Agonistik siyaseti daha derinlemesine inceleyelim. Chantal Mouffe'un bu kavramı geliştirmesinin ana nedeni, liberal demokrasinin uzlaşma ve rasyonel müzakere odaklı modellerini eleştirmektir. Ona göre, siyasetin doğasında kaçınılmaz bir çatışma vardır ve bu çatışmayı inkar etmek, demokrasi için daha büyük tehlikeler yaratır.
Chantal Mouffe'un agonistik siyaset teorisi, siyasal çatışmanın demokratik bir şekilde ifade edilmesini ve yönetilmesini amaçlar. Bu bağlamda, gösteriler, grevler ve diğer toplumsal hareketler agonistik siyasetin en önemli araçlarıdır. Mouffe için bu tür eylemler, liberal demokrasinin göz ardı ettiği veya bastırmaya çalıştığı "siyasal" boyutu görünür kılar ve bu boyutun demokratik bir alanda işlev görmesini sağlar.
Bu araçların işlevi şu şekilde özetlenebilir:
1. Dışlanan Sesleri Siyasal Alana Dahil Etmek
Agonistik siyaset, liberal demokrasinin her zaman bir "iç" ve "dış" yarattığını, yani bazı grupları ve talepleri siyasal söylemin dışında bıraktığını kabul eder. Gösteriler ve grevler, bu dışlanan grupların kendilerini ifade etmeleri ve taleplerini kamusal alana taşımaları için güçlü bir platform sunar. Örneğin, işçi sendikalarının düzenlediği bir grev, sadece ekonomik haklar talep etmekle kalmaz, aynı zamanda işçilerin toplumsal bir aktör olarak varlığını ve gücünü de ortaya koyar. Bu, liberal politikanın bireysel haklar ve rasyonel müzakere çerçevesinde ele almadığı kolektif kimlik ve güç mücadelesi boyutunu görünür kılar.
2. Hegemonik Düzeni Sorgulamak ve Dönüştürmek
Mouffe'a göre, her toplumsal düzen, geçici ve olumsal bir hegemonya üzerine kuruludur. Egemen ideoloji ve iktidar, kendisini "doğal" veya "tek olası" düzen olarak sunar. Gösteriler ve grevler gibi eylemler, bu hegemonik düzeni sorgulamanın ve ona meydan okumanın yollarıdır. Bu eylemler, mevcut sistemin alternatiflerinin olduğunu gösterir ve yeni bir "biz" kimliği inşa ederek farklı bir toplumsal düzeni savunmaya olanak tanır. Bir çevre hareketinin protestosu, mevcut ekonomik büyüme modelinin sorgulanmasına yol açabilirken, feminist bir gösteri ataerkil yapıların meşruiyetini sarsar.
3. Çatışmayı Agonistik Bir Şekilde Yönetmek
Agonistik siyasetin temel amacı, çatışmayı yok etmek değil, onu demokratik sınırlar içinde yönetmektir. Gösteriler, grevler ve sivil itaatsizlik eylemleri, tam da bu işlevi görür. Bu eylemler, toplumdaki farklı hasımların (adversaries) birbirleriyle demokratik kurallar çerçevesinde rekabet etmelerini sağlar. Eylemler, bir düşmanı yok etmeyi değil, aksine mevcut iktidarın ve politikaların meşruiyetini sorgulayarak daha iyi bir siyasal düzen için mücadele etmeyi amaçlar. Bu süreç, "dost-düşman" ayrımını "hasım" ayrımına dönüştürerek, şiddete başvurmadan siyasal değişimi mümkün kılar.
Özetle, Chantal Mouffe'un agonistik siyasetinde gösteri ve grevler, sadece birer hak arama aracı değil, aynı zamanda demokrasinin kendisini canlı tutan, hegemonik düzenleri sorgulayan ve çatışmayı demokratik bir biçimde yöneten temel araçlardır. Bu eylemler, siyasetin yalnızca parlamento içinde değil, aynı zamanda sokaklarda ve toplumsal hareketlerde de var olduğunu hatırlatır.
Mouffe'a göre radikal demokratik devrimden beklenenler şunlardır:
1. Özgürlük ve Eşitliğin Genişletilmesi
Liberal demokrasi, özgürlük ve eşitliği genellikle politik alana (oy verme hakkı, ifade özgürlüğü vb.) ve hukuki alana (kanun önünde eşitlik) sıkıştırır. Radikal demokratik devrim, bu ilkelerin sadece bu alanlarla sınırlı kalmayıp, toplumun tüm yapılarına (ekonomik, sosyal ve kültürel) yayılmasını amaçlar. Bu, sadece politik eşitlik değil, aynı zamanda ekonomik eşitsizliklerin azaltılması, sosyal adaletin sağlanması ve cinsiyet eşitliği gibi talepleri de içerir.
2. Çeşitli Mücadelelerin Birleştirilmesi
Mouffe, radikal demokrasinin, tek bir sınıfın (Marksizm'deki proletarya gibi) mücadelesine dayanamayacağını savunur. Aksine, radikal demokratik devrim, farklı toplumsal mücadeleleri (feminist hareketler, çevre hareketleri, LGBTİ+ hakları, etnik azınlıkların mücadelesi, işçi hareketleri vb.) bir araya getiren geniş bir ittifakın inşasını gerektirir. Bu farklı talepler, mevcut egemen sisteme karşı "biz" olarak tanımlanabilecek yeni bir "halk" kimliği oluşturur.
3. Hegemonik Düzenin Değiştirilmesi
Radikal demokratik devrim, var olan siyasal, sosyal ve kültürel hegemonik düzeni sorgulamayı ve yeni bir hegemonya kurmayı amaçlar. Bu, mevcut düzenin "doğal" veya "kaçınılmaz" olduğu fikrini reddederek, alternatiflerin ve farklı yaşam biçimlerinin mümkün olduğunu gösterir. Örneğin, neoliberalizmin hakim olduğu bir düzende radikal demokratik devrim, neoliberal politikaları sorgulayarak ve kamusal alanları güçlendirerek yeni bir ekonomik ve sosyal düzenin kapılarını aralar.
4. Agonistik Bir Siyasal Alan Yaratmak
Bu devrimin en önemli beklentilerinden biri, siyasal çatışmayı ortadan kaldırmak yerine, onu agonistik bir alana dönüştürmektir. Siyasal alan, "düşmanları" (enemies) yok etmeye çalışan bir mücadele alanı olmaktan çıkıp, farklı hasımların (adversaries) ortak anayasal çerçeve içinde rekabet ettiği bir alana dönüşür. Bu, sürekli bir müzakere ve mücadele süreciyle demokrasinin canlı kalmasını ve değişime açık olmasını sağlar.
Özetle, Chantal Mouffe'un radikal demokratik devrimi, statükoyu korumayı değil, onu dönüştürmeyi amaçlayan sürekli bir demokratikleşme sürecidir. Bu, özgürlük ve eşitlik ilkelerini radikalleştirerek, farklı toplumsal hareketleri bir araya getiren yeni bir hegemonya kurmayı ve siyasal çatışmanın demokratik sınırlar içinde kalmasını sağlayan bir düzen yaratmayı hedefler. Bu devrim, tarihin bir noktasında başlayıp biten bir olaydan ziyade, demokrasinin kendisinin sürekli yenilenen bir projesidir.
Popülizm kavramı genellikle olumsuz bir çağrışım yapar. Medyada ve siyasi tartışmalarda sıkça "demagojik liderler," "rasyonel olmayan kitleler" veya "demokrasiye tehdit" gibi anlamlarla ilişkilendirilir. Bu nedenle, Chantal Mouffe'un sol popülizm kavramı ilk bakışta çelişkili veya sorunlu görünebilir. Ancak Mouffe, popülizme bu yaygın olumsuz anlamın dışında, siyaset teorisi için yapıcı bir araç olarak yaklaşır.
Mouffe'a göre popülizm, belirli bir ideolojiden ziyade bir siyasal mantıktır. Bu mantığın temelinde, toplumsal sorunların temelini oluşturan, "halk" ile "egemen blok" arasındaki antagonistik bir ayrım yatar. Mouffe, popülist mantığın sadece sağcı otoriter liderlere özgü olmadığını, aynı mantığın demokratik bir hedefe yönlendirilerek sol siyaset için de kullanılabileceğini savunur.
Mouffe'a Göre Sol Popülizm Neden Önemli?
Hegemonya İnşası: Mouffe, bir siyasal projenin başarılı olabilmesi için çeşitli toplumsal talepleri (işçi hakları, feminizm, ekoloji vb.) bir araya getirecek bir hegemonya kurması gerektiğini savunur. Sol popülizm, bu farklı mücadeleleri "biz" (halk) ve "onlar" (egemenler) ayrımı üzerinden birleştirerek, ortak bir kimlik ve kolektif bir irade yaratır. Bu sayede, tekil mücadeleler parçalı kalmaktan çıkar ve birleşik bir siyasi güce dönüşür.
Siyasal Boyutu Geri Getirmek: Liberal demokrasinin siyaseti teknokratik ve rasyonel bir alana indirgemesi, toplumsal sorunlara olan öfkeyi ve tutkuları siyasetin dışına iter. Mouffe'a göre sağ popülizm, bu boşluğu manipülatif bir şekilde doldurur. Sol popülizm ise, aynı öfke ve tutkuları demokratik bir şekilde harekete geçirerek, "halkın" taleplerini tekrar siyasetin merkezine taşır ve siyasal alanı yeniden canlandırır.
Radikal Demokrasinin Aracı: Mouffe, sol popülizmi, radikal demokratik devrimin temel bir stratejisi olarak görür. Bu strateji, neoliberal politikaların neden olduğu eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri eleştirerek, özgürlük ve eşitlik ideallerini radikalleştirmeyi hedefler. Sol popülizm, "halkın egemenliği" fikrini yeniden sahiplenerek, bu ilkenin sadece seçim sandığından ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumsal adalet ve katılım mücadelesini de içerdiğini vurgular.
Kısacası, Mouffe'un sol popülizm anlayışı, popülizmin geleneksel kötü şöhretini bir kenara bırakarak, onu demokratik bir değişim aracı olarak yeniden yorumlar. Bu bağlamda sol popülizm, demagojik bir manipülasyon değil, parçalı sol mücadeleleri birleştiren ve siyasal çatışmayı demokratik bir şekilde yönlendiren yapıcı bir stratejidir.
Türkçe Kaynakça
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder