık, onun felsefesinin temelini oluşturan, "öznelerin"
kendi politikalarını nasıl oluşturduğuna dair yeni bir arayışın başlangıcı
oldu.
Ana Düşünceleri
Rancière'in düşüncesi, siyaseti sadece hükümetin yönetimi veya iktidar
mücadelesi olarak değil, aynı zamanda eşitliğin sahneye konması olarak
ele alır.
- Siyaset
ve Polis: Rancière, "siyaset"
(politics) ve "polis" (police) arasında radikal bir ayrım
yapar.
- Polis: Mevcut
düzenin korunması, var olan hiyerarşinin sürdürülmesi ve toplumsal
konumların belirlenmesiyle ilgilidir. Bu, idari ve yönetici bir işlevdir.
Polisin mantığına göre, her bireyin ve her grubun toplumda bir yeri
vardır.
- Siyaset: Tam
tersine, siyaset, mevcut "polis" düzenine meydan okuyan, hiçbir
yeri olmayanların sesini duyurmasıyla ortaya çıkar. Siyaset, eşitliğin
bir eylem olarak ortaya çıkmasıdır.
- Uyuşmazlık
(Mésentente): Bu kavram, Rancière'in siyaset anlayışının
merkezinde yer alır. Uyuşmazlık, sadece bir yanlış anlaşılma veya çatışma
değil, esas olarak "kimin konuşma hakkına sahip olduğu"
konusunda bir anlaşmazlıktır. Siyaset, bu "uyuşmazlığın" bir
sonucudur. Toplumda sesi duyulmayanlar, "biz de varız" diyerek
bu uyuşmazlığı başlatır ve böylece siyaseti mümkün kılar.
- Duyulur
Olanın Bölüşümü (Partage du sensible): Bu, Rancière'in estetik
ve siyaset felsefesi arasındaki bağı kurduğu en önemli kavramlarından
biridir. O, sanatı ve siyaseti, "duyulur olanın bölüşümü" olarak
tanımlar. Yani, hangi şeylerin görülebilir, duyulabilir ve hissedilebilir
olduğuna dair bir düzen vardır. Siyaset ve sanat, bu düzeni bozmaya ve
yeni bir bölüşüm yaratmaya çalışır.
Başlıca Yapıtları
- Cehaletin
Hocası: Entelektüel Emansipasyon Üzerine Beş Ders (1987):
Eşitlik ve eğitim üzerine radikal fikirlerini sunduğu en bilinen eseridir.
- Uyuşmazlık:
Siyaset ve Felsefe (1995): Rancière'in siyaset ve felsefe
arasındaki radikal ayrımını ve temel kavramlarını detaylandırdığı
kitaptır.
- Duyulur
Olanın Bölüşümü: Estetik ve Politika (2000): Sanat ve siyaset
arasındaki ilişkiyi, "görülebilir olanı yeniden bölüşme" fikri
üzerinden kurduğu önemli bir eserdir.
Jacques Rancière, siyasetin her zaman eşitsizliğin olduğu bir dünyada,
eşitliğin bir eylem olarak nasıl ortaya çıktığını gösteren, özgün ve ufuk açıcı
bir düşünürdür. Onun çalışmaları, günümüzde sosyal hareketler, sanat ve eğitim
alanındaki tartışmalar için önemli bir referans kaynağı olmaya devam
etmektedir.
Rancière'in hangi kavramını daha derinlemesine incelemek istersiniz?
Örneğin, "cehaletin hocası" kavramını veya siyaset ve sanat
arasındaki ilişkiyi ele alabiliriz.
"Uyuşmazlık: Siyaset ve Felsefe" - Bir Yapıt İncelemesi
Jacques Rancière'in 1995 tarihli Uyuşmazlık:
Siyaset ve Felsefe (orijinal adı: La Mésentente: Politique et
philosophie) adlı eseri, onun siyaset felsefesinin en temel kavramlarını
ortaya koyduğu ve kendi düşünsel konumunu belirlediği en önemli kitaplarından
biridir.
Bu yapıtın merkezinde, Rancière'in "siyaset" ve "felsefe"
arasındaki ilişkiyi sorgulaması ve bu iki kavramı radikal bir şekilde ayırması
yer alır.
Kitabın Temel Amacı ve Ana Argümanı
Rancière bu kitabında, siyasetin ne olduğunu anlamak için felsefenin
geleneksel yaklaşımlarını eleştirir. Felsefe tarihi boyunca, Platon'dan Hegel'e
kadar pek çok düşünür, siyaseti bir düzen, bir birlik veya bir konsensüs
(uzlaşma) meselesi olarak görmüştür. Rancière ise, siyasetin bu düzenin
dışına çıkan bir eylem olduğunu savunur.
Bu bağlamda kitabın ana argümanı, siyasetin bir "uyuşmazlık"
(mésentente) anında ortaya çıktığıdır.
"Uyuşmazlık" Kavramının Anlamı
Rancière için "uyuşmazlık", sadece bir yanlış anlaşılma veya bir
çatışma değildir. Bu kavram, "kimin konuştuğu ve neyin konuşulmaya
değer olduğu" konusunda bir anlaşmazlığı ifade eder.
- Örnek: Bir
toplumda, işçi sınıfı uzun süre yoksulluk ve eşitsizlik içinde yaşar,
ancak bu durum "doğal" veya "kaçınılmaz" olarak
görülür. İşçilerin sesi, kamu alanında "duyulmaz". Rancière'e
göre siyaset, bu "duyulmaz" olanların seslerini duyurmaya
başladığı an başlar. İşçiler, "Bizim de sesimiz var ve yaşadıklarımız
siyasi bir sorundur" dediğinde, bu bir "uyuşmazlık" anıdır.
Çünkü onlar, mevcut düzenin sınırlarını ve kurallarını sorgulamaktadır.
Kitabın İki Ana Eksen İçinde İncelenmesi
- Siyaset
vs. Polis (Yönetim): Kitabın ilk bölümünde Rancière, yukarıda
bahsettiğimiz gibi "polis" (yönetim) ve "siyaset"
arasında ayrım yapar. "Polis" düzenin korunması ve idari
işlevleri ele alırken, "siyaset" bu düzeni bozan, adeta
"fazlalık" olanların eylemidir.
- Siyaset
vs. Felsefe: Rancière, felsefenin genellikle siyaseti,
yani uyuşmazlığı, kendi rasyonel ve düzenleyici mantığına tabi kılmaya
çalıştığını öne sürer. Felsefe, siyasetin kaosunu bir düzene sokmayı
hedefler. Ancak Rancière'a göre, siyaset bu "düzen" arayışından
kaçar ve her zaman bir uyuşmazlık anı olarak kendini gösterir.
Bu kitap, Rancière'in sadece bir siyaset kuramcısı değil, aynı zamanda felsefenin kendi sınırlarını da sorgulayan bir düşünür olduğunu gösterir. Uyuşmazlık, onun daha sonraki eserlerinde geliştireceği "estetik" ve "duyulur olanın bölüşümü" gibi kavramların da temelini atmıştır.
Rancière'in "Devlet" Kavramı Üzerine
Düşünceleri
Jacques Rancière, "devlet" kavramını geleneksel siyaset
felsefesinden farklı bir şekilde ele alır. Onun için devlet, bir birlik veya
ideal bir yapıdan ziyade, "polis" adını verdiği bir yönetim
işlevidir. Bu bağlamda, devletin temel işlevi, Rancière'in tanımladığı siyasetin
(eşitliğin sahneye konması) tam tersidir.
Rancière'in devlete yönelik düşüncelerini anlamak için, onun polis
ve siyaset arasındaki radikal ayrımına geri dönmeliyiz.
- Devlet
bir "Polis" Formudur:
- Rancière
için devlet, temel olarak bir "polis" düzenini sürdüren
bir aygıttır. "Polis" kelimesi, Rancière'de sadece kolluk
kuvvetlerini değil, aynı zamanda idari düzeni, hiyerarşiyi ve toplumsal
konumların dağılımını ifade eder.
- Devletin
mantığına göre, her bireyin ve her grubun toplumda bir yeri, bir işlevi
vardır. Bu, devletin mevcut eşitsizlikleri ve hiyerarşiyi koruyan bir
mekanizma olduğu anlamına gelir. Örneğin, kimin konuşma hakkına sahip
olacağı, kimin hangi işi yapacağı ve toplumda kimin
"duyulabilir" olduğu bu "polis" düzeni tarafından
belirlenir.
- Siyaset
Devletin Mantığına Karşıdır:
- Rancière'e
göre siyaset, devletin (polis düzeninin) bu mantığına meydan
okuyan bir eylemdir. Siyaset, "hiçbir yeri olmayanların", yani
polis düzeni içinde sesi duyulmayanların ve tanınmayanların, "biz de
varız" diyerek bu düzeni bozmasıyla ortaya çıkar.
- Bu
nedenle, siyaset devletin bir işlevi veya hedefi değildir; aksine,
devletin yönetimiyle uyuşmazlık içindedir.
- Devlet
Bir Siyasi Aktör Değil, Bir Yönetim Aracıdır:
- Rancière'in
düşüncesinde devlet, siyasi bir aktör olarak değil, daha çok bir yönetim
aygıtı olarak görülür. Devlet, siyasetin olmadığı bir düzeni tesis
etmeye ve sürdürmeye çalışır.
- Siyasetin
asıl kaynağı ise, devlet aygıtının dışında kalan veya onunla çatışan halk
hareketleri, protestolar ve eşitlik talep edenlerdir. Bu eylemler,
devletin dayattığı hiyerarşiyi sorgular ve siyasetin imkanını açar.
Özetle, Rancière'e göre devlet, statükoyu koruyan ve eşitsizlikleri meşrulaştıran bir yönetim aygıtıdır. Siyaset ise, bu eşitsizliklere karşı durarak, devletin koyduğu sınırları aşan ve yeni bir eşitlik alanı yaratan bir eylemdir.
📘 Jacques Rancière –
Türkçe Çeviri Eserleri
- Rancière,
J. (2014). Siyasetin Kenarında (Çev. A. Yılmaz). İstanbul: Metis
Yayınları.
- Rancière,
J. (2016). Estetik Üzerine Onbir Tez (Çev. A. Yılmaz). İstanbul:
Metis Yayınları.
- Rancière,
J. (2019). Cahil Hoca: Entelektüel Emansipasyon Üzerine (Çev. A.
Yılmaz). İstanbul: Metis Yayınları.
- Rancière,
J. (2020). Sanatın Politikası (Çev. A. Yılmaz). İstanbul: Metis
Yayınları.
📖 Rancière Üzerine Türkçe
Akademik Çalışmalar
- Karakaş,
M. (2021). Jacques Rancière’de siyasal olanın estetik rejimi. Felsefe
ve Sosyal Bilimler Dergisi, 6(2), 45–62.
- Demir,
S. (2020). Rancière’de eşitlik fikri ve radikal demokrasi. İstanbul
Üniversitesi Felsefe Dergisi, 30(1), 89–104.
- Yıldız,
A. (2018). Jacques Rancière’in siyaset felsefesinde dissensus kavramı. Ankara
Üniversitesi SBF Dergisi, 73(2), 215–230.
- Özkan,
B. (2017). Rancière’de eğitim ve özgürleşme: Cahil Hoca’nın pedagojik
siyaseti. Eğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi, 4(1), 33–48.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder