Quentin Meillassoux

Quentin Meillassoux, 1967 doğumlu Fransız bir filozoftur. Kendisi, günümüz kıta felsefesinin en dikkat çekici isimlerinden biri olarak kabul edilir ve Spekülatif Realizm akımının öncülerinden biridir. Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi'nde felsefe dersleri vermektedir.

Başlıca Eserleri

Meillassoux, özellikle yayımlanan ilk eseriyle geniş bir kitleye ulaşmıştır:

  • Sonluluğun Sonrası: Olumsallığın Zorunluluğu Üzerine Bir Deneme (Après la finitude: Essai sur la nécessité de la contingence): Meillassoux'nun felsefesinin temellerini atan bu kitap, onun düşüncesinin ana hatlarını ortaya koyar. Türkçeye de çevrilen bu eser, çağdaş felsefe dünyasında büyük yankı uyandırmıştır.
  • Sayı ve Denizkızı (Le nombre et la sirène): Fransız şair Stéphane Mallarmé'nin bir şiirini çözümlediği bu eser, onun spekülatif düşüncesini edebi bir metin üzerinden ele alarak derinleştirir.
  • İlahi Varolmayış (L'Inexistence divine): Henüz yayımlanmamış olsa da, Meillassoux'nun doktora tezi olan bu çalışma, felsefesinin temel taşlarından biri olarak bilinir.

Temel Düşünceleri

Meillassoux'nun felsefesi, korelasyonizm olarak adlandırdığı düşünce biçimine karşı çıkarak şekillenir.

Korelasyonizm

Meillassoux'ya göre, Immanuel Kant'tan bu yana modern felsefe, korelasyonizm tuzağına düşmüştür. Korelasyonizm, varlık ve düşünce arasında aşılmaz bir bağ olduğunu savunur. Yani, bir şeyi ancak bir öznenin onu düşünmesiyle bilebiliriz ve öznenin olmadığı bir dünyayı düşünmek imkansızdır. Bu, düşünce ve varlığın hep birbiriyle ilişkili olduğu bir kısır döngü yaratır. Meillassoux, bu yaklaşımın, düşünceyi yalnızca kendi sınırları içinde hapsettiğini ve mutlağa (düşünceden bağımsız var olan şeye) ulaşma imkanını ortadan kaldırdığını iddia eder.

Spekülatif Materyalizm ve Atavistik Fosil Argümanı

Korelasyonizm'i yıkmak için Meillassoux, spekülatif materyalizm adını verdiği bir yol önerir. Bunun için meşhur atavistik fosil argümanını kullanır. Bu argümana göre, bilim insanları, dünyada insan bilincinin ortaya çıkışından milyonlarca yıl öncesine ait nesnelerin (fosillerin) var olduğunu kanıtlar. Eğer korelasyonizm doğruysa, yani varlık sadece düşünen bir özneyle birlikte varsa, o zaman insan bilinci öncesindeki bir dünyadan bahsetmek anlamsız olur. Meillassoux'ya göre, bilim bu gerçekleri ortaya koyarak korelasyonizmin temelini sarsar ve düşünceden bağımsız bir varlık, yani mutlak fikrinin mümkün olduğunu gösterir.

Olumsallığın Zorunluluğu

Meillassoux, mutlak olarak kabul ettiği şeyin, herhangi bir yasaya veya nedene bağlı olmayan, radikal bir olumsallık olduğunu söyler. Bu olumsallık, evrenin ve tüm fizik yasalarının mutlak bir zorunluluktan değil, bir tür "sebepsiz gerçeklikten" geldiği anlamına gelir. Onun için tek mutlak zorunluluk, her şeyin mutlak olarak olumsal olmasıdır. Bu, doğanın yasalarının dahi aniden değişebileceği veya yok olabileceği fikrine kapı aralar. Bu düşünce, felsefenin ve bilimin mutlakın doğasını yeniden düşünmesini gerektiren cesur bir meydan okumadır.

Meillassoux'nun felsefesi, metafiziğe yeni bir soluk getirerek, felsefenin düşünceden bağımsız bir gerçekliğe yönelme arayışını yeniden canlandırmıştır. Onun bu radikal fikirleri, spekülatif realizm akımının doğuşuna zemin hazırlamıştır. 

Quentin Meillassoux’nun After Finitude (Fransızca: Après la finitude, 2006; İngilizce çeviri: 2008) kitabı 21. yüzyılın en çok tartışılan felsefi metinlerinden biri ve Spekülatif Gerçekçilik hareketinin çıkış noktası olarak kabul ediliyor.

1. Kitabın Amacı

Meillassoux, 20. yüzyılın büyük kısmına hâkim olan Kant sonrası düşünce biçimine (özellikle fenomenoloji, post-yapısalcılık, dil-merkezcilik) karşı çıkar.
Ona göre modern felsefe, “korelasyonculuk” denen bir görüşe sıkışmıştır.


2. Temel Kavram: Korelasyonculuk

  • Tanım: İnsan zihni ile dünya (düşünce ile varlık) arasındaki bağı koparamayacağımız ve yalnızca bu bağı (korelasyonu) düşünebileceğimiz fikri.
  • Sonuç: İnsan-öncesi veya zihin-dışı gerçeklik hakkında “doğrudan” konuşmak felsefe için imkânsız hale gelir.
  • Meillassoux’nun eleştirisi: Bu görüş, bilimin bize sunduğu “zaman ve mekân bakımından insan-öncesi olaylar”ı (ör. evrenin yaşı, Dünya’nın oluşumu) felsefi olarak açıklamaktan acizdir.

3. “Ancestral Statements” (Atasal Önermeler)

  • Örnek: “Dünya 4,5 milyar yıl önce oluştu.”
  • Bu tür ifadeler, insan ya da bilinç yokken gerçekleşen olaylardan söz eder.
  • Korelasyonculuk açısından bu problemli, çünkü bilincin olmadığı bir zamanı bilmek mümkün görünmez.
  • Meillassoux, bu önermelerin meşruiyetini savunur ve felsefenin korelasyoncu sınırdan çıkması gerektiğini ileri sürer.

4. Ana Argüman: Mutlakın Yeniden İcadı

  • Kant, insan zihninin sınırlarını aşan “kendinde şey”e ulaşmayı reddetmişti.
  • Meillassoux ise bir mutlak kavramı geliştirmek ister — fakat bu mutlak, Tanrı veya metafizik öz değil, matematiksel olarak düşünülebilir varoluşun mutlak olasılığıdır.
  • Burada dayandığı fikir: Matematik, duyumlardan bağımsız olarak gerçekliği ifade edebilir.

5. Ana Tema: Mutlak Olasılık (Necessity of Contingency)

  • Tez: Evrenin varlık biçimlerinin hepsi radikal olarak olumsaldır (contingent); hiçbir doğa yasası zorunlu değildir.
  • Ancak bu olumsallık durumu zorunludur.
  • Yani: Tek zorunluluk, her şeyin başka türlü olabilmesidir.
  • Bu, “mutlak” kavramının yeniden tanımlanmasıdır.

6. Önemi ve Etkisi

  • Spekülatif Gerçekçilik terimi 2007’de Londra’daki bir sempozyumda (Meillassoux, Harman, Brassier, Grant) bu yaklaşımı kapsamak için kullanılmaya başlandı.
  • Kitap, postmodernizmin dil-merkezci sınırlılıklarından çıkıp, insan-dışı, zihin-dışı gerçekliği düşünmenin yollarını açtığı için özellikle çağdaş metafizikte büyük yankı uyandırdı.
  • Bilim felsefesi, ontoloji ve teoloji tartışmalarına yeni bir zemin sundu.

Kısaca Kitabın Teması

After Finitude, insan düşüncesine bağlı olmayan bir gerçekliği felsefi olarak yeniden temellendirmeye çalışır; korelasyonculuğu reddeder ve “tek zorunluluğun olumsallık” olduğunu savunur.

 

After Finitude — Bölüm Bölüm İçerik Haritası

Önsöz / Giriş

  • Konu: Felsefenin "korelasyonculuk" kapanına sıkışması.
  • Tez: İnsan zihninin dünya ile ilişkisi, dünya hakkında mutlak bilgiye ulaşmayı imkânsız kılıyor gibi görünüyor; ama bilim bize insan-öncesi gerçeklikten bahsedebiliyor.
  • Hedef: Bu felsefi paradoksu çözmek ve mutlak bir bilgi formu ortaya koymak.

Bölüm 1 — Korelasyonculuk ve Atasal Önermeler

  • Korelasyonculuk tanımı: İnsan ile dünya arasındaki ilişkiyi aşamama durumu.
  • Atasal önermeler: İnsan öncesi olaylara ilişkin bilimsel iddialar (ör. Dünya’nın yaşı).
  • Problem: Korelasyonculuk bu önermeleri felsefi olarak meşru kılamaz.
  • Örnek: "Evren 13,5 milyar yıl önce oluştu" — bu, bilincin var olmadığı bir zamanı iddia eder.

Bölüm 2 — Kant ve Post-Kantçı Düşünce

  • Kant’ın “kendinde şey” problemi: İnsan zihninin sınırları.
  • Post-Kantçı eğilimler (fenomenoloji, dil teorileri, postmodernizm) — hepsi korelasyonculuğun farklı versiyonları.
  • Eleştiri: Bunlar mutlak kavramını yeniden kuramıyor, sadece göreli perspektifler üretiyor.

Bölüm 3 — Fakültelerin Eleştirisi ve Matematik

  • Matematiğin ayrıcalığı: Meillassoux’a göre matematiksel ifadeler, duyumdan bağımsız olarak gerçekliğin özelliklerini dile getirebilir.
  • Argüman: Matematik, korelasyonculuğu aşmanın anahtarıdır çünkü “duyusal korelasyon” olmaksızın anlamlıdır.
  • Atasal önermelerin savunusu: Onlar matematiksel formülasyonlarla desteklenir.

Bölüm 4 — Mutlak Olasılık (Necessity of Contingency)

  • Ana tez: Hiçbir doğa yasası zorunlu değildir — ancak bu yasaların değişebilirliği zorunludur.
  • Gerekçe: Sabit, zorunlu bir yasa fikri, olumsallık ile çelişir.
  • Sonuç: Mutlak = evrensel olumsallık.

Bölüm 5 — Tanrı ve Dinsel Metafizik İhtimalleri

  • Tanrı’nın reddi: Meillassoux teist değildir, ancak olumsallığın mutlaklığı içinde Tanrı’nın mümkünlüğünü reddetmez.
  • Spekülatif teoloji: Olumsallık mutlaksa, Tanrı da olası bir varlık olabilir — ama zorunlu değil.
  • Felsefi risk: Bu, dini dogmalara geri dönmeden, “mutlak” fikrini yeniden düşünme girişimidir.

Bölüm 6 — Sonuç: Spekülatif Felsefeye Dönüş

  • Sonuç: Felsefe, korelasyonculuğun hapishanesinden kurtulmalı.
  • Yöntem: Matematiksel realizm + olumsallığın zorunluluğu.
  • Yeni yol: Spekülatif realizm — insan düşüncesinden bağımsız gerçeklik üzerine yeniden konuşma cesareti.

Argüman Zinciri (Şematik)

  1. Sorun: Korelasyonculuk → insan öncesi gerçekliği kavrayamama.
  2. Veri: Bilim → insan öncesi olaylardan bahsedebiliyor.
  3. Çözüm: Matematik → korelasyonculuğu aşan evrensel dil.
  4. Sonuç: Tek mutlak = olumsallığın zorunluluğu.
  5. Yansıma: Yeni bir spekülatif metafizik mümkün.

 Kaynakça

📌 1. Türkçeye Çevrilmiş Metinler

  • Meillassoux, Q. (2023). Sonluluğun Sonrası: Olumsallığın Gerekliliği Üzerine Bir Deneme. Çev. Kağan Kahveci. İstanbul: Kolektif Kitap.

  • Meillassoux, Q. (2022). “Üstün Onurumuz Ortak Budalalıktan Gelir.” Çev. Kağan Kahveci. Artı Gerçek Söyleşi.

📌 2. Akademik Tez ve Makaleler

  • Yıldız, E. (2021). Quentin Meillassoux’da Mutlak Olumsallık Kavramı. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi.

  • Demir, B. (2022). Spekülatif Realizm ve Korelasyonculuk Eleştirisi: Meillassoux Perspektifi. Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi.

  • Kahveci, K. (2023). “Quentin Meillassoux’un Spekülatif Materyalizmi.” Felsefe Tartışmaları, 68(1), 45–62.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder