Antonio Damasio, duygu, akıl, bilinç ve bedenin birbirine olan derin bağlantısını modern nörobilim perspektifiyle yeniden tanımlayan, Portekizli-Amerikalı önde gelen bir nörolog ve sinirbilimcidir.
I. Biyografi
Antonio Damasio, 25 Şubat 1944'te Lizbon, Portekiz'de doğdu.
Lizbon Üniversitesi'nde tıp eğitimi aldı ve 1967'de tıp derecesini, ardından
nörobiyoloji alanında doktora derecesini tamamladı. Akademik kariyerini
ilerletmek üzere Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı ve burada beyin
araştırmaları konusunda uzmanlaştı. Uzun yıllar boyunca Iowa Üniversitesi'nde
Nöroloji Bölümü'nü yönetti ve özellikle beyin hasarı olan hastalar üzerindeki
klinik çalışmalarıyla ün kazandı. Halen Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde
(USC) Felsefe, Nöroloji ve Psikoloji Profesörü olarak görev yapmaktadır.
Damasio'nun bilimsel yolculuğunun merkezinde, duygu ve
aklın geleneksel Batı felsefesindeki ayrılığına meydan okuma çabası yatar.
Klinik gözlemleri, duygusal merkezleri hasar görmüş hastaların mantıksal olarak
kusursuz olmalarına rağmen, gündelik hayatta en basit kararları bile almakta
zorlandıklarını ortaya koymuştur. Bu gözlemler, onun çığır açan teorisinin
temelini oluşturmuştur.
II. Temel Düşüncesi ve Teorileri
Antonio Damasio'nun düşüncesi, esas olarak duyguların
rasyonel karar alma ve bilincin oluşumu için vazgeçilmez birincil sistem
olduğunu ileri sürer.
1. Descartes'ın Yanılgısı (Descartes' Error) Tezi
Damasio, en ünlü eserinde, René Descartes'ın "Düşünüyorum,
öyleyse varım" sözüyle zirveye ulaşan, zihin ile beden (veya akıl ile
duygu) arasındaki katı düalizmi reddeder. Ona göre bu, Batı düşüncesinin en
büyük yanılgısıdır.
- Eleştiri:
Descartes ve takipçileri, aklı (rasyonaliteyi) bedenin ve duyguların
karmaşasından bağımsız ve üstün bir alan olarak görmüştür.
- Damasio'nun
Karşı Tezi: Akıl, bedenden ayrı değildir; rasyonel düşünme, duygusal
ve fizyolojik süreçlere sıkı sıkıya bağlıdır.
- Yeni
Yaklaşım: "Hissediyorum, öyleyse varım" (veya
"Vücudum var, öyleyse varım") yaklaşımını ima eder. Karar alma
süreçleri, duygusal sinyallerin rehberliği olmadan felç olur.
2. Somatik İşaretleyici Hipotezi (Somatic Marker
Hypothesis)
Damasio'nun en önemli bilimsel katkısıdır:
- Tanım:
Somatik İşaretleyiciler, gelecekteki eylem seçeneklerinin
sonuçlarına ilişkin bedensel (somatik) tepkilerdir. Bunlar, olumlu veya
olumsuz duygusal durumlardır ve hızlı, bilinçaltı bir şekilde karar verme
sürecini etkiler.
- İşlevi:
Karmaşık bir karar durumunda, beyin bir eylemin potansiyel sonucunu simüle
eder ve buna karşılık gelen duygusal bir tepki ("iyi his" veya
"kötü his") üretir. Bu tepki (işaretleyici), seçenekleri hızla
daraltır ve mantıksal analizin yükünü azaltır.
- Klinik
Kanıt: Vaka çalışması Phineas Gage, bu hipotezin temelini
oluşturur. Beyninin ventromedial prefrontal korteks (duygu ve karar
merkezleri) bölgesi hasar gördükten sonra Gage, entelektüel yeteneklerini
korumuş, ancak dürtüsel ve sorumsuz hale gelmiştir. Duygusal
işaretleyiciler olmadan rasyonel davranışı imkansız hale gelmiştir.
3. Bilinç ve Benlik Teorisi
Damasio, bilincin sadece zihinsel imge akışından ibaret
olmadığını, bu akışa "sahiplik" ve "öznellik"
kazandıran bir benlik hissinin eklenmesiyle oluştuğunu savunur:
- Çekirdek
Bilinç (Core Consciousness): Organizmanın şu anki durumu ve çevresiyle
olan ilişkisi hakkında anlık, geçici bir benlik hissi (şimdi ve burada).
- Genişletilmiş
Bilinç (Extended Consciousness): Otobiyografik hafıza ve kimliğe
dayanan daha karmaşık, tarihsel bir benlik hissi. Bu, geçmiş ve gelecekle
bağlantı kurmamızı sağlar ve kültürel varoluşumuzun temelidir.
- Bedenin
Rolü: Bilinç, her şeyden önce, bedenin sürekli değişen iç durumunun
(homeostasis) beyinde haritalanması ve hissedilmesi ile başlar.
Organizmanın hayatta kalmaya yönelik çabası, bilincin evrimsel itici
gücüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder