Philo


Philo (İ.Ö.30- İ.S. 50)
Philon, çoğu günümüze kadar gelen tarihsel, politik, törel ve yorumlama çalışmasına imza atmıştır. Philon’a göre, Judaism, insan aklının toplamıdır. Pisagor ve Platon gibi Yunan düşünürleri ile Musa ve havarilerin öğretileri aynı temel üzerinde bulunmaktadır; Philon, bunu kanıtlamak için, Yunan felsefesini, özellikle Platonculuk ve Stoacılık düşüncelerini okumuş ve İskenderiye’de yaygın olarak kullanılan alegorik yöntem aracılığı ile kutsal yazılar ile bu düşünceler arasında bağlar kurmuştur.

Adem, düşüncenin ruhunu tinini temsil etmektedir. Havva duyumsallığı, Yakup peygamber ise koyu sofuluğu temsileder. Bu böyle sürüp gitmektedir.

Philon dizgesinin temel kavramı, Tanrı ideasıdır. Tanrı mutlak bir aşkın varlıktır. O, kavrayış ve tanımlamamızın çok üzerinde bulunmaktadır. O, kutsaldır, en yüce iyidir ve hem bilginin hem de erdemin üzerindedir. Onun ne olduğunu değil, onu biliriz; onun varlığından haberdarızdır, onu erken yüksek us ya da arı düşünce aracılığı ile biliriz. Buna karşın onun varlığı kanıtlanabilir. O, herşeyin nedeni ve kaynağıdır, herşey onun içinde kapsanmıştır. O, mutlak erk, mutlak yetkinlik, mutlak iyilik, mutlak kutsanmışlık ve arı düşünce, zekâ ve usdur. Tanrı, arı olmayan özdek ile bağlantı halinde olmak açın çok yüceltilmiştir.

 Philon, Tanrının dünya üzerindeki eylemini açıklayabilmek için Yahudi melek ve cin düşüncesini kullanacaktır. Ayrıca Tanrı ile dünya arasında bir ortak nokta bulabilmek için Yunan dünya-ruhu ve ideası ka ortaya koyacaktır Bu erkle bazen Tanrı’nın nitelikleri olarak betimlerken, bazen Tanrının hizmetçisi ya da mesajcısı olarak tanımlamaktadır. Ruh, melek ya da cinler artık hem Yunan felsefesinde, hem de Yahudi dininde görülmektedir. Bu erklerin hepsi bir tek şeye, Logos’a, Tanrısal İlkeye ya da Us’a ulaşmaktadır. Logos’u, kendi içimizde bulunan logoslar aracılığı ile algılarız. Bu arı anlıktan farklı olarak bilginin ikinci bir niteliğidir. Logos bütün ideaların yeri ya da kapsayıcısıdır. Tüm erkler meleklerin en yüceleri, Tanrının ilk doğan oğlu, Tanrı görünümü, ikinci Tanrı, Tanrı adam, gökyüzündeki Adem, hep burada bulunmaktadır. Gerçekte, Philon’un Logos’u, Stoacıların dünya-ruhudur. O, evrenin bir örneğidir. Tanrı ile dünya arasındaki orta noktadır. Platon’un idealar dünyasıdır. Bazen bu ilke, tanrısal bir ışığın yayılması olarak değerlendirilebilmektedir.

Logos, akıl, erk ve özdekleştirilmiş Tanrı iyiliğidir. Tanrı uzayı kaplayan bir kütle ya da özdektir. Philon, Yahudi yaratım kavramına ek olarak dünyanın bir başlangıç zamanının olduğunu fakat sonunun olmadığını söylemektedir; zaman ve uzay, dünya yaratıldığı zaman yaratılmıştır Logos yetkin ve iyi olduğu için, dünyanın hataları ve kötülükleri özdeğe ilişkin olmalıdır.

Yaratımın en önemli parçası olan insan, evren gibi, ruh ve özdekten oluşmuş microcosm’dur İnsanın özünü arı düşünce oluşturur. Ruhun yapısı ve ussal olmayan bölümü, özdek dünyasma aittir, yönlendiren bolum, arzu, cesaret ve us (lo gos) ıçermektedır Yapısal olmayan zihin ya da arı düşünce, daha yukarıdan ruha eklenmiştir. Böylece Tanrının görünümü insanoğlunu oluşturacaktır Beden, insandaki kötülüğün kaynağıdır, ruhun, beden ile uyum içinde olmaması kötülüğün ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Philon’a göre, insan zihni, tanrısal zihin ile sürekli bir bağlantı halindedir. O, hiçbir zaman Tanrıya karşı özgürlüğünü ilan edemez Ancak duyumsallık içinde kendini kaybedebilir ya da onun üzerinde yükselebilir, bunun nasıl olanaklı olduğundan bahsetmedik. İnsanın bedeninde kötülük ilkesi bulunmaktadır insanoğlu tutkularına karşı zayıf bir yapıya sahiptir ve günahkardır, bizler tanrısal bir yardıma gereksinim duyarız. Tanrının bizi aydınlatması ve ruhumuza etkide bulunması gerekmektedir. “Bilinçlilik güneşinin doğması gerekir.” Tanrı kavramının bu esrime durumu ile, oluşumun arı kaynağı ortaya konmaktadır. Philon felsefesinde, çilecilik ve gizemcilik öğretileri birleşmiştir ve bu yapı özellikle Ortaçağ’da yeniden ortaya çıkacaktır.
Yunan ve Ortaçağ Felsefesi-Frank Thilly-İzdüşüm Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder