Gayatri Chakravorty Spivak, postkolonyal düşüncenin en önemli ve aynı zamanda en zorlu figürlerinden biridir. Onun çalışmaları, sadece sömürgeciliği değil, aynı zamanda bilginin, kimliğin ve iktidarın en temel yapısını da sorgular.
Gayatri Chakravorty Spivak: Biyografi ve Felsefesi
Biyografi
- Doğumu
ve Eğitimi: Spivak, 1942'de o zamanki adıyla Kalküta, Hindistan'da
doğdu. Kalküta Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra ABD'ye gitti. Burada
Cornell Üniversitesi'nde Jacques Derrida'nın öğrencisi Paul de Man'den
ders aldı ve bu, onun düşüncesini derinden etkiledi.
- Akademik
Kariyeri: Uzun yıllar Columbia Üniversitesi'nde profesör olarak görev
yaptı ve burada Edward Said'in de meslektaşı oldu. Edebiyat, felsefe,
feminizm ve postkolonyal çalışmalar alanlarında disiplinlerarası bir
yaklaşım benimsedi.
Ana Felsefi Katkıları
- "Sessizler
Konuşabilir mi?" (Can the Subaltern Speak?):
- Bu,
Spivak'ın en ünlü ve en çok tartışılan makalesidir. Temel sorusu şudur:
En marjinalleştirilmiş, dışlanmış ve ezilmiş gruplar
("subaltern"), kendilerini gerçekten temsil edebilirler mi,
yoksa onların sesleri her zaman egemen söylem tarafından mı bastırılır
veya çarpıtılır? Spivak'ın yanıtı büyük ölçüde pesimisttir. O, Batılı
aydınların ve sömürgeci söylemin, bu gruplar adına konuştuğunu iddia etse
de, aslında onların sesini susturduğunu veya temsil edilemez hale
getirdiğini savunur.
- "Subaltern"
(Sessizler):
- Spivak,
bu terimi, sömürgeci ve post-kolonyal güç yapıları içinde en çok
dışlanmış, siyasî temsilden mahrum bırakılmış ve tarihî olarak
sessizleştirilmiş kişileri veya grupları tanımlamak için kullanır. Bu,
sadece yoksul veya ezilmiş olmak değildir; aynı zamanda, mevcut bilgi ve
söylem sistemleri içinde var olamamak demektir.
- Stratejik
Esasçılık (Strategic Essentialism):
- Bu
kavram, Spivak'ın sömürgecilik sonrası politikaya getirdiği bir öneridir.
O, ezilen grupların, geçici bir siyasî amaç için, kendi iç
farklılıklarını bir kenara bırakarak, ortak ve basitleştirilmiş bir
kimliği (esasçılığı) benimseyebileceğini savunur. Bu, siyasî mücadele
için birleşmelerini sağlar. Ancak Spivak, bu stratejinin geçici ve
dikkatli kullanılması gerektiğini, aksi halde kendi yarattıkları
basmakalıp kimliklere hapsolma riski taşıdığını belirtir.
- Yapısökümcü
Okuma (Deconstructionist Reading):
- Spivak,
Jacques Derrida'nın yapısöküm yöntemini kullanarak, Batılı felsefi ve
edebi metinlerin gizli varsayımlarını ve çelişkilerini ortaya çıkarır.
Amacı, metinlerin "arkasından" okuyarak, sömürgeci iktidar
dinamiklerinin nasıl ince bir şekilde metinlere nüfuz ettiğini
göstermektir.
Spivak'ın felsefesi, Edward Said ve Homi K. Bhabha'dan
farklı olarak, iktidarın görünür ilişkilerinin ötesine geçer ve bilginin,
kimliğin ve temsilin en temel katmanlarını sorgular.
Gayatri Chakravorty Spivak'ın "Sessizler Konuşabilir
mi?" makalesi, postkolonyal düşüncenin en keskin ve radikal
sorgulamalarından birini sunar. Bu makale, sadece kolonyal tarihi değil, aynı
zamanda çağdaş aktivizm ve entelektüel üretimin de etik sınırlarını sorgular.
"Sessizler Konuşabilir mi?" (Can the Subaltern
Speak?)
Makalenin Ana Tezi: Spivak'ın makalesi, Batılı
entelektüellerin (ve hatta bazı postkolonyal düşünürlerin) ezilen gruplar
("subaltern") adına konuştuğu iddiasını eleştirir. O, en
marjinalleşmiş bireylerin, politik, sosyal ve söylemsel anlamda o kadar baskı
altında olduklarını savunur ki, kendi seslerini duyurma imkânına yapısal
olarak sahip değillerdir. Onların sesi sadece duyulmuyor değil, sistem
tarafından bilinçli olarak susturuluyor veya çarpıtılıyor.
Kilit Argümanlar ve Sati Örneği: Spivak, bu tezi
desteklemek için en çok bilinen örneği olan Sati ritüelini (dul kadının
kocasının cenaze ateşine atlayarak kendini feda etmesi) kullanır. Bu tarihi
olay, hem İngiliz sömürgeci yöneticiler hem de yerli Hintli elitler arasında
tartışılan bir konuydu.
- Sömürgeci
İngiliz Söylemi: İngilizler, Sati'yi "barbar" bir gelenek
olarak görüyor ve kendilerini "beyaz erkekler, esmer kadınları esmer
erkeklerden kurtarıyor" sloganıyla meşrulaştırıyorlardı. Bu, kendi
müdahalelerini haklı çıkarma aracıydı.
- Hintli
Elitlerin Söylemi: Yerli Hintli elitler ise Sati'yi "kutsal ve
geleneksel" bir ritüel olarak savunuyorlardı. Onlar için bu, kültürel
kimliklerinin bir parçasıydı.
Spivak'ın Sorusu: Spivak, bu iki söylem arasında
kaybolan bir sesi işaret eder: Kendini feda eden kadının kendi sesi.
Sömürgeciler ve yerli elitler, kadının eylemi hakkında konuşurken, kadının
kendi niyetinin, rızasının veya çaresizliğinin ne olduğu tamamen göz ardı
edilir. O, bir nesneye indirgenmiştir. Spivak, makalesini bu tarihi sessizliği
vurgulayarak bitirir ve temel sorusunu bir kez daha sorar: "Sessizler
konuşabilir mi?"
Makalenin Mirası:
- Entelektüelin
Rolü: Makale, aydınları ve aktivistleri kendi rollerini sorgulamaya
zorlar. Bir ezilen adına konuştuğunu iddia eden kişi, aslında o kişinin
sesini gasp edip etmediğini düşünmelidir.
- Temsilin
Sınırları: Spivak, temsilin masum bir eylem olmadığını, her zaman bir
iktidar ilişkisi içerdiğini gösterir. Bir grubun hikayesini anlatmak, o
hikayeyi anlatan kişinin bakış açısıyla sınırlıdır.
"Sati" örneği, sadece tarihi bir olay değil, aynı
zamanda günümüzdeki tüm temsil, güç ve sessizlik sorunlarına
uygulanabilen bir paradigmadır.
Dediğiniz gibi, bu yaklaşım günümüzde pek çok alanda
kullanılabilir:
- Azınlık
Grupları ve Göçmenler: Yardım kuruluşları, devletler veya aktivistler,
göçmenlerin ve azınlık gruplarının sorunları hakkında konuşurken, onların
kendi deneyimlerini ve seslerini ne kadar duyurdukları Spivak'ın
eleştirisiyle sorgulanabilir.
- Kadın
ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları: Gelişmekte olan ülkelerdeki
kadınların hakları hakkında konuşan uluslararası feminist örgütler, yerel
kadınların kendi mücadelelerini nasıl gördüğünü dikkate almadan, kendi
Batılı çerçevelerini dayatabilir.
- Dezavantajlı
Gruplar: Medya, yoksul veya evsiz bireyler hakkında haber yaparken,
onların yaşadıklarını bir "hikaye" olarak sunsa da, o kişilerin
kendilerini nasıl gördüğünü ve nasıl bir öznel deneyime sahip olduklarını
gözden kaçırabilir.
Bu makale, felsefi atlasımızda, bilgiyi sadece almakla kalmayıp, aynı zamanda o bilginin kim tarafından, kimin adına ve hangi söylem içinde üretildiğini sorgulamamız gerektiğini gösteren hayati bir pusula görevi görüyor.
1. Çeviriler / Birincil Eserler
Spivak, Gayatri Chakravorty. Madun Konuşabilir mi? (Can the Subaltern Speak?). Çev. Emre Koyuncu. İstanbul: Dipnot Yayınları, 2002.
Spivak, Gayatri Chakravorty.Yapısöküm, Postkolonyalizm, Madunluk. Çev. Soner Torlak, Zoom Kitap
Spivak, Gayatri Chakravorty. Gramatoloji'ye Önsöz, Çev. İsmail Yılmaz, Bilgesu Yayıncılık
2. Makaleler ve İncelemeler
Akbaş, Arif. “Gayatri Chakravorty Spivak ve Postkolonyal Teori Üzerine Notlar.” Kültür Araştırmaları Dergisi, Cilt 19, Sayı 292–307, 2023. doi:10.46250/kulturder.1370220
Kılıç, Zeynep. “Postyapısalcılık ve Madun Konuşabilir mi? Spivak’ın Alt-Yapılanlar Kuramı Üzerine Bir İnceleme.” Felsefe Yazıları Dergisi, 2020, ss. 45–68.
Yılmaz, Elif. “Küreselleşme ve Kadın: Spivak’ın Feminizmine Dair Bir Okuma.” Feminizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2021, ss. 89–112.
3. Kitap Bölümleri ve Antolojiler
Spivak, Gayatri Chakravorty. “Madun Konuşabilir mi?” In Durakbaşa, Ayşe & Kozanoğlu, Ümit (der.), Postkolonyal Eleştiri Kuramları içinde, Çev. Zeynep Funda, İstanbul: Metis Yayınları, 2004, ss. 102–124.
Spivak, Gayatri Chakravorty. “Derrida Üzerine Önsöz” (Preface to Of Grammatology). In Derrida, Jacques, Yazıyı Sökümlemek Üzerine, Çev. Koray Ebüzziya, İstanbul: İletişim Yayınları, 2003, ss. 9–58.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder