Hakikat sonrası, duyguların ve algıların nesnel gerçeklerin önüne geçtiği bir dönemi tanımlar. Dijital teknolojilerdeki hızlı gelişmeler, eleştirel filtrelere sahip olmayan bireylerin “gerçeklik algısı”nı bulanıklaştıran bir ortamda kalmalarına yol açıyor. Bu muğlak zemini ise devletler, büyük şirketler ve siyasetçiler kendi çıkarları doğrultusunda ustalıkla kullanıyor.
Algoritmalar, modern seçim kampanyalarının perde arkası mimarları haline geldi. Uluslararası rekabet de kamuoyu kazanma savaşlarıyla iç içe örülüyor. Doğruluğu yitirmeye çok yaklaştık; hiçbir şeye güvenmez hale geldik. Düşünürler bu karmaşık tabloya çözümler üretmek için disiplinler arası yaklaşım çağrısında bulunuyor. Bu zorluğu aşmak için eleştirel akıl yürütme, teknoloji etiği ve medya okuryazarlığı konularında bilinçlenmek gerektiği tartışılıyor. — B. Berksan
Hakikat Sonrası (Post-Truth) kavramı, 21. yüzyılda kamusal
hakikat iddiaları üzerindeki yaygın tartışmaları ve endişeleri ifade eden bir
terimdir. Bu durum, nesnel gerçeklerin kamuoyunu şekillendirmede kişisel
duygular ve inançlar kadar etkili olmadığı koşulları tanımlar. Hakikat sonrası
çağda, kamuoyunu etkilemek isteyenlerin, gerçek olgulardan ziyade, izleyicinin
duygularını ve inançlarını tatmin edecek söylemler yaratmaya odaklanması
gerektiği belirtilir.
Hakikat Sonrası (Post-Truth) Kavramının Ortaya Atılma Gerekçeleri
1. Tarihsel Kökenler
Hakikat sonrası kavramı ilk olarak 1992’de Steve Tesich
tarafından “The Watergate Syndrome: A Government of Lies” başlıklı makalesinde
hükümet yalanları ve kamuoyunun doğruluktan uzaklaşmasını tanımlamak amacıyla
kullanıldı. Ardından 2004’te Ralph Keyes, “The Post-Truth Era: Dishonesty in
Contemporary Life” adlı çalışmasında modern toplumda dürüstlüğün çöküşünü ve
duyguların nesnel gerçeklerin önüne geçişini ayrıntılı biçimde ele aldı.
2016’da Oxford Sözlüğü, “post-truth”u yılın kelimesi seçerek nesnel olguların
kamuoyu oluşturmada duygulardan daha az etkili hale gelmesine vurgu yaptı.
2. Sosyo-Kültürel ve Teknolojik Faktörler
• Siyasi iletişimde duyguların ve kişisel inançların nesnel
gerçeklerden daha fazla öne çıkması, medya okuryazarlığının henüz yeterince
gelişmemiş olmasıyla birleşti. • Sosyal medya ve dijital platformlardaki
içeriğin hızla yayılması, doğruluğu kanıtlanmamış bilgilerin kontrolsüz biçimde
çoğalmasını kolaylaştırdı. • Onaylama yanılgısı (confirmation bias) nedeniyle
bireyler dünya görüşlerini destekleyen, ancak nesnel temeli zayıf bilgileri
daha yüksek bir güvenle benimsedi.
3. Felsefi ve Entelektüel Zeminin Hazırlanması
Postmodern düşüncenin mutlak veya evrensel hakikat
iddialarını sorgulaması, hakikatin yoruma indirgeneceği bir dönemin kapısını
araladı. Din ve felsefe alanlarında başlayan güven kaybı, zamanla bilimin de
otoritesinin sorgulanmasına yol açarak “hakikat sonrasının” felsefi altyapısını
güçlendirdi.
Bu üç ana gerekçe, hakikat sonrası kavramının siyaset, medya
ve akademide neden giderek daha fazla konuşulduğunu ve günümüzde hâlâ önemini
koruduğunu açıklar.
Hakikat Sonrası-Post-Truth, Doç. Dr. Zühal FİDAN BARİTCİ,
İletişim Ansiklopedisi
Post-Truth Kavramı Üzerine Yeniden Düşünmek, Ferdi Selim, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Kaygı Dergisi
Hakikat Sonrası Çağın Nedenleri ve Koşulları
Hakikat sonrası siyasetin ortaya çıkışında çeşitli faktörler
rol oynamaktadır:
- Kurumlara
Güvensizlik: Büyük toplumsal kurumlara, siyasi partilere, hükümete,
haber medyasına ve sosyal medyaya duyulan güvensizlik, hakikat sonrası
siyasetin koşullarını yaratır.
- Yanlış
Bilginin Yayılması: Günümüzde herkesin haber niteliği taşıyan
içerikler (sahte haberler) oluşturup dolaşıma sokabilmesi, bu durumu
körüklemektedir. Yapay zeka tarafından üretilen uzmanlık ve sosyal medya
kullanımının artması, yanlış bilginin ve uydurma bilginin yayılmasına
katkıda bulunarak bir "Güven Krizi"ne yol açmıştır.
- Algoritmaların
Rolü: Sosyal medya platformlarının algoritmaları, sansasyonelliği ve
duygusal tepkileri tetikleyen içeriği önceliklendirerek yanıltıcı
bilgilerin hızla yayılmasına neden olmaktadır. Bu algoritmalar,
kullanıcıların mevcut siyasi görüşlerini pekiştiren "yankı
odaları" ve "filtre baloncukları" oluşturarak kutuplaşmayı
derinleştirebilir.
- Medya
Manzarasındaki Değişimler: Ana akım haber kuruluşlarında tarafsızlığın
azalması ve duygusallığın artması, 24 saatlik haber döngüsü ve PR odaklı
siyasetçilerin yükselişi gibi eğilimler de hakikat sonrası döneme katkıda
bulunmaktadır.
Hakikat Sonrası Konusunda Çalışan Düşünürler ve Görüşleri
Hakikat sonrası kavramı, felsefi tartışmalarda farklı
düşünürler tarafından çeşitli açılardan ele alınmaktadır:
- Byung-Chul
Han:
- Güney
Koreli filozof Byung-Chul Han, "şeffaflık toplumu" tezleriyle
tanınır. Han, şeffaflığı neoliberal piyasa güçleri tarafından yaratılan
kültürel bir norm olarak eleştirir ve bunu "pornografik sınıra
yaklaşan gönüllü ifşaata yönelik doyumsuz bir arzu" olarak tanımlar.
- Han'a
göre, bilginin kolayca elde edilebilir olduğu günümüz toplumunda,
toplumsal sistem güvenden kontrole geçiş yapmıştır. Şeffaflık toplumu bir
güven toplumu değil, bir kontrol toplumudur.
- Sosyal
medyanın giderek "dijital panoptikonlara" benzediğini, toplumu
disipline ettiğini ve sömürdüğünü savunur. Bu durum,
"ötekiliği" ortadan kaldırarak zorunlu bir uyuma yol açar ve
baskın sistemi istikrara kavuşturur. Han, "ötekinin sessiz sesinin,
aynılığın gürültüsü tarafından boğulduğunu" belirtir; bu da
iletişimin hızlandırılmış bir bilgi alışverişine dönüşmesine ve
bireylerin kendilerini sergilediği "benlik sergi alanlarına"
ayrışmasına yol açar.
- Slavoj
Žižek:
- Žižek,
post-ideolojik veya post-politik bir dünyada yaşadığımız yönündeki yaygın
fikir birliğine meydan okur. Bu fikir birliğinin "arşideolojik
fantezi" olarak adlandırdığı şeye ses verdiğini savunur.
- Günümüz
siyasetini anlamak için farklı bir ideoloji kavramı önerir; ideolojinin
işleyişini tanımlayan formülün "bilmiyorlar ama yapıyorlar"
olmadığını, aksine "ideolojik sinizm" olarak adlandırdığı şey
olduğunu iddia eder.
- Bilgi
ve inanç arasında önemli bir ayrım yapar ve bilinçaltı inançların
kapsamının ve doğasının siyasi olarak belirleyici olduğunu ileri sürer.
İnsanların belirli bir siyasi lideri veya politikayı neden
desteklediklerini açıkça ifade edemeseler bile, bu durumun siyasi olarak
önemli olduğunu belirtir.
- Friedrich
Nietzsche:
- Nietzsche
bazen hakikat sonrası teorilerinin öncüsü olarak anılır. O, insanların
iyi ve adil olanı tanımladıkları kavramları yarattığını, böylece hakikat
kavramını değer kavramıyla değiştirdiğini ve gerçekliği insan iradesine
ve iktidar istencine dayandırdığını savunur.
- Nietzsche'nin
radikal yaklaşımı, genellikle hakikatin basit bir reddi olarak yanlış
anlaşılsa da, aslında hakikat arayışını neden değerli gördüğümüzü ve
değerinin bazen güzellik, yaratıcılık veya iktidar gibi başka değerler
tarafından geçersiz kılınıp kılınamayacağını sorgular.
- Nietzsche'nin
şüphecilik tavsiyesi, günümüzdeki sahte haberler ve infodemiler çağında,
hakikatin imkanını inkar etmek değil, tartışmanın tüm taraflarını neyin
motive ettiğini sormaktır.
- Massimo
Dell'Utri:
- Dell'Utri,
"epistemolojik bir pusula" fikrini ortaya atar ve bunun,
hakikat sonrası pozisyonların savunucularının sapkınca inkar etmeye
çalıştığı ortak bir nesnellik sezgisi sağladığını iddia eder.
- Hakikat
sonrası durumun, olguların sıradan anlamda inkarı ile ilgili olmadığını,
aksine olguların öneminin anlaşılması gereken ayrıcalıklı bir bağlamın
inkarı ile ilgili olduğunu savunur. Bu durum, epistemolojik pusulaların
çoğulluğunu ima eder ve bu da metaforun etkinliğini zayıflatır.
- Ralph
Keyes:
- Ralph
Keyes, "Hakikat Sonrası Çağ" adlı eserinde, hakikat sonrası
durumun doğrudan bir sonucu olarak "post-doğruluk"
(post-veracity) kavramını ortaya koymuştur. Bu, kamusal söyleme duyulan
güven eksikliğini içerir; bu güven eksikliği, içeriğin doğru veya
bilimsel olarak kanıtlanabilir olmasından değil, mesajın izleyici
tarafından istenmeyen gizli bir amaca hizmet edebileceği inancından
kaynaklanır.
- Moustafa
Bayoumi:
- Amerikalı
akademisyen Moustafa Bayoumi, 2003 Irak Savaşı'nın hakikat sonrası çağı
başlattığını ve bunun sorumlusunun Amerika Birleşik Devletleri olduğunu
savunmuştur.
Moustafa Bayoumi'nin Tezi
Bayoumi, 2003 Irak Savaşı'nın, "Hakikat Sonrası" çağının miladı olduğunu savunur. Bu tezin temel dayanağı, savaşın meşruiyetini sağlayan bilginin, Amerikan devleti ve müttefikleri tarafından bilinçli olarak manipüle edildiği ve kontrol altında tutulduğu iddiasıdır. Savaşın gerekçesi olan kitle imha silahlarının var olmadığı ortaya çıktığında dahi, kamuoyunun büyük bir kısmının bu duruma kayıtsız kalması, Bayoumi'ye göre gerçeğin önemini yitirdiğinin en net kanıtıdır.
"İliştirilmiş Gazeteciler" ve Hakikat Kontrolü
"İliştirilmiş gazeteciler" (embedded journalists) kavramı, bu tezin en kritik unsurlarından biridir.
Tanımı: Askeri birliklerle birlikte hareket eden ve onların gözetiminde haber yapan gazetecilerdir. Bu sistem, gazetecilere savaş alanına benzersiz bir erişim sağlamış gibi görünse de, aslında onların bakış açılarını ve haber kaynaklarını büyük ölçüde kısıtlamıştır.
Hakikat Kontrolü Mekanizması: Bayoumi'ye göre, bu uygulama iki temel amaca hizmet etmiştir:
Tek Tarafın Hikayesini Sunmak: Gazeteciler sadece askeri yetkililerin ve askerlerin bakış açısıyla sınırlı kalmıştır. Bu durum, sivil kayıplar, savaşın yıkımı ve yerel halkın deneyimleri gibi savaşın diğer gerçeklerinin arka planda kalmasına neden olmuştur.
Duygusal Bağ Kurdurmak: Savaşın "insani" yüzünü, yani askerlerin hikayelerini ön plana çıkararak, izleyicinin gerçeklerin soğukluğundan ziyade duygusal bağlarla hareket etmesini sağlamıştır.
Bu sistem, Baudrillard'ın "hipergerçeklik" kavramına mükemmel bir örnek teşkil eder: Televizyon ekranlarında izlenen, kontrollü ve duygusal olarak paketlenmiş savaş temsili, savaşın ham ve karmaşık gerçekliğinin yerini almıştır. Aynı zamanda Foucault'nun "hakikat rejimleri" teorisine somut bir uygulama sunar; zira güçlü bir devlet, kendi amaçları için kamusal bir hakikati nasıl inşa edebileceğini göstermiştir.
Bayoumi'nin tezi, "Hakikat Sonrası"nı sadece bir teknolojik veya kültürel eğilim olarak değil, aynı zamanda politik iktidarın bilinçli bir aracı olarak ele almamız gerektiğini güçlü bir şekilde savunur.
Epistemolojik Çıkarımlar ve Zorluklar
Hakikat sonrası çağ, bilginin, hakikatin ve güvenin doğasına
ilişkin derin epistemolojik sonuçlar doğurmaktadır:
- Bilgi
ve Sözde Bilgi Arasındaki Çizginin Bulanıklaşması: Yapay zeka
sistemleri, temel veri kalitesi, önyargılar veya sınırlamalar dikkate
alınmaksızın, sıklıkla tartışılmaz gerçekler olarak ele alınmaktadır. Bu
yanlış yerleştirilmiş güven, hatalı veya eksik bilgilere dayalı kararlara
yol açabilir.
- Yorumlanabilirlik
Sorunu: YZ algoritmalarının "kara kutu" doğası, iç
işleyişlerinin anlaşılamaması nedeniyle etik ve pratik endişeler yaratır.
Bu durum, YZ sistemlerini daha yorumlanabilir hale getirmeyi amaçlayan
"açıklanabilir YZ" (XAI) alanının ortaya çıkmasına neden
olmuştur.
- Güven
Krizi: Kurumlara duyulan güvenin aşınması, yanlış bilginin
yayılmasının neden olduğu zararı artırmaktadır. Medya, hükümet ve eğitim
sistemleri gibi bir zamanlar güvenilir kabul edilen kurumlar artık
şüpheyle karşılanmaktadır.
- Nesnelliğin
Reddi: Postmodernist epistemoloji, nesnel bilgiyi, rasyonelliği ve
evrensel hakikati reddederek, insan bakış açılarının çeşitliliğini ve
karmaşıklığını vurgular ve hakikatin kültüre ve bağlama göreceli olduğunu
savunur.
Hakikat sonrası, sadece bir bilgi sorunu değil, aynı zamanda toplumsal güvenin, demokratik süreçlerin ve bireysel algıların temelden sarsıldığı karmaşık bir felsefi ve toplumsal durumdur. Bu durum, felsefeyi, bilginin ve hakikatin yeniden tanımlanması, eleştirel düşünmenin teşvik edilmesi ve dijital çağın getirdiği yeni zorluklara etik yanıtlar bulunması konusunda merkezi bir konuma yerleştirmektedir.
Hakikat Sonrasıyla Mücadelede Düşünürlerin Önerdiği Çözümler
Gerçekliğin belirsizleştiği “post-truth” çağında filozoflar,
yalnızca bilgiye erişimi değil, bilginin nasıl üretildiğini,
değerlendirildiğini ve paylaşıldığını da sorguluyor.
1. Epistemik erdemlerin güçlendirilmesi
- Eleştirel
akıl yürütme: Martha Nussbaum ve Shannon Vallor’un işaret ettiği gibi,
bireylere bilgi iddialarını sorgulama, gerekçeleri ve karşı argümanları
değerlendirme becerisi kazandırılmalı.
- Epistemik
alçakgönüllülük: Vallor’un “mütevazılık” erdemi gibi, kendi bilgi
sınırlarını ve önyargılarını tanımak; hataya açık olmak.
- Çoğulcu
perspektif: Tek bir kaynağa değil, farklı bakış açılarına başvurarak
“gerçek” hakkında daha dengeli bir resim oluşturmak.
2. Medya ve dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılması
- Eğitim
programları: John Dewey’den bu yana savunulan demokratik eğitimin bir
uzantısı olarak, okullarda ve yetişkin eğitiminde medya çözümlemesi,
sosyal medya dinamikleri ve algı yönetimi üzerine dersler.
- Pratik
atölyeler: Doğruluk kontrolü (fact-checking), duygu-bilgi ayrımı,
kaynak sorgulama egzersizleri.
- Kamu
kampanyaları: Devlet ve sivil toplum işbirliğiyle “doğruluğunu
sorgula” gibi etiketleme ve bilgilendirme projeleri.
3. Katılımcı kamusal tartışma mekanizmaları
- Deliberatif
demokrasiler: Jürgen Habermas’ın “kamusal alan” idealine dayanarak,
karma seçmeli yurttaş meclisleri veya dijital fora aracılığıyla gerçeklere
dayalı toplumsal tartışmaları teşvik etmek.
- Minipublikler:
Rastgele seçilen yurttaşların bir araya gelip uzmanlarla, gazetecilerle
birlikte bilgi meselelerini derinlemesine ele alması.
- Şeffaf
süreçler: Karar alma ve politika önerileri yuvarlak masa
toplantılarında belgelenip halkla paylaşılarak güven inşa edilmesi.
4. Kurumsal ve teknolojik denetim araçları
- Fact-checking
altyapısı: Bağımsız, sivil toplum destekli doğruluk kontrolü ağları;
otomatik etiketleme ve uyarı sistemleri.
- Algoritmik
şeffaflık: Platformlarda içerik öneri ve sıralama algoritmalarının
mantığının açıklanması, siyasal içeriklerde etki analizlerinin
yayınlanması.
- Yasal
düzenlemeler: Avrupa’nın Dijital Hizmetler Yasası (DSA), UNESCO’nun
etik ilkeleri gibi çerçevelerle platform sorumluluğunun tanımlanması.
5. Bilginin kaynağını ve zincirini güvenceye alma
- Provenans
teknolojileri: Blockchain ya da benzeri kayıt sistemleriyle haber,
rapor ve veri setlerinin “kim tarafından nasıl üretildiği” belgelenip
izlenebilir kılınması.
- Açık
veri politikaları: Kamusal kurumların ve üniversitelerin araştırma
verilerini, metodolojilerini ve sonuçlarını açık erişime sunması;
şeffaflık portalları.
- Akademik–endüstri
işbirlikleri: Üniversitelerin, bağımsız düşünce kuruluşlarının ve
medyanın ortak “bilgi güveni” projeleri yürüterek topluma doğru bilgi
akışını garanti altına alması.
Bu beş yaklaşım, hakikat sonrası çağın karmaşıklığıyla başa
çıkmanın hem bireysel hem toplumsal hem de kurumsal boyutlarını kapsıyor.
Erdemden Teknolojiye: Post-Truth’la Mücadele Okuma Rehberi
Bu rehber, post-truth çağında hakikatle yeniden bağ kurmak
için beş temel eksende okunması gereken metinleri, düşünürleri ve uygulamaya
dönük adımları bir araya getiriyor. Her bölüm kendi içinde kısa bir kavramsal
çerçeve, önerilen okumalar, kritik sorular ve pratik alıştırmalar içeriyor.
1. Epistemik Erdemleri Geliştirmek
Bu bölüm, bireysel düzeyde doğru bilgiye ulaşma becerilerini
güçlendirecek erdemleri ele alır.
- Kavramsal
Çerçeve Eleştirel akıl yürütme, epistemik alçakgönüllülük ve çoğulcu bakış
açısı.
- Önerilen
Okumalar
- Martha
Nussbaum, “Not for Profit: Why Democracy Needs the Humanities”
- Shannon
Vallor, “Technology and the Virtues: A Philosophical Guide to a Future
Worth Wanting”
- Kritik
Sorular
- Kendi
bilgi kaynaklarımı nasıl çeşitlendirebilirim?
- Hangi
önyargılarımı tanıyor ve nasıl aşmaya çalışıyorum?
- Pratik
Alıştırma
- Her
gün karşılaştığın bir haber veya sosyal medya gönderisinin dayandığı
kanıtları listele.
- Karşı
argüman bul ve “hakikat iddiasına” karşı en güçlü iki itirazı yaz.
2. Medya ve Dijital Okuryazarlığı Artırmak
Medya araçlarının nasıl çalıştığını anlamak, dezenformasyon
döngüsünü kırmanın temel yoludur.
- Kavramsal
Çerçeve Kaynak değerlendirme, duygu-bilgi ayrımı ve platform dinamikleri.
- Önerilen
Okumalar
- John
Dewey, “Democracy and Education” (Medya okuryazarlığını demokratik
katılım bağlamında işler)
- Renee
Hobbs, “Digital and Media Literacy: A Plan of Action”
- Kritik
Sorular
- Bir
içeriğin “duygusal yüklü” olup olmadığını nasıl anlarım?
- Hangi
yöntemlerle hızla yayılan yanlış bilgiyi tespit edebilirim?
- Pratik
Alıştırma
- Bir
makale veya video seç ve her iddia için “kim, ne zaman, nerede”
sorularını cevaplayarak kaynak zincirini çıkar.
- Doğruluk
kontrolü araçları (ör. malumatfuruş.net) kullanarak sonucu raporla.
3. Katılımcı Kamusal Tartışma Mekanizmaları
Toplumsal düzeyde hakikat odaklı ortak aklı yeniden
canlandırmak için araçlar sunar.
- Kavramsal
Çerçeve Deliberatif demokrasi, Habermas’ın kamusal alan kuramı,
minipublikler.
- Önerilen
Okumalar
- Jürgen
Habermas, “The Structural Transformation of the Public Sphere”
- James
S. Fishkin, “When the People Speak: Deliberative Democracy and Public
Consultation”
- Kritik
Sorular
- Dijital
platformlarda nasıl eşit söz hakkı sağlanır?
- Sınırlı
sayıda katılımcı ile genel toplumu temsil etmek mümkün mü?
- Pratik
Alıştırma
- Küçük
bir grup içinde belirli bir toplumsal konuyu tartışacak yuvarlak masa
oturumu tasarla.
- Katılımcıların
gündem dışı konuşmasını engelleyecek moderasyon kuralları oluştur.
4. Kurumsal ve Teknolojik Denetim Araçları
Platformların ve kurumların şeffaflığı, dezenformasyonla
mücadelede kritik bir bileşendir.
- Kavramsal
Çerçeve Fact-checking altyapısı, algoritmik şeffaflık, yasal düzenlemeler.
- Önerilen
Okumalar
- Avrupa
Birliği Dijital Hizmetler Yasası (DSA) metni
- UNESCO,
“Recommendation on the Ethics of Artificial Intelligence”
- Kritik
Sorular
- İçerik
öneri algoritmalarında hangi etki analizleri yayımlanmalı?
- Bağımsız
doğruluk kontrolü nasıl finanse edilmeli?
- Pratik
Alıştırma
- Popüler
bir sosyal medya platformunun “öneri mekanizması”nı adım adım
belgeleyerek şeffaflık raporu hazırla.
- Kendi
ülken için basit bir Dijital Hizmetler Kanunu taslağı oluştur.
5. Bilginin Kaynağını ve Zincirini Güvenceye Alma
Doğru bilgi akışını sağlamanın teknik yolu, üretim ve
dağıtım süreçlerine izlenebilirlik katmaktan geçer.
- Kavramsal
Çerçeve Provenans (kaynak izleme), açık veri politikaları,
akademik-endüstri işbirlikleri.
- Önerilen
Okumalar
- Maurizio
Ferraris, “Manifesto of New Realism” (Gerçekliğe ontolojik güven aşılar)
- Tim
Berners-Lee ve arkadaşları, “The SOLID Project” (Veri mülkiyeti ve
izlenebilirlik üzerine)
- Kritik
Sorular
- Blockchain
temelli kayıtlar haber güvenini nasıl etkiler?
- Açık
veri platformlarında hangi meta veriler zorunlu olmalı?
- Pratik
Alıştırma
- Seçtiğin
bir haber kaynağı için zincir haritası oluştur: üretici, editör,
yayımlayan, dağıtan.
- Kısa
bir prototip uygulama çizimi ile doğruluk ve izlenebilirlik işlevlerini
göster.
Son bölüm Chat GPT ile oluşturulmuştur.
Kaynaklar:
Keyes, R. (2020). Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma (Çev. M. Aydın). İstanbul: Say Yayınları. → Kavramın kültürel ve siyasal kökenlerine dair kapsamlı bir inceleme.
Alpay, Y. (2021). Yalanın Siyaseti. İstanbul: Destek Yayınları. → Hakikat sonrası çağda siyasal söylemin dönüşümü ve medya ilişkisi.
Rendueles, C. (2017). Sosyofobi: Dijital Ütopya Çağında Siyasal Değişim (Çev. A. Yılmaz). İstanbul: Metis Yayınları. → Dijital çağda hakikat, siyaset ve toplumsal dönüşüm üzerine eleştirel bir yaklaşım.
Makaleler
Akyasan, D. & Sungur, E. (2024). “Görünüş ve Gerçeklik Arasında Hakikat Sonrası: Post-Truth Söyleme Eleştirel Bir Bakış.” Muhakeme Dergisi, 2(1), 45–62. → Kavramın felsefi temelleri ve medya söylemi üzerinden eleştirisi.
Altun, F. (2022). “Sosyolojik Teori Bağlamında Post-Truth Anlatısının Eleştirisi.” Erciyes İletişim Dergisi, 9(1), 249–267. → Hakikat sonrası çağın sosyolojik etkileri ve bilgi üretimi süreçleri.
Karslı, A. (2021). “Hakikat Sonrası Dönemde Bilgi ve Gerçeklik Algısı.” İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 1(2), 115–130. → Bilgi ve gerçeklik kavramlarının dönüşümü üzerine kuramsal bir inceleme.
Yıldırım, M. E. (2023). “Post-Truth Çağında Siyasal Manipülasyon ve Algı Yönetimi.” Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 49(3), 321–340. → Siyasal iletişimde hakikat sonrası stratejiler ve algı yönetimi teknikleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder